Kurtuldum Galiba

7 1 0
                                    

Bu kafesin içinde  tıkılı kalmıştım . Dört bir yanımdan lavlar akıyordu ve şuan ayağıma gelmişti bile. Çığlık attım lav yakıyordu hemde çok kötü ama öldürmüyordu. Sadece yakıyordu . Bildiğim bütün duaları okuyup Allah canımı alsın diye bekliyordum. Azrail  izne çıktı herhalde yoktu . Lavlar belime gelmişti artık çok ağladığım için başım dönüyordu ayrıca çok acıyordu . Sonra acısından kendinden geçtim .

Uyandığımda her yer sadece kırmızıydı . Ben ise uyandıktan birkaç saniye sonra acı içindeydim yine ama bu sefer daha az acıyordu ve buna katlanabilirdim sanırım. Ne zamandan beri baygındım acaba . Etrafa baktım.kimse yoktu . Oturdum ve acıyla kıvranmaya devam ettim . İçimden duaları okumayı ihmal etmedim.

Etrafa bakındım . Saat olmasını umuyordum ama yoktu. kafesin içinde oturmaya devam ettim . acısına katlanabiliyordum ama bu acımadığı anlamına gelmiyordu. sonra yaklaşık bir 10 15 dakika sonra içeriye yine aynı adamlar geri geldi. Barolena da vardı tabiki de . "nasılsın " diye sorduğunda yüzüne öldüresiye baktım . acaba nasıl olmamı bekliyordu. "çok iyi ya hiç böyle hissetmemiştim". bunu söyledikten sonra fark ettim  lav boğazıma dolmuştu ve ben de az önce yutkunmuştum . işin ilginç tarafı boğazım yanmamıştı . ayrıca kulağımdaki kullaklık erimemişti. her neyden yapılmışsa erimemişti ( çoklu boyut malı olunca ) . Barolena onu tersleyince bir anlığına canı sıkıldı ama sonra yüzünce sinsice bir sırıtma oluştu. "çok sıcak geliyor mu orası"
sabır çekerken sorusunu yanıtsız bırakmadım "buz gibi bu kışta ne soğuk oldu gel de bak istersen" bunu söylediğimde yüzündeki sırıtma büyüdü. "o zaman sıcaklığı arttıralım efendimiz" dur bile diyemeden sıcaklığı yükseltin emri verdi ve bir kez daha yanmaya başladım . 3 katına çıkardılar sanırım sıcaklığı ölüyordum ama erimeden adece acı veriyordu . Allah ım yavaş yavaş mı canımı alıcaksın tek seferde olsun bitseydi. ben yine bağırmaya başlayınca kahkayı patlatıverdi . bir elim ağzımda ne bağrıyon diye bakmaya başladım. beni aldırış etmeden yine diğerlerini alıp çekti gitti.

kafamda milyon kez ona küfrettikten sonra tüm gücümü kullanıp ayağa kalktım ve kafesin açık veya kırılgan bir yerini aramaya başladım. yoktu tabikide nasıl oluyorda bu sıcaklığa dayanabiliyordu diye düşündüm. sonra yine aklıma çoklu boyutun malı olduğu aklıma geldi. gerçekten çok sıkılmıştım artık hem eğer ben kraliçe olucaksam diri olmam lazım dimi cesedim mi hükmedicek bunlara . öldürmüyorlar süründüyorlar resmen. bu sefer yaşadığım acı daha kısa sürmüştü ama baya yıpranmıştım artık eve dönmek istiyordum bir şekilde bu yerden kurtulmalıydım ama nasıl sonra aklıma kafesten daha sıcak olabilirsem onu kesebilirim düşncesi yattı. mümkün müydü acaba . bileklik ateş elementine hükmediyordu yani odaklanırsam daha sıcak olabilir ve kafesi eritirdi . dibine kadar yaklaştım kafsin ellerimi kafese bastırdım ve odaklanmaya çalıştım. bunu yaparken ölmeyeyim diye de dua ediyordum . yavaş yavaş bütün bedenimin ısındıını fark ettim . ısınıyor ısınıyor ve ısınıyordu. ısınırken bir anlığına gözümü açtım ve gördüğüm şey beni biraz üzdü. Ellerim lavın rengindeydi damarlarım ise biraz daha koyusu içinde akan kanı görebiliyordum ama sadece kan değil başka bişey de vardı kırmızı bişey sanırım bu lavdı benim ısınmamı sağlayan lav kafeste oksijen salan bir alet vardı ve alet şuan her zamankinden hızlı çalışıyordu demekki yanmak için onu kullanıyordum . Üzgündüm çünkü şuan hiçte insana benzemiyordum kendimden korktum desem yeridir hatta. Ama bir şekilde kurtulmalıydım burdan . Birkaç dakika ardından kafes erimeye başlamıştı . sevinçten ne yapacağımı bilemedim sonra hızlıca odaklanmaya devam ettim. geçebileceği büyüklüğe gelene kadar erittim o kafesi. eridi de. tam içinden geçicektim ki siren çalmaya başladı. hemen Barolena içeri koştu korkudan bir adım geri çekildim o ise kafesi kapatmaya başladı .

"Ne yapıyorsun" derken itmeye çalıştım onu. Taştı mübarek 1 santim oynamadı yerinden . Sonra kolumu koydum kapatamasın diye.  Adamları kolumu geri soktu kafese o da hızlca kapattı. "Burdan çıkmaman gerekiyordu". Dedi ve adamlarına emir verden "2 katına çıkarın sıcaklığı " bana döndü. "Bunu hakkettiniz efendim " .  Sesi şimdi bittin kızım sen der gibiydi ödüm koptu biraz. Ben çığlığı patlatırken o da yine çekti gitti.

Yine sıcaklık artmıştı ve ben artık dayanamıyordum. O büyük acımla bayılmıştım.
Kalktığımda etraf karanlıktı . Yani en azından kırmızının dışındaki hava bu kadar seçebilmiştim . Ayağa kalktım ver her yerimin kıpkırmızı aynı lav renginde olduğunu gördüm. Aman Allah ım ne olmuştu vücuduma . Hiç de insana benzemiyordum. Odaklanırken sadace ellerime bakmış vücudumu fark etmemiştim.

Ağlamaya başladım sessizce . O kadar korkuyordum ki artık. Sonra içeri giren birini gördüm bir köşeye geçtim . Gelen o pembeli kızdı. Şu kraliçenin kızı bana doğru yaklaştı ve "seni burdan kurtarıcam " dedi. "Neden sana inanayım çıkarın ne? " diye sorduğumda üzgün gözlerle baktı . " Seni burda tutmaları hoşuma gitmiyor" sinirle baktım " ama annene sen beni söyledin söylemeseydin böyle olmazdı" . Haklıydım hem de sonuna kadar sonra sesimi düzenleyerek -bağırırsam işimin biteceğini biliyordum- " sen ve senin ailen yüzüne artık insan değilim . Şu halime bak !" Derken daha kötü ağlıyordum. Dizlerini üstüne düştü . " Özür dilerim özür dilerim ben bunun sonunu bilmyordum bana böyle öğretildi sadece onu uyguladım canının yanmasını istemedim. " Ciddi miydi bu kız ? Harbiden canımın yanmamasını mı istiyordu ? "Tamam kurtar beni burdan " dedim. O da hemen panel gibi gözüken şeye koştu birkaç ayarı kurcaladı ve kafes açılmaya başladı. Ben de hızlıca ordan çıktım . Boyut makası ile boyut açtı ve ordan geçtik.

Kusura bakmayın yanlış yazdığım yerler olmuş şimdi okudum fark ettim anlamadığınız bir yer olursa lütfen bunu belirtin (telefondan yazıyorum da katletti beni) sevgiyle kalın :)

Mosoyo Çoklu BoyuttaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin