Pazar günüydü. 18 şubat yani. Bu çarşamba doğum günümdü. Hazır mıydım ? %100000 değildim sanırım. Yine kitapları aldım önüme çalışıyorum Mana da başıma geldi yine biraz bana yardım etti sonra ona yemek yapmamı istedi. Gidip kendi denemesini söyledim herhalde fikrim hoşuna gitmişti başımdan ayrılarak mutfağa geçti. Ders çalışmaya devam ettim ağzıma bir şeyi tıkmasıyla çalışmam bölündü. Poğaça gibi bişey yapmış. İçinde çikolata vardı anasını satayım mis gibi olmuştu. Elinden alıp yemeğe devam ettim bir yandan da çalışıyordum. Benden bıkan Mana elimden kitapları aldı kendi öğretmeye başladı. Kitaplarla öğrenemezsin diye de fırça attı derken akşam oldu başvuru olmam lazımmış evrakları doldurmayı bitirdim ve ordaki büyük kurula gidiyordum. Bu evraklar yaşım boyum kilom gibi şeylerdi ne kadar güçte olduğum, nasıl güçlendiğim, güçlerim hakkında vermem gereken tonla bilgi zar zor bitirmiştim bunları Boyutların Sonu denilen bir yere bırakmam gerekiyormuş. Şuan bulunduğum yer burası. Ayrıca burası bütün diğer Çoklu boyut yöneticilerinin bulunduğu yermiş -benim farkım bu yöneticileri de yönetme/yetkilendirme hakkım var- ayrıca tek tek gezegen (boyut) yönetmiyormuşum bir sürü olduğu için yüzer yüzer bakan ayrı yöneticiler varmış bunlara "as" deniyor ve bu as'ların da başında bulunan "tas" lar varmış . Ben bu tas'lara emir vericem onlarda as'lara as'larda uygulayacak. Yürümeye devam ederken benim gibi olan "Çoklu Boyut Yöneticileri" de burda görüyordum ve benim onları da kontrol etmem gerekiyor. Toplamda kendiminki hariç 64 çoklu boyuta bakmam gerekiyor. Bir yandan okulu okumam eğitimlerime devam etmem gerek. Allah'tan kokaylaştırmışlar. Yılda bir kere yeter dediler eğer yanlış bir şey olursa bana haber gelirmiş çünkü diğer boyutlarda birbirlerine bakmak zorundaymış asılsız ihbar veren veya saklayan ölümle cezalandırılıyor. Bu biraz işime geldi doğrusu. Köşeyi dönüyordum ki birini gördüm nedense ondan uzaklaştım ama yaka kartına bakınca anlamıştım neden uzak durduğumu. O Ostargarp kraliçesiydi. Yanında biri daha vardı ve beni tedirgin ediyordu. Kızıl saçları ve dar elbisesi üstündeki kırmızı bluzu ile güzel görünse de yüzündeki o öfke ve tiksinme ona karşı korkmama değiyordu. Yanında ki ise kahverengi sweat ve kot pantolon giymişti. Kanatları vardı ve tek kelime ile mükemmeldi kanatları. O kadar güzeldi ki gözümü ondan alamıyordum. Bir anda ikisi de bana baktı o an bütün kanım akmayı durdurmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mosoyo Çoklu Boyutta
Fantasy"Bir anda nasıl kraliçe olunur ?" Hemde çoklu boyutun Kraliçesi