Bir Süreliğine Huzur

8 1 0
                                    

Geçtiğimiz yer bomboş yeşilliklerle dolu bir yerdi. Yapı yoktu yani. Sadece toprak ve üstünde çok güzel çiçekler. Ona "neden evime götürmedin beni?" Diye sordum. O " evini biliyorlar tekrar yaklarlar o yüzden burayo seçtim."   " Burası  uyduda ya da sihir kullanılarak gözükmez . Bir nevi yok gibi diyebiliriz".  Derin bir nefes aldım . Bana baktı ve " Vücudun normale dönünce uyuyalım Mososyo." Vücuduma baktım kıpkırmızı idi . "Haklısın burada kimse yaşamıyor mu peki ?" dedim. "Hayır yaşamıyor sabipsiz boyutlardan biri ara sıra kafa dağıtmaya geliyorum ." "Ne güzel dğnya da kafa dağıtabilecek bir yer bulamıyorum . " O da yüzünü bana döndürdü ben normale dönene kadar konuştuk bana boyutların nasıl yönetildiğini anlattı. Çocukluğunu ve şu hakimin anlattığı bütün saçmalıkları anlattı. "1200 yıllarının sonunda bir kehanet belirmiş ateş hava su toprak elementinin üstünde. Bu güçler birleşicek ve tek bir kişide buluşacak . Buluşucak kişi kraliçe seçilecek ve çoklu boyutları yöneticek. Ayrıca 1200 yılların sonlarında bu Kayıp Yıldızın Ruhu bulunmuş. Kitaplardan öğrendiğim kadarıyla şöyle bulunmuş: Bir araştırmacı su ateş hava ve toprak üstünde yazan bu kehanetin detayları araştırmak için bir yolculuğa çıkmış amacı bu elementlerin ortak alanını bulmak imiş çünkü yaptığı deneyler sonucunda ancak elementlerin orta noktasında aradığı şeyi bulabilirmiş. Çok uzun bir yolculuk sonrasında bir mağara bulmuş. Mağarada çok yoğun bir mor ışık varmış. Hemde göz kamaştıracak şekilde . İçeri girmek isteyen araştırmacı gezgin bir engelle karşılaşır. Engel bir büyü duvarıdır ve üstünde bir boyutu tarif etmektedir. Araştırmacı bu boyutu bilememiş ve evine dönmüştür . Sonra aradan 3 ay geçmiş ve araştırmacı en sonda bu boyutu bulmuştur. Hemen tekrar yola koyulur  yine aynı yerleri geçtikten sonra aynı yerle yine karşılaşır ve sorunun altına sonucu yazar 'Dünya' büyü duvarı açılır ve araştırmacı içeri girmeyi başarır. İçeride mor bir sıvı ile karşılaşır ne katıdır ne sıvıdır ne akışkandır ne de plazmaya benzer ilerlemeye devam eder ve bu bilekliği bulur bilekliğin üstündeki taşta şunlar yazılıdır: bir gün biri belirecek o üstün kişiliğiyle sadece benim gücümü kullanabilecek o kişi hem kıyameti hem de huzuru getirecektir . 8 asır sonra doğucak olan Dünyalı yaşama umut ve sorun olucaktır.
Gezgin araştırmacı bilekliği ellemeden  evine döner ve bulduklarını yüksek konseye anlatır. " Sonra asası ile birkaç kelime söyledi -yine anlamadığım büyü kelimeleri olsa gerek - sonra asası parladı ve 2 uyku tulumu çıktı . Birini bana fırlattı . "Al bu gün burda uyuyalım ." Bir etrafa baktım bir de ona "Mana etraf açık alan gece biri saldırırsa ". Eliyle işaret ederek " burda bir bariyer bu bizi koruyacaktır ." Tamam dedşm ve ikimizde uykuya daldık. Son birkaç gündür ki en iyi uykumdu . Sabah olduğunu anlayıp kalktım tabi Mana hemen kalkıp birkaç yemeklik bişeyler bulmuş bu kıza minnettar mı olsam şuracıkta boğsam mı bilmiyorum. Teşekkür edip bana verdiği şeyi yedim. İçinde makarna yumurta yeşillikler ve birkaç sos vardı. Nankörlük etmek istemezdim ama başta tuhaf gelmişti . Tadına bakınca bu düşüncem değişti. Yemek yedikten sonra tulumları topladık . Ne yapacağımızı düşünmeye başladık . -artık ikimizde suçluyduk sonuçta -. Mana'ya baktım çimlere uzanmış yatıyor bulutlara -bence bulut yani - bakıyordu . Yanına oturdum ve çoklu boyutta ve dünya da benzer şeyler var mı, diye sordum. O da anlattı sağ olasın. Çok fark yokmuş aslında onu anladım. Bu duyduğuma sevindim çünkü aklıma bir sürü şey geliyordu. Ayrıca saat kavramı da aynıymış 1 gün 24 saat ve 1 yıl 365 gün ama burda farklı olarak "ek gün" diye bişey varmış . Bazı boyutlar ek gün yaşamadığı için takvimlerde yokmuş belki bu yüzden adı böyledir. Ek gin normal bir gün gibi ama diğer boyutlarda aynı gün yaşarken bazıları ise 1 günü 1 hafta ,2 gün ,2 ay gibi yaşayabiliyormuş . Ama bunları yaşlarla karıştırmıyorlarmış. Ayrıca ek günde çalışmak yokmuş veya okul tabi her boyutta en az 1 market açık olmalıymış ya da alışveriş merkezi . Biz bunları konuşurken öğlen olmaya yakındı. Ben ise kendime dönmeyr başladım acaba bu illet karşısında ne yapmalıydım. Her şeye tamam diyip elementleri kontrol etmeyi öğrenmeli ve çoklu boyutu yönetmeli miyim? Sanırım güçleri kontrol etme kısmını ister istemez yapacaktım. Er ya da geç bulunup aynı kaldıkları yerden devam edicektim. Saçmalıktı. Ama ya kendim başarabilirsem. Çiçekler ne güzel esiyordu rüzgarda . Benim de saçlarım uçuşmaya başladı . Çok rahattım sanki. Denemeye karar verdim. Elementlerden birini kendim kontrol etmeye çalışıcaktım. İnsanların %70 i suydu dimi demekki suyu kontrol etmem daha kolay olurdu. Bunca zamandır etmişsem şimdi bir üst leveli de olurdu sanırım. Bir iki adım Mana'dan uzaklaşıp bağdaş kurdum ve Mana'nın bana verdiği suyu önüme koydum . Yoga yapar gibi odaklanmaya başladım. Suyun havaya kalktığını hayal ettim hafifçe etrafta dolanmasını ve geri şişeye girmesini. Oldu da kısa bir süreliğine gözümü açtım olmuştu hareket ediyordu. Hayır o mavi bir çiçekmiş. Şişeye hiçbişey olmamış. Offff ya niye olmadı ki bu? Belki ateşi yapabilirim diye tekrar gözlerimi kapattım. Daha önce yapabilmiştim dimi yine olurdu. Isındığımı hissedebiliyordum daha da sıcak olması için uğraştım . Yavaş yavaş oluyordu. Sonra üstüme dev bir dalga üstümden geçti. Sürüklenmedim ama bütün ateşim sönmüştü. Başımı kaldırıp Mana'ya baktım . Elinde asası bana bakıyordu. Gülemeye başladım o da benimle güldü . Kahkahalarımız bittikten sonra "ne yapıyordun öyle?" Diye sorunca "güçlerimi kendim kontrol etmek istedim hepsi bu" . "Çok yorma kendini " dediğinde sesi biraz üzgün çıkıyordu. Tam ayağa kalkıp yanına yaklaşıcaktım ki o adamlar yerimi bulmayı başardı . Barolena ve onun kötü adamları bir kere de salın beni . Tuttukları gibi beni kaçırdılar .Mana'yı da aldılar.

Mosoyo Çoklu BoyuttaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin