Üçü de hayretlerle bana bakıyordu baya şoka girmişlerdi ben ise arkamı döndüm ve koşmaya başladım. Mana'yı bulmak istiyordum var gücümle koştum karşıma birkaç kişi çıktı ben de elimi savurdum ve hepsini devirdim. Sarayın sonunda Mana'yı gördüm bir yandan adını haykırdım bir yandan ona doğru koştum. Yanına yetiştiğimde o da kanlar içindeydi hemen makasıyla boyut açtı hızlıca içine atladık.
Geldiğimiz yer lavlarla doluydu yerlerde sert bir kayaçtı. Etrafta evler vardı Mana'yla soluklandıktan sonra " burda bir arkadaşım yaşıyor onda kalalım" dedi. Tamam anlamıyla başımı salladım ve onu izlemeye başladım. Baya yürüdükten sonra bir saraya vardık. Kapıyı tıklarken hala soluk soluğaydık. Kapıyı açan genç bir erkekti sanırım ben de bir iki yaş büyük ya da aynı emin olamadım . Mana'ya baktı önce "Mana bu halin ne, ne oldu sana " sonra da beni gördü. " Arkadaşın kim ?" Derken kabaydı biraz fark etmedim değil. Mana " sonra anlatsam olmaz mı içeri girebilir miyiz?" Diye sordu o da bizi içeri aldı hemen. Mana'nın elinden tutuyordu sanırım sevgilisiydi. Bende kollarımı kavuşturdum ve onlardan uzakta olan bir aynanın karşısına geçtim ellimi yüzüme baktım biraz toz vardı ama onun dışında iyiydim . Sonra gözüm kanatlarıma kaymıştı . Kelebek kanadı gibi durmuyorlardı daha çok helikopter böceğininki gibi duruyordu ama o kadar uzun değildi kulacım kadardılar. Bu sırada Mana ve o çocuk konuşuyorlardı. Konuşurken çocuk Mana'nın yaralarını sarıyordu. Karşılarına oturdum ve önümde duran sudan izin alıp birkaç yudum aldım. Tadı normal su gibi değildi ama sıkıntı değildi. Su elementini yönetebilmeniz herhangi bir suyu içebilmeniz demek bir nevi vip oluyorsunuz bende parasız vip olmuştum . Para yerine canımı vermiştim. Çocuk beni süzdükten sonra Mana'ya kim olduğumu sordu. Diğer bir yandna su içiyordu Mana ise benim çoklu boyutun kraliçesi olucağımı söyleyince ağzındaki suyu aramızdaen az 2 metre olmasına rağmen yüzüme boşalttı. Gözlerimi kapattıp sabır çektim. Kolumla yüzümü temizledim o ise hala şoktaydı. "Sen sen kraliçe misin?" Tiksinerek ona baktım oysam ne olmuş sanki "kraliçeye benzer halim mi var sence? Kafa ütülüyoruz burda " dediğimde hafif sırıttım. O ise şaşkındı , Mana atlamasa olmazdı "gerçekten o Yoba ayrıca biraz saygılı ol" derken kahkaha atıyordum çok eğlenceliydi. Yüzüme baktı sonra ayağa kalktı ve eğildi. Japonların eğildiği gibi eğiliyordu hızlıca ellerimle kalk işareti yaparak "öyle yapma kalk ayağı " dedim bu pek de hoşuma gitmezdi benim yaşlarımda olduğunu düşündüğüm birinin önümde eğilmesi saçmaydı. Hemen ayağa kalktı ve yerine geri oturdu "neden burdasınız?" diye sorduğunda Mana'ya baktım kafasını salladı ve konuşmaya başladı "Annem ve babaannem bir de ulu bilge Oros Mosoyo'ya kaldıramayacağı bir eğitim veriyor ben de onu kurtarmak istedim . Bugünde kaçmayı başardık " gülmemek için kendimi tutuyordum ama dayanamadım " o moruğun adı Oros mu demiştin ? "Bir yandan hunharca kahkaha atıyordum " başka isim yokmuş cidden...." Cümlemi tamamlamadan gülmeye devam ettim Mana yüzüme yastığı fırlatıverdi "Mosoyo bari ona saygı duy moruk ne ya ?" yastık yüzüne geri düştüm ama hala gülüyordum. Ayağa kalktım bir elim karnımda ona baktım " Üzgünüm şekerim saygı falan duyucak değilim Oros 'ını kendine sakla" derken tekrar koltuğa düştüm . Mana bir eli yüzünde rezil oldum der gibiydi . Yoba da Mana'ya hak verdi sanırım tamam der gibi kafa salladım sonra tekrar bir bardak daha su istedim cidden vipliğimi her yönünden sömürmeliydim. Gelen suyu tek yudumda bitirdim . Sonra üstümdeki kıyafetler aklıma geldi. Burda kalmıştım ve yanımda para yoktu . Dünyaya dönmeliydim ailemin ve akrabalarımın dirilerini ya da ölülerini gömmeli eşyaları almalıydım. Yarın dünyaya gitmeliydim böylece eşyaları satarak para da bulabilirdim artık dünyada kalamayacağıma göre başka bir boyutta eğitimime devam edicektim ya da teslim olup kraliçe olurdum. Aslında kraliçe olma fikri mantıksız gelmiyordu böylece intikam alabilirim ayrıca birçok haksızlığı düzeltebilirim. Tek yapmam gereken güçlenmekti . Mana'nın sesiyle düşünce bulutlarım dağıldı. " Mosoyo birlikte kıyafet mağazasına gidelim mi ?" Ona " maalesef gelemem yanımda para yok ayrıca yakalanma riskimizde var " . Yoba " aslında yok burayı kolay kolay bulamazlar merak etme ayrıca sizi daha kimse tanımıyor kraliçe para konusunu ben hallederim ne de olsa misafirimsiniz" Yoba'yı bir yandan borç manyağı yapasım bir yandan da acıyasım gelmişti ayrıca adım kraliçe değil ismim var dimi anam babam boşu boşuna mı isim verdi bana ya " Yoba bana Mosoyo de kraliçe değil benim adım teklifin için sağ ol ama yapamam tanınmasamda o adamlar her yerde olmalı ayrıca yakalama emri çıkartmış olabilirler. Yarın Dünya'ya gidebilirsem para kısmını halledicem sadece yarına bir plan lazım." Mana merakla sormuştu bana "neden Dünya'ya gitmelisin ?" Bense başımı eğdim "ailem ve akrabalarımın hepsi ölmüş onları gömmem lazım eşyaları alıcam sonra çoklu boyutta bir şeyler düşünücem dünya'ya gidemem artık onlar peşimdedir." Mana ve Yoba şok içinde bana bakıyordu. Ben se ayağa kalktım ve Mana'ya "Mana burda mı kalıcaz ?" Evet anlamında başını salladı ikiside " o zaman banyoyu kullanbilir miyim üstüm toprak oldu hep " bir hizmetçi beni yönlendirdi sağ olsunlar kıyafette bulmuşlar yatacağım yeri de gösterdiler. Banyo yaptım ve yatağa geçtim gözlerimi kapatasıya uyumuşum.
Sabah uyandığımda saat 9 idi. Okula gitmemek sıkıcıydı sınav öğrencisiyim okulda olmam lazımdı. Üstümü değiştirdim ve aşağıya indim Mana ve diğerleri kahvaltı için bekliyorlardı . Kendime sandalye çektim ve Mana'ya baktım yüzü biraz solgundu. Yorguna benziyordu. Elimi alnına tuttum . O da biraz afalladı ama sonra anladı düşündüğüm gibi ateşi vardı. "Mana ateşin var evde kalmalısın" dediğimde hayır anlamında kafasını oynattı . "Saçmalama evde otur işte ben bişeyler bulurum " bu kız beni dinlemeye meraklı değildi sanırım olmuyordu inat etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mosoyo Çoklu Boyutta
Fantasy"Bir anda nasıl kraliçe olunur ?" Hemde çoklu boyutun Kraliçesi