Gün bitmiyor :)

2 1 0
                                    

-Selam küçük hanım ben Tandi Hansa peki ya siz?
- Mosoyo Haisemi memnun oldum.
-Yanlış bilmiyorsam Türksünüz dimi?
-Evet öyleyim
-Adınız Türk adına benzemiyor.
-Annem Japon o yüzden adı o seçti, pek bir anlamı yoktur adımın.
-Olsun sana yakışmış
- teşekkür ederim. Şey... Ben kılıç tutmasını bilmiyorum öğretebilir misin?
- tabi ki. Dedi ve yanıma yaklaştı tutmama yardım etti. Çok yakındı bana  birkaç santim vardı aramızda fesat bir insanım  ve yüzümün kızarmasına engel olamadım. Umarım görmez diye umarken o daha da yaklaşmıştı. Nasıl durmam gerektiğini anlatıyordu bir yandan. Domates bu kadar kızarmamıştı. Anlatması bitti ve karşıma geçti. Kılıçı sallamamı istedi. Bir ders boyunca alıştırma yaptık böyle. Ders bitti Sahraların yanına geçtim dedikodu yapıyorlardı:
- Oooo bensiz dedikodu. Derken aklıma bişey takılmıştı. Dersler arasında türkçe vardı ama Mana ile ilk karşılaştığımızda beni anlamamıştı. Şuan aşırı meraklıydım hemen sormalıydım:
- Neyse aklıma bişey takıldı. Dersler arasında  Türkçe var ama ben çeviriyi kullanmadan konuşamıyorum neden?
- Hocalar arasında konuşabilirsin biz ise pek türkçe anlamıyoruz ayrıca devrik cümle kuruyorsun o zaman da anlamamız zor oluyor. Konuşan Tandi'ydi
- Gömseydin ya yine de teşekkürler. Bu çeviriciyi ömrümün sonuna kadar benimle olacak sanırım.
- Yeni bir kraliçe seçilince dil otomatik değişir insanlar kraliçenin dilini konuşmaya başlar. Zanrad atlama karşim okulun gıcığıymış kendisi ben de sinir oldum ona . Ses tonu hiç de hoş değil bir kere ayrıca üstünde giydiği şeyler göze güzel gelmiyor. Bir erkek bu kadar zevksiz olamaz bedenlik kıyafetleri normal yaşantısında giydiği şeyler olmasın inşallah . Üstünde atlet vardı ama rengi fuşya idi altında ise eşofman ama eşofman fosfor mavi ayakkabı ise babet giymişti. Saçları üsten dikmişti ayrıca kulağını da deldirmişti boynunda zincir kolye ile kekolara benzetmedim değil. Bir de yetmezmiş gibi sigara içiyordu. Birden dumanı yüzüme üfledi. Elimle dumanı dağıtmaya çalıştım:
- Ne yapıyorsun ya ? Bağırmış olabilirim.
-Sevdi seni .Yoba öldürücem seni sinirle baktım :
- Gıdıkla da gülelim.
-Zanrad dediklerinde haklı dil sürekli değişir tabi neden bilinmiyor bir gelenek olarak kabul ediliyor. Sahra aydınlattın gülüm
-Peki neden Türkçe öğretiliyor o zaman şuanki kraliçe yarı Türk falan mı?
-Senin için dedi soğuk bakan gözlerle Hans. Bizim sınıf çeşit çeşitti Hans'ta bizim psikopat olur. Daimi siyah giyinimli gereğinde öğretmenleri bile korkutan bir tipmiş. Tabi kızdığında yoksa bayağı yufka yürekli oluyormuş.
- Ne kadar önemliymişim ya Dünya'da bu kadar değerim bilinmemişti.
-Sultan Şan hediyesi diyelim
- Kimi diyorsun ya ne hediyesi? Zanrad burnuma parmağıyla bir tane indirdi vurdu denemez ama canımı yaktı öküz.
- Türkçe de Tanrı vergisi olarak gerçiyordu bu ifade köşe de oturmuş kollarını kavuşturan Leisa bir konuya dahil olmuştu sonunda. Kafa salladım
- Teşekkürler. Bunlar deyim falan mı?
- Öyle de diyebilirsin. Sanırım konu Leisa'nın ilgisini çekmişti. Biraz daha konuştuk sonra zil çaldı aynı yerlere geçtik ve kaldığımız yerden devam ettik. Tandi bayağı hızlıydı kaplumbağa olmuştum. Ama biraz biraz hızına yetişiyordum. Sonra bir anda kılıçı boynumda hissettim. Geri çekilmedim boynumu kesmiyordu çünkü:
- İlginç korkmadın
- Boynumu kesmiyordu geri çekilme isteği duymadım.
-Biraz tuhafsın dimi?
- Ne konuda
- Burdaki herkesi her şeyi yönetme yetkisine sahipsin her şey senin olabilir sadece kolundaki sana özel olan o şeyi kullan. Biraz sesli konuşuyorduk sanırım gözler bize çevrildi. Tandi bir yandan kılıcını geri aldı ve başlangıç duruşuna geçti. Ben de öyle yaptım:
-Herkesi yönetecek güç beni mahvetti onun yüzünden birçok sevdiğim şeyi kaybettim veya sahip olduğum şeyleri o yüzden bu güç lanetten başka bişey değil. Ayrıca bir lider değilim ben. İnsanları yönetmek ve emir vermek bana göre değil ben kendimi yönetemiyorum. Herkes biraz  üzgün bana bakıyordu.
- Hmm anladım ama kraliçe olucaksın dimi? İçimi okumayı başarmıştı. Yalan söylemedim
- Almak istediğim bir intikam var. Herkesten daha güçlü olucam ve intikamımı alıcam hem çoklu boyutun tamamına hem de beni bu hale sokanlardan. Herkes şaşkın gözlerle bana bakmaya devam ediyordu.
- ÖNCE BENİ GEÇMEN LAZIM HADİ HAZIR! Tandi beni anlamıştı. Bağırmasıyla üstüne koştum. Ben de hareketlerinin yarısını çözmeyi başarmıştım sıkı bir maç olmuştu ama kaybettim . Yerde dinleniyordum . Tandi de yorulmuş olmalı yanıma oturdu elindeki suyu bana verdi.
-İçmedim merak etme
-İçsende sıkıntı değildi öyle şeylere rahatsız olmam.
- Güzel çünkü yalan söylemiştim. Kahkahayı kopardım. Elime alıp içtim o da telefonuna bakıyordu dersin bitmesine 5 dakika vardı.
- Bundan sonraki dersin ne?
- hmm tarih sanırım senin?
- İnan hiç bilmiyorum. Bizi duyan Sahra türkçe olduğunu söyledi. İçimde sevinç çığlıkları vardı.
-Bu ne şans prenses
- Prenses diye bana mı dedin?
- Evet kraliçe adayına prenses denir. Bilmiyor musun?
-Biliyorum. Sadece tam duyamadım tehdit eder gibi konuştum:
- Bir daha bana prenses deme
-Neden?
-Sinirim bozuluyor ben prenses değilim. Ayrıca bizim oralarda prensesler genelde şımarık oluyorlardı. Çocukluğumdan beri sevmemişimdir prensesleri
- Hmm tamam peki ne dememi istersin?
- Anamın babamın koyduğu ad neyine yetmiyor? Bu sefer kahkahayı patlatan o olmuştu.
- Pardon ya tamam Mosoyo öyle olsun
- Az önce tirip mi attın sen
- Belki. Ayağa kalktı bende kalktım tam o anda zil çaldı. Okula girdik hemen banyoya geçtik herkesin banyo yapması şartmış. Ben iç çamaşırı getirmedim has siktir ya Hızla Mana'ya koştum hemen banyoya  girmiş cadı .
-MANAAAAA
- Ne bağırıyon lan
- Yanına gelebilir miyim? Utandı sanırım
-Sapık mısın Mosoyo? Ne anladığını sonunda anladım
- Sen bunu düşünürken ben niye sapık oluyorum bişey söyleyecektim sana özel. Kapıyı açtı ben de kulağına fısıldadım çantasında olduğunu söyledi sabah beni uyarmamış kendi 2 tane getirmiş. Hızlıca aldım köşeye koyarak banyoyu yaptım. Üstümü giyinip yukarı çıkacaktım ki Mana üstüme parfüm şişesini boşalttı resmen . Bu ne ağır koku ya ! Mana'ya bağırdım:
-Kızım parfüm şişesinde parfüm bırak ya burnum yandı
-Azıcık üstüne başına dikkat et ne var şu parfümde kız gibi görün birazcık soy-
Sözünü kestim bağırarak sabrım taşmıştı:
-MANA BİR DAHA BANA SEN SOYLUSUN GİBİ LAFLAR EDERSEN O LAFLARI AĞZINA TIKARIM SİKERİM SENİN SOYUNU DA SOYLUNU DA NE GELDİYSE BAŞIMA BU YÜZDEN GELDİ ZATEN.

Mosoyo Çoklu BoyuttaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin