Huzura bay bay Merhaba Okyanus

7 1 0
                                    

Beni kafese onu da kraliçenin karşına çıkarttıkların da Mana'nın çok korktuğu gözlerinden belli oluyordu. Benimse tüm bedenim titriyordu. Yeniden kapaklar açıldı ve lavlar akmaya başladı Mana'da yanımdaki bir kafese kapatıldı . Asasını da aldılar. Sonra koridordan gelen Mandara'yı ve Barolena'yı gördüm. Karşıma geldiğinde ikisinede bağırdım "siz nasıl alçaklarsınız kendi kızını kafese kapattın adi . Ya sana ne demeli burda bana resmen işkence uyguluyorsunuz eğer ben kraliçenizseniz  emrediyorum çıkarın bizi burdan ." Yürek yedi galiba ama bu kimsenin tınında değil . Barolena " biz burda sana işkence uygulamıyoruz iyiliğin için kraliçe ayrıca taç giymeden sözünüz geçerli değil ve tacı da güçleriniz geliştiğinde takıcaksınız. Mana da tutuklu çünkü senin gelişmene engel oldu lütfen uslu uslu durun ." Dedikten sonra gitmeye başladılar. Hızlıca bişey yapıp gitmelerini engellemeliydim . Yine cama yaslandım . Üstümde olan sıcaklığa ve acıya rağmen gözlerimi kapattım ve hızlıca bedenimi ısıtmaya başladım . Ve birkaç saniye sonra geçebileceğim bir delik açmıştım. Barolena ve kraliçe arkasını döndü ve askerlerine durdurun onu komutu verdiler. Ben ise yine gözlerim kapalı elimi savurdum amacım içimde ısınan şeyi -ateşimi- dışarı yansıtıp onların gitmemi engellemelerini durdurmaktı. Ve olduda bu sefer gözümü açtım ve yine yaptım bütün adamlar ateşin karşısında direnemiyor ve kaçıyordu. Şimdi karşımda sadece kraliçe ve Barolena vardı. Bana hayretle bakıyorlardı. Eee bende böyle bişey pek beklemiyordum. Sonra Barolena 'nın yüzünde bir sırıtış oluştu. Hem sırıtmanın çirkinliği hemde daha yakından gördüğüm o meşhur daire  katları karşısında yüzümü buruşturdum. O ise bir yandan alkışlıyordu ve konuşamaya başladı " afferim afferim ateş elementini kontrol etmeyi başarmışın bakıyorum da kaçmak sana pek iyi gelmiş. O zaman sıradaki elementte geçebiliriz. " Dedikten sonra adamlarına emir verdi hemen ateş koruyuculu bir sürü asker karşımda dikilip kollarımı kaptıkları gibi beni sürüklemeye başladılar. Hayvan herifler canımı çok acıtıyorlardı. Mana'ya baktım o da üzgün gözlerle bana bakıyordu şimdi ağlayacaktı. Sıcaklığı yükseltsemde faydası yoktu koruyucu kıyafetleri vardı. Çaresizdim. Kahretsin

Yürümeye devam ettik -ben sürüklenmeye- sonra okyanusa vardık benim gördüğüme göre bu bir okyanus. Sonra ayağıma taş bağladılar. Hem de kocaman. Ben durdurmaya çalıştım ama nafile ayrıca taşın üstüne bir büyü yaptılar . Sonra Barolena ve kraliçe arkamda durmuşlar bana bakıyorlar arkamı dönüp yüzlerine baktım -Barolena'ya değil tabikide kat kat makyajı kaldıracak midem yoktu şuan - "kraliçe aç olmalısın. Önce sana yemek vericez sonra yapman gerekeni açıklayayım: Bu gördüğün okyanusa atlayacaksın . Ve suda nefes alana kadar çıkamazsın . Bu da su elementini kontrol etmen için iyi bir yöntem. Yavaş yavaş nefes aldıkça su gibi olucaksın. Biz seni arada kontrole gelicez merak etme." Şok oldum . Suda nefes almak mı ? Ölücektim bu sefer işim bitti yok dirim çıkmaz ya . Ben şok olmuşken onlar başımdan gitmiş önümde yemek vardı tabi bir de muhaffız . Yere oturdum üstüme baktım . Kıyafetlerim eskimişti hem de daha 1 2 günlüktüler ne hale gelmiştim ben ( burda küçük bir not söyleyim lavlarda yandığında kıyafetlerine bişey olmamıştı çünkü Barolena onu kaçırırken ateşten korunma büyüsünü kıyafetlere uygulamıştı). Şimdi ise bana intihar et diyorlardı. Çok aç olduğumdan yemeği yedim. Ama içinde hep ilaç katılmıştı. Tadı gayet iyiydi ama ilaç tadı olmasa daha iyiydi. Yemek yemektir diyip ayağa kalktım ve okyanusa baktım . Uçurumdaymışız yeni fark ettim. Hemen dibimizde zanettim . Yerlerde kum olunca biraz da eğik bir açıdan baktım sanırım ya da baş dönmesindendi. Bilmiyorum ama yeni fark ettim . Baya yüksekti de bu uçurum zaten burdan atlasam okyanusa girmeden ölücektim . Baktım ben oyalanıyorum muhaffız hemen kraliçeyi aradı. Telefonları da bir değişik. Yuvarlak ve üstünde değişik yazılar yazıyor. Dahası tuşlu gibi. Hemen kraliçe geri geldi ve beni geldiği gibi okyanusa atıverdi. Odun resmen ya düşerken eksik olmayan çığlıklarım ile bildiğim tüm duaları okuyordum. Ayağımdaki kayalar ağır olduğundan daha hızlı düşüyordum. Okyanusun içine düştüm batıyor ve batıyordum.

Önceki bölümde 9 asır demişim yanlış hesaplama yapmışım 8 asır diyicektim . Bu bölüm kısa oldu biraz ama öbür bölümle halledicem . Beklemede kalın :)

Mosoyo Çoklu BoyuttaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin