İzleniyormuşum

2 1 0
                                    

Eve dönerken izlendiğimi fark ettim. Tekrar güçlerimi kullanıp baktım ama bu sefer kimse görünmüyordu gözümün tekrar yeşile döndüğünü fark eden Mana sormadan edemedi. "bişey mi oldu Mosoyo?" "Biri bizi izliyor sanki" arkasını döndü kimseyi göremeyince yoo diyiverdi. Boşver dedim ve yürümeye devam ettik.  Eve vardık böylece üstümü değiştirip dışarı çıktım güçlerimi doldurmam gerekiyordu. Ve böyle bir hafta geçti sabahları okula gidiyor eve döndükten sonra ise kılıç çalışıyor veya güçlerimi şarj ediyordum.Ama süre zarfında birinin beni izliyor düşüncesi değişmemişti. Özellikle ben tek iken bu his büyüyordu.

Pazar günüydü ben Mana ve Yoba futbol oynuyorduk bütün işlerimi bitirmiştim sonunda. Mana topa dokunucam diye canı çıkıyordu biz de ona gülüyordu. Birden bir boyut açıldı bizde hemen saklandık. Ya refleks ya da başka bişeydi sanırım kaçmamızın sebebi ama kaçmakla haklıydık. Oros ve adamları etrafta dolaşıyorlardı arkalarında Kraliçe Mandana ve Barolena  en arkalarında ise Hans duruyordu. Haklıydım biri beni izliyordu büyük ihtimalle Hans beni izlemiş ve Oros'a bildirmişti yani okulun ilk gününden beri nerde olduğum biliniyordu. Nefes alamıyordum Mana beni anlamış olacak ki hemen kocaman sarıldı ben de ona karşılık verdim ama bir yandan Oros'a bakıyordum. En son tam Mana'nın kollarından ayrılmışken adamlardan biri beni tek koluyla kaldırdı.
Burda diye Oros'a bağırıyordu ben ise elinden kurtulmak için kolunu sıkıyordum. İşe yaradığı söylenemez taştı mübarek olmadı . Oros bayağı mutlu görünüyordu. "Kraliçe ne kadar da güçlenmişin şaşırttın beni" bildiğim büyülerle yüzünü yaktım. O ise  keyif alıyordu yüzünün tamamı yandı ya biraz tepki versen. Benim Oros'u yaktığımı gören Mandana kendi büyüleriyle bana saldırmıştı elimin tersiyle büyüsünü bozdum. Sonra su elementini kullanıp beni tutan adamın ayağındaki toprağı bataklığa çevirdim o batarken elinden kurtuldum. Diğer adamlar üstüme saldırıyordu güçlü bir fırtına oluşturup üstlerine saldım . Şerefsizler rüzgar gülü gibi dönüyorlardı keyif almadım desem yalan olur.  Onlar dönerken Oros bayağı keyifliydi tıpkı benim gibi. Beni alkışlamaya başladı birden üstüme dev bir kaya uçtu. Herifin gezegenden alıp bana atıyordu GEZEGEN ATIYORDU. Kanatlarımla son sürat kaçtım ben de onun gibi üstüne fırlatıverdim . Sıyrılıverdi tekrar tekrar yaptım yok en son bastığı yerleri yok ettim ama ölümsüz sanırım bir türlü ölmedi durduğu yerden bana bakıyordu. Bir anda elini havaya kaldırdı kaskatı kesilmiştim. Hareket edemedim yere düştüm adamlar beni ve Mana'yı kucağına alıp kaçırdılar Yoba ise o sırada telefonda birileri ile konuşuyordu sanırım Oros'u ihbar ediyordu. Etraf polislerle çevrildi ve adamlar durmak zorunda kaldı biz ise hala hareket edemiyorduk. Polisler Oros'u görğnce özür dileyip evlerine döndüler ben de şoka girmiştim. Oros çok mutluydu şuan  sinir bozucuydu benim için derken tekrar başladığım yere dönmüştüm.

Saraya geri dönmüştük. Tamir etmişler o yüzden mi geciktiler acaba ya da bu Oros böyle mi keyif alıyordu. Mana'nın her yeri titriyordu ikimizin de elleri kelepçeliydi ben ise olacakları düşünüyordum. Boğazımda hissettim bıçakla dona kaldım salisesinde nefes alamyı bırakmıştım ama kan ağzıma doluyordu. Bir bıçağa bir de Oros'a baktım benden bıktığını bu kadar göstermese ölür sanırım. "Tekrar karşılaştık çoklu boyutun gelecekteki hükümdarı"  "aman ne özlemiştim ben de seni şu kelepçeleri çıkarsanda özlem gidersek" bir yandan ağzımdaki kanı tükürüp bir yandan laf sokan ben vardım. Oros murada ermiş gibi nasıl mutlu anlatamam bıçağı tekrar boynuma sapladı. Sonra bıçağı çekti bıçakla saçımı kesti. Bu şerefsiz benim uzatmaya çalıştığım saçlarımı kesmişti bense ses çıkarmamaya gayret ettim ama artık dayanamıyordum kelepçeleri eritmeye çalıştım. Kelepçeler erimişti Oros'a yumruğumu geçirdim o ise belimden tuttu ben kaçamadan . Korku ile kalakaldım boynum ise kendini onarıyordu şuan ne yapacağımı şaşırmış ortada kalmıştım dirseğimi karın boşluğuna geçirdim biraz tepki vermesini umut ettim ama olmadı. Sonra kalan saçlarımdan tuttuğu gibi kafese sürükledi beni, bırakmıyordu niyet etmiş aaa dur burası kafes değildi küçük sınıf gibi bir yerdi 2 tane sıra 2 yatak ve geri kalan oda şeyleri arkamdan gelen Mana'ya baktım çok korkmuştu onu bu işe bulaştırdığım için kendime kızdım. Manacyı bıraktıktan sonra karşımıza geçti Oros .
-Bundan sonra  sen kraliçe olana kadar burda eğitim görüceksiniz Mana'nın da  cezası olucak bu
-Mana bişey yapmadı onu buna bulaştırma Mana bana saçmalama der gibi bakıyordu şuan nasıl düşündüğü umrumda değildi o suçlu değildi.
-Peki kraliçem nasıl istersen adamlarına Mana'yı burdan çıkarmaları için emir verdi. Ardından içeriye Hans girdi.
-Ama kraliçem sizi oda arkadaşı olmadan bırakamam Hans uygun bri seçenek sanırım.  Kendiside bir prenstir zaten uyum sağlar.
-aşağalık varlıkların prensi mi?
-Aaa size yakışmıyor kraliçem Hans'da bana pis pis bakıyordu sanki umrumdaymış gibi.
-Ne istiyorsun ben den ?
-Kraliçe olmanızı tıpkı herkes gibi
-Benim görüşüm niye kâle alınmıyor peki
-Kraliçe olduğunuzda alınır dedi ve odadan çıktı. Ardından bir tepsi içinde 2 tane yemek geldi kapının altından. Kendiminkini alıp uzak bir yere oturdum . Kaçmak için uygun bir delik arıyordum Hans'da gözlerini dikmiş bana bakıyordu. Sinirim bozuldu gece olmuştu. Oros yataklardan birini almış tek bir tane çift kişilik yatak kalmıştı. Sanırım amacını anlamıştım ama bunu değiştirmek için elimden geleni yapıcaktım.

Mosoyo Çoklu BoyuttaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin