Hans direkt o yatağa yattı. Ben ise yatıcak gibi yapıp yorganın yarısını ısı kullanarak kesmiştim. Hans bana ne yapıyorsun der gibi bakarken yere yatak hazırlıyordum. Birkaç kıyafet getirmişlerdi giymek için onların bazılarını yere bazılarını üstüme serdim döndüm tersimi. Hans daha fazla sessiz kalamadı:
-Ne yapıyorsun
-Dans ediyorum katılmak ister misin?
-Ne, mal gibi suratıma bakıyordu.
-Sence ne yapıyora benziyorum yatıyorum kör
-Neden yerde yatıyorsun
-Kusura bakma ama pezevenk prenslerin koynunda yatmaya meraklı değilim.
Seni- diyemeden sinrle sözünü yarım bıraktı. İkimizde bana bişey yapamayacağımızı biliyorduk. Aklıma aynı şekilde yatağı kesebileceğim geldi bu daha mantıklıydı. Hans ise başka alemlerdeydi.
-Yanımda yatabilirsin dokunmayacağım. Yerde yatarsan hasta olursun
-Kalsın aklıma başka bir fikir geldi. Diyip yatağı ikiye kestim sonra yere düşecek olan kısmını toprak elementiyle sabitledim aynı şeyi yere kapaklanan Hans'ın yatağına da yaptım. Başını vurmuş sanırım eliyle başını tutuyordu.
-İnsan bir haber verir.
-Sen de insan kelimesini kullandın güzel. O anlamamıştı ama ben rahatlamıştım sanırım bunu duymak hoşuma gitmişti.
-Neyse kusura bakma söylemedim aklıma gelmedi düşeceğin
-Ben de yer çekiminden etkileniyorum farkında mısın?
-Aşırı yüce prensimiz etkilenmez diye düşünmüştüm. Burnundan soluyordu upps birini sinirlendirdim. Gece iyi de olmasa bir uyku uyuyabildim.Sabah kalktığımda burnumun dibinde Oros'u görünce yumruğu suratına geçirdim. Hoşuna gidiyordu köpeğin sersemlemiş bir şekilde benden bir iki adım uzaklaştı. Hans'a baktım her yeri bıçak çiziği olmuştu. Oros bir anda kahkaha atmaya -anırmaya- başlayınca ürkmüştüm. "Ders başlıyor" diye bağırıp odadan çıktı. Sonra içeriye bir hoca girdi kısacık eteği aşırı göğüs dekoltesi ile beni sinir ediyordu. Dibime girdi tiksinerek yüzümü başka yöne çevirdim ama içten içe korkum artıyordu. Sonra benden uzaklaştı ve karşıma oturdu birden kıyafetleri değişti ve daha uzun koyafetler bir kadın orataya çıktı.
-Testi geçtin
-Ne saçma bir test
-Testlerimi kötülemeyin gayet mantıklı
-evet evet diyerek geçiştirdim onu . Dersi anlatmaya başladı anlattığı şey bir "leydi" "Kraliçe" ve "hanımefendinin" nasıl davranması gerektiğiymiş. Sanki umrumdaydı o anlatırken uzakaları seyre koyuldum kafama cetveli yiyene kadar. Bana bağırıyordu yok neden düzgün dinlemiyorum diye bunlar bana lazım bilgilermiş falan da filan o sırad duvarlarda gözüme takılan bişey oldu. Bir duvarda 5 derin çatlak vardı ama dün bunlar yoktu orda ayrıca birinden dışarısı gözükebiliryordu. Tenefüste bunu kullanbilirdim. Ama o tenefüs hiç olmadı habire ders sürekli değişiyordu en son ders silah kullanmayla ilgiliydi dışarı çıktık çatlağıda biz dersteyken kapatmışlar büyüğle de desteklemişler kısaca başladığım yerdeydim. Mana nasıl diye düşünmeden edemiyordum özlemiştim onu gülerken daha az çirkin olan suratını özlemiştim. Çıkmak için ne yapmalıydı acaba kafeteryaya inmiştik şimdi de yemek yerken bir zayıflık arıyordum ve sadece biz bize değildik başka canlılarda açıksası bayağı rahatsız olmuştum kendimi hapishane suçlusu gibi hissettiren bu yerden kaçmam lazımdı. Gece saat 3 ben hala uyuyamadım bugün fazla mutsuzdun ama uykum yoktu şansım her zamnaki gibi benimleydi çünkü(!) Derken birkaç ses duydum buraya geliyorlardı. Uyumuş numarası yaptım kapı açılmıştı. Gelen kişi sessiz sessiz yanıma yaklaşmıştı güçlerimi kullansam uyanık olduğum fark edilecekti o yüzden beklemeliydim. O kişi kulağıma kraliçe diye fısıldayınca onun Oros olduğunu anladım. Anında kanım dondu onun burda ne işi vardı yoksa dün gece de mi buradaydı o delikleri o mu yapmıştı. Aniden ellerini belimde hissettim korkum git gide büyüyordu. İçimden büyü kelimelerini okudum ve ateş diye bağırdım büyüden etkilenmemişti. Hala elleri belimdeydi. Hans'ta uyanmamıştı. Elleri daha da yukarı çıkıyordu bende çığlık atmıştım var gücümle. Kokrum büyüyor ve büyüyordu. Birden kulağımda bir ses duydum bu ses Oros'tan farklıydı. O anda gözümde kararmıştı. Gözümü yeinden açabildiğimde her yer siyah bir yerdeydim karşımda bir kız duruyordu. Mor bir elbisesi -olamzsa olmaz kısa elbise- siyah teni ve delikli kanatları vardı. Saçları uzundu ve gözleri de güzel bir mor tonuydu. Beni işaret ediyordu
-Yorulmadın mı bunca şeyden
-hem de çok
-Peki sana bunları yenecek gücü versem
-senin bundaki kârın ne olucak?
-Bir süreliğine bedenini ele geçiricem sadece onları yenene kadar.... düşünmem için biraz süre veriyorum.
Ne yapacağımı bilemedim kna güvenmeli miydim?
-senin daha ne olduğunu veya neden burda olduğunu bilmiyorum nasıl sana inanayım.
-Haklısın sanırım (Derin bir nefes aldı) Ben Aska senin gücünün temeliyim diyelim yani kayan yıldızın ruhu diyebilirsin. Güçlerini bir yere kadar yükselttin ama şuan sana vereceğimi senin kendi iraden kaldırmaz o yüzden bedenini ben kontrol ediceğim.
-Bana en baştan beri acı çektiren sana inanmak istemiyorum bunların hepsi senin beni seçtiğin için oldu.
-Aslında seni ben seçmedim sana ruhuyum diyebilrisin dedim ruhuyum ya da yöneticisiyim demedim. Seni ben seçmek istemezdim şartlar buna zorladı. (Sesini yükseltti) Şimdi! Bu canavarlara karşı savaşmak mı istersen onun kollarının arasında yaşamayı mı?
![](https://img.wattpad.com/cover/254650043-288-k643427.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mosoyo Çoklu Boyutta
Fantasy"Bir anda nasıl kraliçe olunur ?" Hemde çoklu boyutun Kraliçesi