2- KAPAN🥊

1.1K 208 189
                                    

[Düzenlendi.]

Ben sobelendiysem bu sefer sobe kim olacaktı ?

Babamdan yumruklarımla sobelenmenin sinirini çıkartmıştım anlaşılan o zaman öğrenmişti ellerim bu denli nefretle yumruk geçirmeyi.

Annemin dizlerinin yanında yüreğini kanatmanın hesabını sormuştu küçük yumruklarım.

O günden bu güne büyüyen yumruklarım şimdi 17 yaşındaydı. Kum torbalarıyla arkadaş, bandajlarda yandaştı annemden aldığım uzun parmaklı ellerim.

Aklıma geldikçe annemin mavi ağlayan gözleri intikamım pekişirdi her gün.

{ 13 yıl sonra Ağustos - 4 (karakterin güncel dönemi) }

Elimdeki box eldivenlerini çıkarttıktan sonra biraz nefeslenmek için kum torbasına dayanıp aklıma gelen mavi gözleri sarı saçları silmeye çalıştı beynim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Elimdeki box eldivenlerini çıkarttıktan sonra biraz nefeslenmek için kum torbasına dayanıp aklıma gelen mavi gözleri sarı saçları silmeye çalıştı beynim.

Ne zaman silmeye çalışsam o görüntüleri pişman olurdum. Babamın eline bulaşan annemin kanını... Hiç birşey unutturamazdı bana o acıyı.

Babam beni annemle birlikte kurduğumuz dünyamızdan aldıktan sonra o evde Elçin'in beni hergün azarlamasıyla, aç bırakmasıyla her geçen gün daha da içime kapanmıştım.

Evdeki hizmetliler gizlice yemek verirlerdi bana. Elçin kendi kızını sever, beni de hergün ezerdi. Korkudan söyleyemezdim kimseye, çıkartamazdım sesimi.

Babama duyuramazdım ağlamalarımı, çığlıklarımı, korkularımı...

Hoş, zaten duysada inanmazdı kızına, gözleri hiçbir şey görmüyordu Elçin'den başka.

Babam feryatlarıma, asiliklerime, aylarca kendimi aç bırakarak ölüme fısıldamalarıma dayanamayıp annemi çağırdığında saatlerle annemin kucağında onun kokusuyla uyuduğumu çıkaramam aklımdan.

Hele o ölüm kokusu bazen yalnızken bile gelirdi burnuma. Annemin frezya kokulu saçlarının kan kokusuyla harmanlanmış hali en ufak ayrıntısına kadar kazınmıştı beynime.

Annemi bırakmak istemediğim için, annemin ayaklarına sarıldığım bir anda babam beni annemden kopararak kucağına almıştı ama annemin beni bırakmaya hiç niyeti yoktu.

Annemde tutmuştu kırmızı kazağımın bir ucundan. Yalvarıyordu babama, ben babamın kucağından kaçmaya çalışırken beni sımsıkı tutup anneme hiç acımadan elini kaldırıp tokat atmıştı.

Annemin can acısıyla attığı çığlık kulaklarımda yankı yaparken babama attığım tesirsiz yumrukların ve göz yaşlarımın haddi hesabı yoktu.

Annem tokatın etkisiyle aniden yere savruldu. Babamsa, kaldığım evin önündeki, yolun karşısına parkettiği arabaya beni kucağında zorla götürürüyordu. Annem pes etmeyip yeniden ayağa kalkarak bana yetişmek için yoldan geçiyordu.

SOBE   |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin