Bildiğiniz tüm abur cubur emojilerini sıralayın. Hepsini alıcam da... ;)
Diyette olan me bunu sevdii ;)
Me çok buruk...Sabah başımdaki ağrıyla uyandığımda bir daha bu kadar içmemem gerektiğini aklımın bir köşesine yazdım ve yüzümü yıkamak için kalkıp siyah konsepli odamın içindeki banyoya yöneldim.
Banyo aynasına baktığımda gördüğüm şey sadece yıkık bir surat ve dağılmış saçlardı.
Yüzümü yıkadıktan sonra saçlarımın arasında kum taneleri olduğunu farkettim . Nerden gelmişti bu kum taneleri böyle.
Sahile çıktığımı da hatırlamıyorum ki. 'Akşam boyu barda biraz içtikten sonra zırzırzır çalan telefonumu kapatmıştım sonra yanıma Devin gelmişti sadece e sonra eve geldim galiba.'
Diye düşünürken aklıma birden dank eden düşünceyle gözlerimi faltaşı gibi açtım ve şaşkınlıkla aynaya bakakaldım.
"Devin mi dedim ben az önce , yok artık ya ."Düşündüm ama dün gece bir türlü ne olduğunu hatırlayamadım. Tamam bir şey olmamıştı öyle ama ben ona ne demiştim , biz ne konuşmuştuk , kumlar ne alaka .
Belki de rüya görmüşümdür Devin'de oradan aklımda kalmıştır diye bi süre kendimi rahatlatmaya çalıştım.
Devin'e de soramazdım ki . Birde rüyaysa çok fena rezil olurdum. Hem madem rüyaydı o zaman saçlarımda neden kum taneleri vardı.
Her neyse hiçbir haltı umursamayan ben bunu da umursamayacaktım, yani en azından umursamamaya çalışacaktım.
Saçlarımı kumlardan temizlemek için duşa girdikten sonra akşamdan beri birşey yemediğim için karnımdan yine gurultular geliyordu.
Evin çoğu odasında olduğu gibi benim gardropun alt kısmında da bir kasa vardı ama ben o kasayı başka şeyler için zula deposu olarak kullanıyordum .
Son çare şifremi girip kasayı açtığımda acil durum cephanelerimin bittiğini görünce anlık bir hüzün dalgasıyla aşşağıdaki kahvaltıya inmeye mecbur kaldım .
Kahvaltıdan sonra depoyu fullemek için markete gitmeyi kafamın bir köşesine yazdım ve üzerimdeki bornozdan kurtuldum. Her zamanki gibi siyah bir pantolon , siyah switshirt giydim ve saçlarımı kuruttup kahvaltı için aşşağı indim .
Elçin ve Berin her zamanki gibi baş köşeye oturmuş yemeklerini yerken bende onlardan olabildiğince uzakta oturmak için uzun dikdörtgen yemek masasının en ucuna oturdum .
Elçin "Kerim senin yüzünden dün akşam eve geç geldi . Adamda bıktı senin arsızlığından" dediğinde sinirlendiğimi hiç belli etmeden dudaklarımı büzerek üzülmüş gibi yaparak iğneleyici bir tonda konuştum.
"Ayy tüh tüh , ne oldu Elçin hanım bu akşam seçtiğiniz iç çamaşırını giyemediniz mi yoksa."
Elçin'in masada rekten renge giren suratını gördüğümde tatmin olup sırıttım .
Kendi kendime Biraz daha uğraşmaktan zarar gelmez diye düşünüp aynı alaylı tavırla konuşmayı sürdürdüm.
"Ee sizde haklısınız sonuçta her ay onlara verdiğiniz parayla 5 çocuklu aile geçindirirsiniz ."
Ne yapayım anca böyle uğraşabiliyordum bu kadınla ve yanındaki sinsi kızıyla .
E bulaşmasaydı o da sabah sabah bana .
Berin "düzgün konuş annemle kül kedisi" dediğinde ona dönüp
"Sanırım sen de prensin beğenmediği kül kedisinin üvey kardeşisin değil mi ?" Diyip gülmeye başladığımda ona da ağzının payını vermiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOBE |
Romance"Sana hayatında hiç sevilmediğini iliklerine kadar hissettirdiler mi Devin? Uyuyunca geçmeyen yaralar bıraktılar sana da?" Uzunca kirpiklerinden süzülen acı... İçimde birkaç parça umut kırıldı. Gözlerini gözlerimden ayırmadan devam etti. "Üzerini y...