Medya: Gökhan
"abimlere söyleyecek misin?" dedim çekingence Gökhan hocaya bakarak.
"sence?" dedi alaycı bir sesle ardından telefonunu çıkardı. Hızlı davranarak telefonunu elinden aldım ve arkama sakladım.
Sonra o telefonu almaya çalışırken düştük bakıştık öpüştük.
Yürü git be bu yakışıklı adam napsın senin gibi tipsizi!
"Mahperi verir misin artık telefonumu?" dedi beni daldığım rüyalardan uyandıran Gökhancığım.
"anlaşma yapsak?"
"ne anlaşması?" dedi suratındaki muzip gülümsemeyle.
"benden bir şey isteyin ben de yapayım karşılığında abime hiçbir şey söylemeyin"
Hiç anlamadığım bir çeviklikle arkamdan telefonu aldı ve rehbere girdi.
"iyi denemeydi ufaklık. Ama bu yaptığın aptalca şeyden dolayı bence de cezalandırılmalısın. Yine de sana bir iyilik yapacağım ve müdüre anlatmayacağım bu olanları. Abilerinin sana verecekleri ceza yeterli olur" dedi ve arama tuşuna basarak telefonu kulağına götürdü. Sesinin bir anda bu kadar sertleşmesini açıkçası beklemiyordum.
Kalbim hızlanırken tırnaklarımı kemirmeye başlamıştım bile.
"Burak müsait misin kardeşim? Okula gelmen gerekiyor..."
Gökhan hoca Burak abimle olan konuşmasını bitirdikten sonra bana döndü.
"git ve bahçedeki bankta otur. Abin birazdan gelir" dedi ve yanımdan ayrıldı.
Zaten bugün beden dersimiz vardı. Bu yüzden bizim sınıftakiler bahçeye inmeye başlamışlardı ve hepsi önceki derste neden olmadığımı anlamak istercesine dik dik bakıyorlardı.
Gökhan hoca tam öğrencilere 8 tur koşu verdiği sırada okulun demir parmaklıkları açıldı ve içeriye siyah bir range rover girdi.
Abim gelmişti.
Gökhan hoca öğrencilere devam etmelerini söyledikten sonra arabanın yanına gitti ve abimle konuşmaya başladılar. Gökhan hocanın ağzından çıkan her bir kelimeden sonra kaşları bir tık daha çatılan abimin sert bakışları, Gökhan hoca konuşmayı bitirdikten sonra bana döndüler. Burak abim eliyle bana 'gel' işareti yapınca yavaşça yerimden kalktım ve onlara doğru ilerlemeye başladım.
Yanlarına geldiğimde sinirini daha çok net görebildiğim Burak abim arabanın kapısını açtı ve "bin" dedi.
Ben arabaya yerleştikten sonra da kapıyı sertçe kapattı ve Gökhan hoca ile biraz daha konuştuktan sonra şoför koltuğuna binerek arabayı çalıştırıp gaza bastı.
"abi.." diye kendimi savunmaya kalkacaktım ki elini havaya kaldırarak lafımı kesti.
"eve gidene kadar çıtını bile çıkarma. Evde konuşacağız"
Allah'ım çarpılmak istemiyorum ama neden ben?
Eve geldiğimizde Burak abim ani bir fren yaparak arabayı durdurdu ve kapıyı açıp indi. Ben de inince bileğimden tuttu ve eve doğru yürümeye başladı.
Yumruk yaptığı eliyle kapıyı çalınca evdeki hizmetçiler hemen kapıyı açtılar.
"hoş geliniz Burak Bey, Mahperi Hanım."
Cevap vermeme fırsat bırakmadan beni salona doğru çeken abim kanepenin önüne geldi ve "otur" diye emir verdi.
"ben artık sana ne diyebilirim? Gittikçe yoldan çıktığının farkında mısın sen Mahperi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİMLER BİR MAFYA
HumorMahperi: sizce bizi özlemişler midir? Burak: onu bilemem ama biz onları çok özledik. Bizi özlemişlerdir ama seni özlememişlerdir bence. Bu yakışıklı abilere sürekli problem çıkaran bir cadıyı kim sever? Di mi kızlar? Tufan: o acımasız yazar bizi ay...