Hastane odasında ben yatakta üç abim de çevremde moramış göz altları ve kızarmış gözleriyle başımda bekliyorlardı. Dün Cem beyin dediklerinden sonra Burak abim yine ortalığı yıkmış ve Cem beyin boğazına yapışmıştı. Kıvanç ve Tufan abim de hemen başka bir jet ile gelmişti ve birazdan ameliyatım yapılacaktı.
"asmayın artık suratınızı lütfen. İyi olacağım" dedim gülümseyerek. Bir yandan da midem bulanıyordu ve başım dönüyordu ama bunu abilerime hissettirmemeye çalışıyordum. Bir de şunu fark etmiştim ki unutkanlığım artmıştı. Tümör yavaş yavaş beynimi kaplıyor ve hafızamı silip fonksiyonlarıma zarar veriyordu.
"iyi olmak zorundasın zaten. Aksini düşünmüyoruz ki" dedi Tufan abim.
Tam o sırada telefonum çalınca bakışlarım ekrana yöneldi. Can arıyordu...
Ona olanların hiçbirini söylememiştim. En sonunda ben söyleyemeyeceğim için abimden rica etmiştim. Burak abim, Can'ı arayıp olanları anlatmıştı ve söylediğine göre Can gerçekten yıkılmıştı.
"Can?" diye açtım titreyen sesimle televizyonu.
"neden bana anlatmıyorsun olanları? Gitmeden önce neden seni görmeme izin vermedin? Ya seni bir daha göremezsem..." diye bağırmaya başladığında göz yaşlarım akmaya başlamıştı. Bana bağırdığı için abilerim her ne kadar telefonu kapatmamı ister gibi baksalar da Can'ı çok iyi anlayabiliyordum.
"geri döneceğim Can merak etme..."
"Mahperi hanım..." diye odaya Türkçesi oldukça bozuk bir kadın girdiğinde ona elimle 1 dakika işareti yaptım.
"Can seni çok seviyorum. İyi ki en iyi arkadaşım oldun bu zamana kadar hep yanımda olduğun için çok teşekkür ederim. Şimdi kapatmam lazım ama. Lütfen kendine çok iyi bak"
"eğer beni bırakıp gidersen seni affetmem Mahperi" deyince daha da kötü oldum.
"deme öyle..."
"iyileşeceksin. Hem sen bu üç yakışıklı abiyi başka kızlara kaptıramazsın ki. Bu yüzden yaşamalısın" dedi moralimi düzeltmek için.
"evet öyle. Ben hiçbirinizi bırakamam ki..."
Biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapattım ve odaya giren kadına baktım. Elinde olan tıraş makinesini gördüğümde ellerim istemsizce saçlarıma gitti. Kesecekler miydi onları?
Kadın tıraş makinesini çalıştırıp yanıma geldiğinde Burak abimin elinden tuttum.
"k-kesmesin"
Burak abim elini elimden çekti ve elini tıraş makinesine uzattı.
"çık dışarı" dedi makineyi elinden aldıktan sonra.
Kadın dışarı çıktıktan sonra Burak abim bana döndü.
"sen her halinle çok güzelsin bebeğim. Seni bu kadar mükemmel yapan saçların değil ki" deyince kafamı olumsuz anlamda salladım.
"ama siz saçlarımı çok seviyorsunuz" dedim abilerime tek tek bakarken. Kıvanç abim göz yaşlarını silerek geldi ve bana sarıldı.
"kökü sende güzelim yeniden çıkacak endişelenme."
"saklayın onları" dediğimde Tufan abim sert sesiyle söze girdi.
"saklamaya gerek yok. Geri döneceksin ve yeniden çıkacak!"
Burak abim tıraş makinesini bana uzattı ama ben almayı reddettim.
"sen kes" deyince gözlerinden bir acı bulutu daha geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİMLER BİR MAFYA
HumorMahperi: sizce bizi özlemişler midir? Burak: onu bilemem ama biz onları çok özledik. Bizi özlemişlerdir ama seni özlememişlerdir bence. Bu yakışıklı abilere sürekli problem çıkaran bir cadıyı kim sever? Di mi kızlar? Tufan: o acımasız yazar bizi ay...