Odamda bir sağa bir sola giderken hala Gökhan'ın bağırışları kulağımı çınlatıyordu. Bir şeyleri yakıp yıkmaya çalışıyor evin altını üstüne getiriyordu.
"Gökhan yeter artık sakinleş!" diye Burak abim bağırdı bu sefer de.
Artık dayanamayacağımı hissettim. Bir an önce aşağı inmek ve Gökhan'ı sakinleştirmek istiyordum.
Sen nasıl sakinleştirebilirsin ki?
Evet bunu nasıl yapacağımı bilmiyordum ama burada elim kolum bağlı oturmak da istemiyordum.
'Neden Ceyda'yı öldürmek istesin ki?' diye düşünmeden de duramıyordum.
Sonunu düşünen kahraman olamaz!
İşte bu yüzden odamdan çıktım ve aşağı kata indim.
Beni ilk gören Ares oldu.
"Mahperi odana!"
Onun emretmesiyle herkes bana dönerken inadına daha da indim merdivenlerden.
"odandan çıkma demedim mi ben sana?" dedi Kıvanç abim kızarak.
"bir sıkıntı mı var?" dedim Gökhan'a bakıp. Kaşı yarılmıştı ve akan kan çenesine akarken kurumuştu. Elmacık kemiklerinde de hafif morarmalar vardı.
"şuan tek sıkıntı senin burada olman. Odana çık!" dedi Tufan abim.
"bağırmayın kızıma! Gel Mahperi" dedi Tuncay babam.
Benim gelmem ile bağırışmalar bir anda kesilirken herkes kendine bir yer bulup oturdu. Gökhan stresle parmaklarıyla oynarken bir yandan bacaklarını titretiyordu.
"anlat oğlum. Hadi" diyen Tuncay babam ile derin bir nefes alıp öne eğildi Gökhan.
"Ceyda öldü zannediyordum. Düşmanlarımdan birinin onu kaçırıp öldürüldüğünü sanıyordum ama ölmemiş. Kemal piçinin kardeşi olacak Kenan, Ceyda'yı öldü gibi göstermiş. Bu sabah da biri aradı beni. Açtığımda Ceyda konuşmaya başladı. Beni bir yere çağırdı. O kadar olaydan sonra gitmek zorunda hissettim kendimi. Gittiğimde Kenan da oradaydı. Benden intikam almak için Ceyda ayarlamış her şeyi. Daha da kötüsü tedavim olurken yine intikam almak için doktoru tehdit edip bana verilen ilaçları değiştirmişler" dediğinde şokla baktım ona.
İçimi yavaş yavaş korku salarken abilerimin de kaşlarını çattığını gördüm.
"o yüzden o kıza işkence ettiğin odada Mahperi'nin fotoğrafları vardı. Sen ciddi ciddi kardeşime zarar vermek istedin." dedi Burak abim.
İyileşmemişti. Bu da demek oluyordu ki o odada fotoğraflarımın olması tesadüf falan değildi. Gerçekten de bana zarar vermeyi kafasına koymuştu.
" evet. Belki de o fotoğrafları koyarken öyle düşündüm. Öyle istedim. O fotoğrafların o odada olması hoşuma gitti. Ama bu benim için fırsat. İyileşemediğimi zannediyordum ama iyileşmek için hala bir şansım var" dedi Gökhan.
Eğer buraya kadar kafanızı karıştıran anlamadığınız bir şey varsa bu kısma yazın cevaplayayım.
İşte bu iyi haberdi bir yandan. En azından artık iyileşmek için bir şansının olduğunu biliyorduk.
"tedavine burada devam etmeyeceksin. 1 sene veriyorum sana. 1 senede hala iyileşmemiş olursan bu eve adımını atmayı yasaklarım. Ayrıca kardeşime duyduğun sevgiden de vazgeçeceksin. İstersen dünyanın en iyi insanı ol ama onunla olmana asla izin vermeyeceğim" dedi Burak abim.
"onu 1 sene sonra konuşuruz kardeşim" dedikten sonra evden çıkan Gökhan'ın arkasından bakakaldım.
"bok konuşursun piç herif" dedi Burak abim sinirle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİMLER BİR MAFYA
ComédieMahperi: sizce bizi özlemişler midir? Burak: onu bilemem ama biz onları çok özledik. Bizi özlemişlerdir ama seni özlememişlerdir bence. Bu yakışıklı abilere sürekli problem çıkaran bir cadıyı kim sever? Di mi kızlar? Tufan: o acımasız yazar bizi ay...