Burak abim ile birlikte hemen aşağı koştura koştura indiğimizde Ares'in, Derya'nın kolunu tutmuş sarsarken bir yandan da telefonu yüzüne sallayarak bağırdığını gördük.
Ares telefonu odanın bir köşesine fırlatıp Derya'ya el kaldırmıştı ki Burak abim koşarak Ares'in kolundan tuttu ve geriye itti.
"saçmalama lan! Siktirtme şimdi sinirini. Kıza mı vuracaksın?!"
Derya Ares'in kıskacından kurtulduğu için hemen kendisini odasına atıp kapısını kilitlerken sinirli bakışları bana dönen Ares bu sefer de benim üstüme yürümeye başladı.
"sen de onun yandaşlığını yaptın! Senin de sıran gelecek" dediğinde Burak abim sertçe kolundan tuttu.
"eğer benim kardeşim bir yanlış yaptıysa bunun cezasını ben veririm sen değil. Haddini bil."
Sinirden nereye saldıracağını bilmediği için bana yüklendiğini biliyordum. Burak abim de farkında olduğu için çok kafaya takmadı ve ufak bir uyarıda bulundu sadece.
" öldüreceğim onu Burak! Tüm çevrem kız kardeşimin porno sitelerinde yayınlanan çıplak fotoğraflarını gönderip duruyor. Rezil etti beni!"
"lan milleti ne zamandır takar oldun sen?! Bırak konuşsunlar onların namus kavramına göre davranıp dövecek misin kız kardeşini?!"
"sen benim yerimde olsaydın ne yapardın?!" diye bağırdığında Burak abim onu koltuğa itip oturmasını sağladı.
"kızardım ağzına sıçradım ama asla dövmezdim. Ailesinden senelerce dayak yiyen biri olarak söylüyorum; dayak hiçbir zaman terbiye etmez kimseyi. Sadece kız kardeşinin sana olan güvenini, sevgisini ve saygısını yakıp kül etmeni sağlar. Bugün bir hatasında dayak atarsan yarın sana sürekli yalan söylemeye ve hatalarını söyleyememeye başlar. Güvendiği ve sığındığı limanı yıkmanın hiçbir anlamı yok. Şuan kızacaksın evet bunu anlayabilirim. Ceza da verebilirsin ama asla sonradan kız kardeşinin yüzüne bakamayacağın bir şey yapamazsın. Pişman olduğunu görünce de paşa paşa gider, sarılıp öpersin. Hem senden korkmaz hem de bir daha en ufak bir hatasında sana inanıp her şeyini sana anlatır."
Vay be.
Bunları benim üstümde de mi uygulasan Yiğiter?
Yok yok günahını almayayım Burak abim ne bir güne bir gün beni dövmüştür ne de ağır cezalar vermiştir. Pamuğum benim.
Pamuk da biraz abartılı oldu sanki.
"ben anlamam Burak. Bu olaylar halledilene kadar sakın ama sakın gözüme gözükmesin!" diyen Ares'e sinirle baktım. Adam iki saattir ne anlatıyor sana kalın kafalı?
"merak etme bir yolunu bulacağız. Ama öncesinde, Mahperi sen gidip telefonunu bana getiriyorsun. 1 hafta yasak. Ayrıca yemek saatleri dışında odandan hiç çıkmadan ders çalışacaksın. Bu 1 hafta boyunca her gün okula Emre ile beraber gideceksin. Sınıftan çıkman yasak. Tuvalete de ders sırasında koridorlar ve tuvaletler boşken gideceksin." dediğinde şokla açtım gözlerimi.
30 senedir bu anı mı bekliyordun be adam?
Ciddi mi diye suratına baktığımda oldukça ciddi olduğunu görünce ofladım ve telefonumu getirerek ona verdim.
" şimdi odana gidip ders çalışmaya başlayabilirsin"
Odama gidip kapıyı kapattığımda tabii ki de ders çalışacak kafada olamadığım için kendimi yatağa attım.
Asıl anlamadığım şey neden fotoğrafların paylaşıldığıydı. Sonuçta Hamza denen pislik çocuğu tehdit etmişti. Fotoğrafları yayarak neyi elde etmeyi amaçlamış olabilirdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİMLER BİR MAFYA
HumorMahperi: sizce bizi özlemişler midir? Burak: onu bilemem ama biz onları çok özledik. Bizi özlemişlerdir ama seni özlememişlerdir bence. Bu yakışıklı abilere sürekli problem çıkaran bir cadıyı kim sever? Di mi kızlar? Tufan: o acımasız yazar bizi ay...