BÖLÜM-20

3.1K 246 187
                                    

Sabah çok daha mutlu uyanmıştım güne. Sanki akşamki bütün düşüncelerim uçup gitmiş gibi hissediyordum. Mutluydum ve bu mutluluğumu bozmamak adına artık fazla kafaya takmayacaktım. Abilerime sonsuz güveniyordum ve güvenmeye de devam edecektim.

Bu yüzden kalkıp üstümü güzelce giydim ve saçlarımı da taradım. Evet normalde abilerimin yanına iğrenç rezil bir halde inerdim sabahları ama bugün onların gözünde güzel olmak istemiştim.

Odamdan çıktığımda kahvaltının hazır olduğuna dair çatal bıçakların masaya konulma sesi geliyordu ve tahmin edersiniz ki kurt gibi de açıkmıştım.

Hemen zıplaya zıplaya mutfağa girdiğimde Tuncay babamın ve abilerimin sevecen yüzleriyle karşılaştım.

Tufan abim hariç.

O ve sevecen olmak? Güldürmeyin beni.

"sıkıntılarından kurtulmuşsun ufaklık" dedi Burak abim.

"koy göte" deyip masadan zeytin alacağım anda söylediklerim kafama dank etti ve şirin şirin gülerek Burak abime baktım. Az önce gülen suratının aksine şuan kaşlarını çatmıştı.

"yani koyar mısınız biraz gözleme. Canım çok çekti de" dedim tabağımı Kıvanç abime uzatarak.

"masada gözleme yok"

Tabağımı geri çekerken hemen yiyeceklere göz gezdirdim.

"e bu ne? Ha tereyağıymış ben de açlıktan yanlış gördüm" diye daha da saçmaladım.

"ağzına acı biber süreceğim senin" dedi Burak abim ters ters bakarak.

"Gökhan gelecek birazdan. Eğitime devam edeceksiniz" diyen Tuncay babama baktım ve yalvarma moduna geçtim.

"babacığım lütfen beni o zalim ellere verme. İki güne leşim çıkacak. Yok leşim değil gül kokulu güzel cesedim demek istedim. Benim gibi bir kızın leşi değil gül ko..."

"ay sus be kızım. Yaşlı başlı adamım ben vallahi kaldırmıyor kafam" diyen Tuncay babama kırgın kırgın baktım.

"Mahperi'ye eğitimi Gökhan'ın vermesini istemiyorum." diye lafa girdi Burak abim.

"nedenmiş o?"

"o it herifin kardeşime yakın olması batıyor da ondan" diye homurdandı sonra.

Tam bu sırada içeri Gökhan girdi ve masada boş bulduğu bir yere oturdu.

"her halde o it herif ben oluyorum. Mevzu ne?"

"mevzu kız kardeşimden uzak durman" dedi Burak abim sertçe.

"eğitimi sen veremezsin. Kıyamazsın kardeşine olmaz" dedi Tuncay babam.

"şey... Aslında ben eğitim falan almak istemiyorum. Yani en azından bu sene. Bakın bu sene gerçekten çok kötü olaylarla karşılaştım ve biraz olsun nefes almaya ihtiyacım var." dedim açık sözlü olmaya çalışarak.

"babanın söylediklerine karşı geliyorsun yani?"

Tuncay babam böyle deyince onu kırmış olabileceğim düşüncesi kafamda yer edindi ve hızlıca kendimi savunma moduna geçtim.

"olur mu öyle şey babacığım. Sadece daha 17 yaşındayım ve hayatımdan da gayet memnunum. Zaten tek başıma hiçbir yere gitme iznim yok." diye açıklamaya çalıştım.

Tuncay babam sıkıntıyla verdi nefesini.

"peki o zaman. Birkaç ay dinle bakalım kafanı" dediğinde hemen kalktım ve yanağına bir öpücük kondurdum.

ABİMLER BİR MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin