"pardon?" Diye bir tepki vererek kaşlarını çatan Gökhan her an yerinden fırlayıp abim ile yumruk yumruğa kavga edecek gibi duruyordu.
"Etmiyorum işte müsaade falan! Benim bu yaşına kadar el bebek gül bebek büyütüp üzerine titrediğim kardeşime sen ne hakla sesini yükseltiyorsun, ona bağırıyorsun?"
Abim bunu söyleyince bana hayal kırıklığı ile bakan Gökhan'a başımı iki yana sallayarak yanıt verdim.
Onu abilerime şikâyet ettiğimi falan düşünüyordu ama ben hiçbir şey söylememiştim.
"Abi ben seviyorum Gökhan'ı" dediğimde Burak abim sinirle iç çekti.
"Kendisini toparlayıp sana bağırmamayı öğrenene kadar ilişkinize izin vermiyorum. Ne zaman çıkarsın şu öfke halinden o zaman kız kardeşimle olmana izin veririm... Belki"
Gökhan'ın sinirden delireceğini düşünürken o omzularını düşürüp üzgün bir hale büründü.
"Haklısın."
Ondan duyduğum laf ile şaşkınlığım iyice artarken şokla ona baktım. O ise sadece bana üzgün üzgün bakmakla yetindi.
Gerçekten beni bırakacak mıydı?
"Onun kalbini kırdığım anda kendi kalbimi binlerce parçaya bölüyorum. Öfkemi kontrol etmeyi öğrenene kadar ondan uzak duracağıma emin olabilirsin" dediğinde Burak abim memnuniyetle başını salladı.
"Biliyordum doğru kararı vereceğini." Diyen Burak abim bana döndü.
"Bütün eşyalarını aldıysan çıkalım"
Son kez kırgınca Gökhan'a bakıp önüme döndüm ve hazır olduğumu belirttim. Hep beraber kapıdan çıkarken Burak abim son kez döndü arkasına.
"İşte şimdi onu gerçekten sevdiğini bana gösterdin"
__________________
Hiç kimsenin konuşmadığı bir araba yolculuğundan sonra 2 günlük ayrılığımda bile çok özlediğim evime dönmüştüm.
Abilerinle Tuncay babam barışmıştı. Gökhan tamamen işlerine odaklanmıştı ve kendini düzeltmeye çalışıp düzenli olarak psikolojik destek almaya devam ediyordu.
Tufan abim uyuşturucuya olan isteğini tamamen kaybetmişti ama şimdi de sigaraya daha çok abanıyordu. İki günde bir paket bitirirken günde iki paket tüketir hale gelmişti.
Kıvanç abimle aramız tamamen düzelmişti. Emre abi de tekrardan işinin başına dönmüştü. Her ne kadar benimle konuşmak yerine beni abilerime yakalatmaya çalıştığı için ona hala kırgın olsam da gönlümü almak için sürekli çabalıyordu.
Eski halimize hemen hemen dönerken tek sıkıntımız tabii ki de o öz babam olacak şerefsizin elinde olan Seda'ydı. Tuncay babamdan Seda'nın iyi olduğu haberlerini sürekli almak içimizi bir nebze olsun rahatlatırken abilerimin onun yerini bulmak için yaptığı çalışmalar sürüyordu.
Bir sıkıntımız daha vardı ki Seda artık abimle olmak istemiyormuş. Kötü bir adamla beraber olmak düşmanları olan bir adamla olmakla aynı anlama geliyormuş ve sürekli olarak başının beladan eksik olmaması bıktırmış onu.
Bunları da öz babama anlatmış. Öz babam da Kıvanç abimin canını yakmak için koşa koşa Tuncay babama yetiştirmiş tabii.
Tahmin ettiğiniz gibi çok yandı Kıvanç abimin canı ama kabullendi bile. Hatta Seda'yı bulduğu anda onu yerleştireceği evi ayarladı, bir kafe satın aldı üstüne yapmak için.
Tuncay babam da bize daha yakın olan bir yere taşındı Gökhan ile beraber. O arada gidip gelse de Gökhan hiç gelmiyordu. Sebebini sorduğumda ise sürekli olarak çalıştığını söylüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİMLER BİR MAFYA
HumorMahperi: sizce bizi özlemişler midir? Burak: onu bilemem ama biz onları çok özledik. Bizi özlemişlerdir ama seni özlememişlerdir bence. Bu yakışıklı abilere sürekli problem çıkaran bir cadıyı kim sever? Di mi kızlar? Tufan: o acımasız yazar bizi ay...