BÖLÜM-30

2.8K 229 423
                                    

"bir kız için abini mi vuracaksın? Baksana kadınlara. Hepsi birer orospu. Gör bak benden boşandıktan yalnızca 5 ay sonra başkasıyla evleniyor" diyen Görkem şuan tam karşımda olsaydı da suratına tükürseydim keşke.

"abi indir dedim o silahı!"

"çok yakında sıra sana da gelecek küçük orospu" diyerek Seda'ya bağırdığında Seda'nın gözlerinin dolduğunu gördüm.

"G-görkem... Ne istersen yaparım. Lütfen bırak Mahperi'yi." diyen Seda'ya bakıp yapmamasını söylercesine başımı iki yana salladım.

"artık çok geç. Bugün bu bahçede iki kişinin ölüsü çıkacak. Biri ben diğeri de bu küçük yosma."

Oldukları yerden bize doğru bir adım bile atamayan abilerim gözlerindeki korkuyla bize bakarken bir anda her şey çok hızlı gelişti.

Görkem tetiği çekti, tam silahı ateşleyecekken bir anda Görkem'i tutan eller onu benden ayırdı ve geriye savurdu. Ardından aynı el beni kendine çekerken gözümü kapatmadan hemen önce gördüğüm şey Görkem'in bize doğru uzattığı silah namusuydu. Gözlerim kapatıldıktan hemen sonra ise bir silah sesi duyuldu ve benim çığlığımla karıştı.

Ortalık bir anda sessizleşirken Gökhan nefes nefese kalmış bir şekilde elini gözlerimden çekti. İlk başta gözlerim Gökhan'ın üzerinde gezerken yaralananın o olmadığını gördük ve Görkem'e baktım. Kanlar içinde yerde uzanıyordu.

"ö-öldü mü?"

"iyi misin?" diyerek sorumu duymazdan geldiğinde sadece başımı sallamakla yetindim.

O sırada bizim olduğumuz tarafa doğru koşan abilerimi görünce hemen o tarafa döndüm. İlk başta gelen Burak abim beni hemen kolları arasına alırken bir yandan da şükürler olsun deyip duruyordu.

"geçti güzelim korkma"

Kıvanç ve Tufan da yanlarına geldiklerinde abimden ayrıldım. Gökhan'ın olduğu tarafa döndüğümüzde abisinin nabzını kontrol ederken gördüğüm için inanılmaz derecede yüreğim sızlarken bu sefer de göz yaşlarım onun için aktı.

Daha sonra Tuncay babama döndüm. O da yerde yatan oğluna bakıp ağlıyordu.

Gökhan ayağa kalkıp ağlayan babasına sarıldığında ben de ağlayarak izliyordum olanları.

"düğün iptal! Herkes evlerine" diye bağıran Kıvanç abime baktım. Hiç abi gerek yok olaylarına giremezdim. Bu Gökhan'a ve Tuncay babama büyük ölçüde ayıp olurdu çünkü. Zaten kimsede de düğün hevesi falan kalmamıştı.

Emre abi hemen korumalara emir verdiğinde Görkem'in cansız bedenini götürürken Tuncay babamın fenalaşmasıyla hemen yanına koştum.

"baba!" diye bağırdığımde nefes alamadığını fark edince hemen kravatını gevşettim ve gömleğinin birkaç düğmesini açtım.

"babacığım kendine gel lütfen!" diye bağırdığımda Tufan abim kolunu belimden geçirerek beni kaldırdı ve uzaklaştırdı.

"hemen ambulansı arayın" diyen Gökhan babasının başında ona hafif hafif kendine gelmesi için tokat atarken ben Tufan abimin elinden kurtulmaya çalışıyordum.

"Mahperi dur! Kalabalık yapmayın adamın başında zaten zor nefes alıyor" deyip beni indirdi ve kollarını bedenime sarıp kendine çekti.

"bir şey olmasın babama" dediğimde çenesini başıma yasladı.

"bir şey olmayacak merak etme" dediğinde onun da sesindeki korkuyu hissedebiliyordum.

Bir ambulans hızla kapının önünde dururken içinden inen kişiler sedyeyle yanımıza gelip babamı oraya yatırdılar.

ABİMLER BİR MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin