"hemen odana çık. Hemen!"
Tufan abimin bağırmasıyla yerimden sıçradım. Kıvanç ve Burak abime de baktığımda çok sinirli olduklarını gördüm.
"haddini aştın Mahperi. Sana bir daha bu konuyu açmayacaksın demiştim!" dedi Kıvanç abim de.
"tamam beyler sakin olun bi. Ağzından çıktı bir anda. Hem yaşadığı şok yüzünden normal böyle şeyler bağırıp durmayın kıza." dedi Gökhan.
Beni mi savundu bu suratsız? Hayret.
"Mahperi odana git. Pazartesi okul vaktine kadar odandan çıkmayacaksın" dedi Burak abim.
Bana ceza vermelerinden nefret ediyordum. Ama şuan bu ortamdan bir an önce kurtulmak istiyordum.
Bu yüzden yerimden kalkıp tek kelime etmeden odama çıktım. İlk başta benim haklı olduğum bir tartışmada yine haksız duruma düşmüş üstüne üstlük ceza almıştım.
Çeneni tut be kızım!
Odama gidip kapıyı sertçe kapattım ve kendimi yatağa attım. Aşağıdan gelen, abilerimin sinirli seslerini daha fazla duymak istemediğim için kulaklığımı takarak gözlerimi kapattım ve uyumaya çalıştım.
Göz yaşlarımın aktığını hissedince sinirle onları sildim. Bu dünyadaki en şanslı insanlardan biriydim. Sadece para yönünden değil annem babam olmasa bile onlardan bile beni daha fazla düşünen ve seven abilere sahiptim. Belki de onları yargılamadan önce sadece dinlesem daha iyi olurdu. Ön yargılarımı bir kenara bırakmalı ve onlara güvenmeyi denemeliydim. Hem haklılardı, benim abilerim asla masum insanları öldürecek kişiler olamazlardı.
Yine de onların sürekli tehlikeli yerlerde, tehlikeli insanlarla olmasını kabul edemezdim. Eğer onlara bir şey olursa bu hayattaki her şeyimi kaybederdim. Benim onlardan başka kimsem yoktu. Halam, teyzem, amcalarım... Hiçbirini tanımıyordum. Varlar mıydı onu bile bilmiyordum.
Haddimi aşmış mıydım gerçekten? Benim annem ve babamla ilgili bir şeyler öğrenmeye hakkım yok muydu? Evet hakkım vardı ve ben de bu hakkım olan bilgileri öğrenecektim.
Burak'tan
"bu kadar üstüne gitmenize gerek var mıydı ki? O daha küçük ve böyle yaparak sadece onu kendinizden daha çok uzaklaştırırsınız. Cevapları başka yerde, başka insanlarda aramasındansa sizde bulması çok daha iyi olmaz mı?" dedi Gökhan. Bu bir yandan mantıklı gibi gözükse de kardeşimin olanları öğrenmesine izin veremezdim.
"cevapları ne başkasında arayacak ne de bizde bulacak. Mahperi olanları asla ama asla öğrenmeyecek Gökhan. Eğer olur da onun bu konu hakkındaki sorularını cevaplamaya kalkarsan çok kötü olur"
"siz bu kızı son zamanlarda çok şımartıyorsunuz ya da bu Eylül denen kız benim kardeşimin kafasını bulandırıyor." dedi Tufan sinirle. Çatık kaşlarımı ve sert bakışlarımı ona dikmeye başladım.
"Mahperi'yi bu konuda suçlayamayız Tufan. Evet o son cümlesiyle haddini fazlasıyla aştı ama merakını da anlayabiliyorum. Babasıyla ilgili şeyleri öğrenmek isteyebilir ama bunu asla öğrenemeyeceğini, öğrenmesine de izin vermeyeceğimizi anlaması lazım."
"seni ilk defa bu kadar korkmuş görüyorum Burak" diye söze girdi Kıvanç. Ona boş gözlerle bakarken devam etti sözlerine. "Yaptıklarından sonra Mahperi senden nefret eder, gitmeye çalışır, onu kaybedersin diye ödün kopuyor." diye devam etti sözlerine.
"onun benden kopmasına her ne olursa olsun izin vermem Kıvanç. Ayrıca ben bu güne kadar ne yaptıysam sizin iyiliğiniz için yaptım." dedim sinirle. Mahperi hemen benden kopacak bir kız değildi. Eğer olur da bir gün olanları öğrenirse mutlaka ilk başta beni dinleyecekti. Sonra da bana hak verirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİMLER BİR MAFYA
HumorMahperi: sizce bizi özlemişler midir? Burak: onu bilemem ama biz onları çok özledik. Bizi özlemişlerdir ama seni özlememişlerdir bence. Bu yakışıklı abilere sürekli problem çıkaran bir cadıyı kim sever? Di mi kızlar? Tufan: o acımasız yazar bizi ay...