Alper bir bana bir elimdeki silaha bakıyordu şaşkınca. Aramızda çıt çıkmazken bakışları bir anda sertleşmeye başladı.
"başından beri bana oyun mu oynuyordun?" dedi. Bakışları sert olsa da hayal kırıklığı da okunuyordu gözlerinden.
"beni abilerimden uzaklaştıran bir adamı seveceğimi düşündün mü gerçekten?" dedim acımasızca.
"Mahperi indir silahı. Eğer şimdi indirirsen bu yaptığını unuturum ve seni cezalandırmam." dedi ciddiyetle.
"hala cezalandırmaktan bahsediyorsun. Tam 3 ay boyunca bana en büyük işkenceyi yaptın sen zaten. Şimdi sesini kes ve bana telefonunu ver" dedim.
Alper güldü ve sırtını yatak başlığına dayayıp kollarını göğüsüne kavuşturdu.
"sende o silahı ateşleyecek cesaret yok güzelim"
Şükrü Ağa'yı öldürmeyi göze almıştım. Alper'i de yaralamayı göz alabilirdim.
"sen öyle san." dedim silahın tetiğini çekip.
"telefonunu veriyor musun? Yoksa seni vuruyor muyum?"
Alper uzun uzun beni süzdü. Sanki gerçekten vurup vuramayacağımı sorguluyor gibiydi.
"seni gerçekten çok sevmiştim ben. Neden bir şans vermedin?" dedi suratı asılırken. Gözlerinin de yavaş yavaş dolmaya başladığını faek ettim. Ama bu içimdeki öfkeyi gram azaltmadı.
"telefonu ver dedim!" diye bağırınca cebinden çıkardığı telefonunu uzattı bana. Elinden telefonu almaya kalkarsam beni tutup çekme ihtimali vardı. Bu yüzden de yatağa bırakmasını istedim. Alper telefonu önüme doğru atınca hızla aldım ve geceliğin cebine koydum.
"şimdi kalk ve banyoya gir" dediğimde zaten oldukça yıkılmış duran Alper yerinden kalktı. Yanımdan geçerken bir şey yapmasın diye ondan iyice uzaklaştım.
Alper banyoya girdikten sonra kapıyı kapattım ve üstündeki kilitle kilitledim.
Hızla cebimden telefonu çıkardım ve ezbere bildiğim numarayı tuşladım.
Telefon uzun uzun çaldı ama açan olmadı.
Tekrar denedim şansımı. Şuan adrenalin yavaş yavaş bedenimi ele geçiriyordu ve panik yapıyordum. Eğer Alper bir şekilde o banyodan çıkarsa bu yaptığım panik bütün işleri yerle bir ederdi.
Telefon yine açılmayınca tam kapatacak ve Kıvanç abimi arayacaktım ki onun sesini duydum.
"ne var lan piç ku..."
"abi benim. Lütfen şimdi sadece beni dinle fazla zamanım yok. Sana bir konum atacağım. Alper'i banyoya kilitledim. Lütfen gelip alın beni" dedim tutamadığım göz yaşları yanaklarımdan süzülürken.
"sakin ol bebeğim. Neredesin sen?" dedi. O da endişelenmişti.
"K-kanada"
"Amerika'da birkaç adamım var. Birkaç saate yanına gelirler. Ben de geleceğim yanınıza. Şimdi bana konum at. Sana en yakın konumda güvenlikli bir otel ayarlayacağım. Ayrıca o evden de hemen uzaklaş. Tamam mı güzelim? Korkma sakın."
"t-tamam"
Hemen telefonu Burak abime konum attım. Beklerken hızlıca üstüme bir şeyler geçirdim. Yaklaşık 10 dakika sonra telefona bir otelin konumu gelince hızla evden çıktım. Silahı da evde bıraktım ama tüm mermilerinden boşaltıp evin önündeki çöpe atmıştım. Başka bir silahı var mıydı bilmiyordum gerçi.
Evden çıkana kadar Alper hiç sesini çıkarmamıştı. Keşke sevmeyi bilseydi belki ona bir şans verebilirdim. Ama tehdit ederek ve beni abilerimden ayırarak çoktan kaybetmişti şansını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİMLER BİR MAFYA
HumorMahperi: sizce bizi özlemişler midir? Burak: onu bilemem ama biz onları çok özledik. Bizi özlemişlerdir ama seni özlememişlerdir bence. Bu yakışıklı abilere sürekli problem çıkaran bir cadıyı kim sever? Di mi kızlar? Tufan: o acımasız yazar bizi ay...