Keyifli okumalar.
"İnsanın en büyük hatalarından biri de doğru zamanı yanlış kişilerle doldurmaktır."
Neler diyorsunuz Eylül hanım? 😅💜
Tekrardan başımı göğsüne yaslarken, bir eli saçlarımı bulup okşamaya başlamıştı. Yanağımı daha da göğsüne bastırıp, kedi gibi mırıldandım. Pars'ın yüzünü görmesem bile, gülümsediği anlayacak kadar tanımaya başlamıştım onu.
Tenimi istila eden kokusu beni benden alırken, yeniden derince soludum aşinası olacağım kokuyu. Yağmurun altında denizde yüzecek kadar güzel, özgür bir hiss bırakıyordu insanda. Bir kere tattınız mı bağımlısı olacak kadar da tehlikeliydi aslında. Burnumu göğsüne sürtmemek için direniyordum adeta.
Arada sıcak dudaklarını saçlarıma bastırıyor, kokumu ciğerlerine gönderiyordu. Mayışmaya başlamadan hemen önce başımı yuvasından, -göğsünden- kaldırdım. Sıcak göğsü o kadar iyi gelmişti ki bana, başım üşüdü bir an.
Bakışlarımız bir birine tutunmuşken, nefesini dışarıya üflemiş ve dudaklarını aralamıştı.
"Bu kadar romantiklik yeter. Şimdi asıl konumuza gelelim."
Bay bay romantik Pars, hoşgeldin odun Pars!
Asıl konumuz neydiki? Bunu hatırlamaya çalışırken kaşlarım istemsizce çatıldı.
Pars derdimi anlamış gibi konuşmasına açıklık getirdi.
"Sabahki mevzu hakkında, hani şu yırtılıp verilen bez parçası." deyip sonrasında kendi dediklerine kaşları çatılmıştı.
O kadar olaydan sonra bunu unutmamış mıydı?
Bu konu hakkında her an kavgaya girebilirdim ama ona sevgimi itiraf ettiğim ve çok mutlu olduğum bir anda böyle bir durumun olmasını istemiyordum.
Konuyu açmadan nasıl kapatabilirdim ki?
Saksıyı çalıştır Eylül!
"Bence bu konuyu şu anlık kapatalım sevgilim."
Top sahalarda ve gooolll.
Aferin, bir şeyler kapıyorsun benden çarpık bacaklı.
Ben çarpık bacaklı değilim ki!
Pars'ın tüm dikkati üzerimdeyken, ağzından çıkacak sözleri bekliyordum. Ona ilk kez sevgilim demiştim. Bunu farkedeceğine emindim.
Paçamı güzel kurtardım bence.
Eliyle yeni yeni çıkmış sakallarını sıvazlarken, gözlerini kapattı bir an.
Tekrardan gözlerini açarken karalarının bana daha derin baktığını gördüm. İyi mi yapmıştım kötü mü şu an bilemiyordum.
"Güzel hamleydi sevgilim. Ama sadece bu seferlik kapatıyorum bu konuyu." demiş bana daha da yaklaşıp, fısıldayarak; "Her zaman sevgilim demeyi denemelisin." deyip burnumun ucunu öpmüştü. Gözlerimi şaşı yapmamak için fazlasıyla direnmiştim.
,
Sonrasında biraz daha vakit geçirip, yola koyulmuştuk. Pars'ı zar zor ikna ederek park tarafında ine bilmiştim. Beyefendi sevgilisini neden evine kadar götüremiyor diye sinirli biraz.
Sevgilisi.. Bir ay öncesine kadar bana yabancı olan ve hiç tanımadığım, sadece "Belalı" grubundan biri olduğunu bildiğim biri hakkında şimdi böyle konuşmak içimi garip ediyordu. Ama mutluydum, mutluyduk.
On dakikalık yolu onun aramalarıyla beraber yirmi dakikaya bitirdim diye bilirdim. Sonunda eve vardığımda mesaj yazmıştım ve rahatlamıştım.
Babam işte, annem ev işlerini yetiştirirken, bende kendi odama çekildim. Formamı değiştirip, ev kıyafetlerimi giyerken baya rahatlamıştım. Banyoda işlerimi bitirince telefonumu elime aldım.
Bal Çocuk: Naber kız?
Bal Çocuk: Okulda göremedim seni, bi' şaştım kaldım,
Bal Çocuk: Dedim bizim inek Eylül dersi mi astı?
Bal Çocuk: Birde benden habersiz.
Bal Çocuk: Ya da hasta mı oldun?
Bal Çocuk: Bir şeye ihtiyacın var mı?
Bal Çocuk: Eylül mesaj yazsana!
Mert taramalı tüfek gibi mesaj yazarken, cevaplamaya başlamıştım sonunda.
Eylül: Birincisi inek sensin,
Bal Çocuk: Yav he he.
Eylül: İkincisi hasta değilim, Pars'la beraberdim.
Bal Çocuk: Daha iyi.
Eylül: Üçüncüsü sevgilinin peşinden ayrılmayan sensin Mert?
Bal Çocuk: Sanki sen sevgilinle beraber değilsin hiç.
Bal Çocuk: Sevgilin demişken gelişmeleri alayım Eylül Hanım?
Eylül: Ders çalışacağım şimdi,
Eylül: Hem yüz yüze konuşalım diyorum.
Eylül: Ne dersin?
Bal Çocuk: Çok iyi olur derim.
Bal Çocuk: O zaman bu hafta müsait olunca görüşüyoruz.
Eylül: Tamamdır Bal çocuğum.
Bal Çocuk: Ben cıvıtsam toparlayamazsın, hadi gittim.
Eylül: sxnansmöapmq tamamdır.
Bal Çocuk: Hayde görüşük!
Eylül: Görüşürüz hadi.
Mert'le buluşma için sözleşmemiz iyi olmuştu. Uzun uzun konuşmayalı biraz olmuştu. İyi gelirdi her ikimize.
En sonunda ders çakışmak için masama geçtim. İlk olarak özet tekrarını yapmaya başladım. Sonrasında felsefe çözerken beynimin yandığını hiss etmem geç sürmedi.
,
Uzun süre derse konsantre olmuşken, dinlediğim şarkıyı bölen bildirim sesi duyuldu telefonumdan. Pars olduğunu ümit ederek elime alırken, mesajda Gökyüzü yazarken, mesajı yazanın Pars olduğuna inanamıyordum.
Bölüm sonu..
Düşünecelerinizi alayım?
..♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatyam | Texting
ChickLitPapatya ve Gökyüzü'nün hikâyesi. Gökyüzü: İlk bakışta aşk mı olur? Gökyüzü: Yoktur öyle şey Gökyüzü: Kandırıldım a dostlar Gökyüzü: Varmış öyle şey Gökyüzü: Gelin, görün halimi Gökyüzü: İstanbul beyefendisi severken seni, İstanbul hanımefendisi gib...