35.Bölüm

1.4K 90 124
                                    

Bölüm bu sefer günümüzden baya erken geldii..

Keyifli okumalar.

"Hiç bir canın acısı, senin acından az değildir."

Ah Pars, kim söyletiyor sana böyle güzel lafları? 😅💜

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ah Pars, kim söyletiyor sana böyle güzel lafları? 😅💜

Gökyüzü: Kalbimin sahibi, evimin qraliçesi, çocuklarımın anası,

Gökyüzü: Kal kız soğan doğra!

Telefona şaşkın balık gibi bakarken, Pars'ın böyle bir şey yazıp yazmayacağımı tartıyordum.

Benim tanıdığım Pars böyle yazmazdı ki.

Pars'ı ne kadar tanıyorsun?

İç sesimin söyledikleri bir nebze beni kırsa da, takmamaya çalıştım.

Eylül: Her kimsen, Pars'ın ruhundan çık.

Eylül: Hadi bekliyorum.

Gökyüzü: Senin bu durumda bunu demek yerine,

Gökyüzü: Emrin olur bey, evimin direği, çocuklarımın babası demen gerekiyordu.

Gökyüzü: Öğreticem bekle.

Eylül: Burak?

Gökyüzü: Öhm, ne Burak'ı?

Eylül: Yalan atma bana,

Eylül: Buraksın işte.

Gökyüzü: Ne Burak'ı qraliçem?

Gökyüzü: Çocuğun hakkını yeme, benden daha yakışıklı o.

Gökyüzü: Ben kara kura sulu sıçan gibi bir şeyim ama Burak..

Kara kura?

Pars?

Gökyüzü: Maşallahı var çocuğun.

Gökyüzü: Yeşil gözler, sarı saçlar, mükemmel bir fizik..

Eylül: Tü tü, kırk bir kere maşallah yengesinin gülüne.

Gökyüzü: Bence de.

Eylül: Hadi güldük, eğlendik ver telefonu Pars'a.

Eylül: Telefonu Pars'a verirken kıçını kaşımayı unutma Burak.

Eylül: Kendine gözün değecek sonrasında suçu bana atıp beynimi kemireceksin.

Gökyüzü: Öf, bi' şaka yaptırmadın.

Gökyüzü: Kemireceksin derken?

Gökyüzü: Fare miyim ben?

Eylül: Yok, canıım.

Papatyam | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin