Herkese selam..✨
Nasılsınız bakalım?
Önce beğenelim mi? 🖤
Ailemize destek olursanız sevinirim, hikayemi beğendiyseniz arkadaşlarınızla da paylaşın..♥️
Keyifli okumalar..
"Denizi seviyorsan, dalgaları da seveceksin. Korkarak yaşarsan, yalnızca hayatı seyredersin."
Medya- Eylül'ün kıyafeti. (Kolyeler dışında her şey dahil)
Sabah 7.30'da alarmın çalmasıyla uyandım. Dün bilinmeyenle daha doğrusu artık gökyüzü demem gerek. Gökyüzüyle konuştuktan hemen sonra önerdiği şarkıyı dinledim. Tuğkan'ı zaten severim ama bu şarkısını duymamıştım hiç. Çok güzel ve anlamlıydı. Gökyüzü içinde bence öyle. Göz kapaklarım artık kapanırken yine uyuyana kadar onu düşünmüştüm. Acaba kim diye? Bir buçuk yıl içinde neler yaşamış? Ve ben bunu nasıl anlayamamışım? Ya gerçekten uzaktan seviyordu beni, bana bildirmeden ki bence çok başarılı ya da ben anlamayacak kadar körmüşüm böyle şeylere. Bilemiyorum. Artık uyku modundan çıkarken, son kez esneyip yatağımdan kalktım. Odamdaki lavaboya gidip günlük sabah rutinimi yaptım. Çantamı her zaman akşamdan hazır ederim. İçine sadece kulaklığımı sabah yerleştiririm. Sabahları erken uyandığımdan iştahım olmuyor. O yüzden pek kahvaltı etmem.
Giyinmeden önce makyaj masama geçip yüzüme nemlendirici kremlerimi kullandım. Nemlendirici kullanmayı sevmiyorum ama soğuk aylarda gerçekten gerekli oluyor. Dudaklarıma da renkli dudak nemlendiricimi sürdüm. Son olarakta bolca rimel sürüp kaşlarımı taradım. Saçım kendiliğinden dalgalı olduğu için sadece tarayıp salık bıraktım. Yine siyah okul eteğimi onun üstüne de kazağımı giydim (medya). Kazağımın etek kısımlarında fırfır detayı vardı. Çok az detayı görünecek şekilde eteğimin içine yerleştirdim. Siyah okul çantamıda aldım ve hazırım.
Telefonumu elime alınca da gökyüzünden mesaj geldiğini gördüm. Nedensizce dudağımın kenarı kıvrıldı. Bu bir gerçek ki artık ona alışmaya başlıyorum. Ne kadar doğru bilmiyorum ama akışına bırakmaya karar verdim.
Gökyüzü: Günaydın Eylül
Gökyüzü: Evet çok sade bir günaydın mesajı
Gökyüzü: Yine bakılmıyor mesajlara
Gökyüzü: Okula çok geç kalma seni görmek istiyorum
Gökyüzü: Cevap yazmanı bekliyorum miniğim
Mesajları okuyana kadar taksi de gelmişti. Bugün hava gerçekten soğuktu. Çıkarken üstüme ceketimi almayı da ihmal etmemiştim. Okula doğru giderken mesaj yazmaya karar verdim.
Eylül: Günaydın Gökyüzü
Eylül: Yoldayım, geliyorum
Gökyüzü: İlk kez gökyüzü dedin ve kalbim çıkacak gibi atmaya başladı
Eylül: Bayılma :)
Gökyüzü: Bilemiyorum artık
Gökyüzü: Seni görünce daha da heyecanlanıyorum zaten
Gökyüzü: Hemen gel
Görüldü
Okula vardığımda artık yavaş yavaş yağmur damlamaya başlıyordu. Herkes yağmuru severken bence marifet bulutlardaydı.
Şemsiyem yanımda yoktu ama benim için sorun değildi. Yağmurda yürümeyi her zaman çok sevmişimdir. Okul kapısına bakarken lisemizin belalı (!) tipleriyle karşılaştım. Bazen çok dik kafalı olduğum için Mert onlara bulaşmamam gerektiğini hep söylerdi. Benim için bir problem yoktu. Kimse benimle uğraşmadığı süreçte kimseyle uğraşıp, muhattap olmam. Ama bunlardan bir tık tırsmıyorum dersem yalan olur. Kapıdan tabii ki geçemedim. Hepsinin balon gibi kasları var ve yalan olmasın vücutlarıda gayet düzgün. Evet düşündüğüm konuya bakın..
"Çekilin de geçeyim" dedim. Sabah kahvaltısı etmedim ama etmiş olsaydım yürek yerdim muhtemelen. İsimlerini dahi bilmiyordum.
Aklımda hep kumral gamzeli çocuk diğeri esmer piercing takan çocuk, en son ise sadece esmer ve sert yüz hatları olan çocuk olarak kalmışlar.
Kumral çocuk gülüp "Dik kafalı ve inek olma yolunda olan kızımızda gelmiş" dedi. Bu söylediğine sadece gözlerimi devirdim. Esmer piercing takan çocukta "Bir o kadar da huysuz ve güzel olan kızımız" olarak diğerini düzeltti. Bunlar gerçekten belalı tipler yerine ergen tipler olarak isim değişsinler. Yüzümü buruşturup geçmeye çalıştım. Evet sadece çalıştım. Çünkü kumral olan elini kapıya koymuş ve izin vermemişti. Sırıtarak bana bakıyordu. Hiç konuşmayan esmer çocukta bana bakmayarak "Bırakında geçsin" dedi. Bunun üzerini kumral kapıdan kolunu çekmiş ve bende sonunda geçebilmiştim.
Gerçekten adam akıllı biri yoktu etrafımda.
Ders zili çalana kadar telefonumda instagrama girip dolaşmaya karar verdim. Bir-iki dakika sonra mesaj gelmişti.Gökyüzü: Kapıda ne yapıyordun?
Eylül: Muhabbet ediyordum kapı kardeşle hiç
Gökyüzü: Öyle mi sordum ben
Eylül: Öyle soruya böyle cevap
Gökyüzü: Yani o tiplerle ne yapıyordun diye sorayım tekrardan
Eylül: Ne biliyim geçmeme izin vermemiştiler, sonunda grup lideri mi ne artık o deyince geçe bildim
Gökyüzü: Hımm tamam
Gökyüzü: Saçların yine ahenk halinde
Gökyüzü: Buna bayılıyorum ama başkaları da görüyor
Gökyüzü: O zaman çıldıracak raddeye geliyorum be papatya
Gökyüzü: Ne yapıyorsun bana?
Eylül: Bilmem, ne yapıyorum
Gökyüzü: Yapmaman gereken şeyler güzelim, yapmaman gereken şeyler
Gökyüzü: Zil çaldı artık birazdan yine yazarım
Gökyüzü: İyi dersler
Eylül: Sana da
Dedim ve telefonu kapattım çantama koydum. Dersler yine aynı sıkıcılıkta gidiyordu. Son teneffüste Mert yanıma geldi ve beraber kantine indik. Bugün sabah olanları anlatmamıştım daha ona. Belki yarın anlatırdım. İkimizde yine kahve alıp masalardan birine geçip oturduk. Mert çok güzel çizimler yapıyordu ve uçaklara karşı hep tutkusu vardır. Yine ileride üretmek istediği uçakları çizmiş bana gösteriyordu. Gerçekten çok başarılıydı bu konuda. Ve bende onu severek, sıkılmadan dinliyordum. Bende şiirlere aşık biriyim. Yani daha çok edebiyata. Yazdığım bir çok şiir, iki tane de hikaye var. Bundan ailem de dahil olmakla Mert'in haberi yok. Hoş bende bilmelerini istemiyorum zaten. Bazen sınıfta yalnız olunca da yazardım. Zaten kimsenin haberi olmadığı için, hem de Gökyüzü artık yarışmaya katıldığı için ben katılmamıştım. Biz konuşa konuşa ders zili çalmıştı. Başım biraz ağrıdığı için hiç ders dinlemek havamda değildim. Kafamı masama koyup dersin çabucak bitmesini bekledim.
Sonunda tüm dersler bittiğinde beraber okuldan çıktık. Yağmur yağmaya başlamıştı. Ve ben tüm yorgunluğumu yağmurun altına atmak için hemen Mert'e haber verip, yağmurun altında yürüyerek eve gitmeye başladım..
Bölüm sonu..
Umarım beğenmişsinizdir 🖤
Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin papatyalarım..🌼
Seviliyorsunuz..♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatyam | Texting
ChickLitPapatya ve Gökyüzü'nün hikâyesi. Gökyüzü: İlk bakışta aşk mı olur? Gökyüzü: Yoktur öyle şey Gökyüzü: Kandırıldım a dostlar Gökyüzü: Varmış öyle şey Gökyüzü: Gelin, görün halimi Gökyüzü: İstanbul beyefendisi severken seni, İstanbul hanımefendisi gib...