Keyifli okumalar.
"Geçecek, geçecek bunlar da geçecek."
Medya- Sen Ağlama.
,
Gökyüzü'le barışmamızın ardından beş gün geçmişti. Okul dışında bir yerde buluşmuyor, parkta bile vakit geçiremiyorduk.
Sınavlar yaklaştıkça telefonumda vakit harcamam, çok fazla dışarıya çıkmam annemlerin gözüne batıyordu. Bunu keskin bir dille belli etmeseler de, bakışlarından, hâllerinden ve hareketlerinden yeterince rahatsız olduklarını anlayabiliyordum.
Bugün Gökyüzü'le vakit geçirmeği düşünüyordum. Ne kadar okulda beraber olsakta, çok fazla yalnız kalamıyor, konuşamıyorduk. Bu durumdan çok şikayetçi olmasam da, Pars tavrını belli ediyor, hatta kesin bir dille dile getiriyorken, arkadaşlarımızın yanında utanmama vesile oluyordu.
Daha fazla mayışmak istemediğim için battaniyemi kenara çekip, yataktan kalktım. Odanın dışından gelen seslerle annemlerin uyanmasını anlamam geç sürmedi.
Pijamalarımı çıkarıp üstümü giydim. Evde pijamayla dolaşmayı sevmezdim. Banyoya girip kişisel ihtiyaçlarımı giderdikten sonra saçlarımı alttan at kuyruğu yaptım.
Mutfağa geçtiğimde herkese günaydın deyip, masaya yerleştim. Aynı sohbetler dönüp dolaşırken sonunda kahvaltı faslımızda bitmişti. Anneme masayı toplamak için yardım edip, odama girdim.
Telefonumu alıp, Gökyüzü'ne mesaj yazmaya karar verdim. Şaşırtıcı bir halde mesaj yazmamıştı. Bu sefer ben yapayım diye hızla mesaj bölümüne dahil oldum.
Eylül: Günaydın Gökyüzü. (iletilemedi.)
Eylül: Neden iletilmedi? (iletilemedi.)
Belki interneti yoktur diye aramaya karar verdim. Rehberimdeki Gökyüzü yazısına tıklayıp, telefonu açmasını bekledim.
Sadece beklemekle kaldım ama.
Çalıyor.. çalıyor.. çalıyor.. ama açmıyor.
Endişem kendini belli edip, korkmamı sağlıyordu. Ya başına bir şey geldiyse?
Odamda volta atıp, ne yapmam gerektiğini düşündüm. Belki de önemli bir şey yoktu ama Pars bunu ilk kez yapıyordu. Endişem gayet normaldi.
Telefonu tekrardan açıp, Pars'tan haberi olması umuduyla Kuzey'i aradım.
Çalıyor.. çalıyor.. sonunda açabildi.
"Kuzey."
Uykulu sesini işitmemle yeni uyandığını anladım.
"Efendim yenge."
Direkt sormaya karar verdim.
"Pars'tan haber alamıyorum. Telefonunu açmıyor, mesajlarım iletilemiyor. Nerede olduğuna dair haberin var mı?" Tek nefeste tüm söyleyeceklerimi ona ilettim.
Kısa bir sessizlik aramızda hüküm sürdü. Tekrardan seslenecektim ki, aramızdaki sessizlik Kuzey'in ettiği küfürle sonlandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatyam | Texting
Genç Kız EdebiyatıPapatya ve Gökyüzü'nün hikâyesi. Gökyüzü: İlk bakışta aşk mı olur? Gökyüzü: Yoktur öyle şey Gökyüzü: Kandırıldım a dostlar Gökyüzü: Varmış öyle şey Gökyüzü: Gelin, görün halimi Gökyüzü: İstanbul beyefendisi severken seni, İstanbul hanımefendisi gib...