Bölüm 36

544 12 0
                                    

Başımı kitaptan kaldırıp, duvardaki saate baktım. Epey zaman geçmişti. Kendimi kitaba öyle bir kaptırmıştım ki, saatin nasıl geçtiğini anlamamıştım bile. Kollarımı esneterek koltuktan kalktım. Kendime bir kahve yapsam iyi olacaktı.

Mutfağa geçerken dışarıdan gelen bir ses duraksamama sebep olmuştu. Sesin geldiği yöne kulağımı verdiğimde tam da dış kapının ordan geliyordu.

Yavaşça dış kapıyı açıp etrafa bakındım. İşte o an içimi ısıtacak şeyi görmüştüm.

Kapının kenarına yaslanmış, açlıktan ağlayan yavru kedi, kapıyı açmamla beraber ayaklarıma sürünmeye başlamıştı.

"Kıyamam sana nereden çıktın sen?" Yere eğilip onu kucağıma aldım. Yağmurdan ıslanmış tüyleri çamur içinde kalmıştı.

"Gel bakalım karnını doyuralım senin." Kapıyı kapatıp onu içeri aldım. Islanmış ve titreyen bedeniyle bana süründü.

Kaloriferin yanına küçük bir kaseye süt koyarak karnını doyurmasını bekledim.

"Çamur içinde kalmışsın, hemen temizleyelim seni."

Sütünü içtikten sonra onu banyoya alarak güzelce temizledim. Duş alırken biraz huysuzlansada bana karşı gelmemişti. İyice kuruladıktan sonra odamdaki kaloriferin önüne küçük bir örtü serdim.

"Gel bakalım burda uyuyabilirsin." Örtünün üzerine yattığında, uyuyana kadar karnını sevdim. O kadar küçüktü ki örtünün arasında kayboluyordu. Sıcağa alıştığında kendini hemen uykuya teslim etmişti.

Gelen anahtar sesiyle Uygar'ın geldiğini anlamıştım. Hızlı adımlarla aşağı inerek onu karşıladım.

"Sevgilim hoşgeldin." Uzanıp dudağına bir öpücük bıraktığımda afallamıştı.

"Sevgilini özlemişsin galiba." Diyerek kollarını belime sardı. Bende kollarımı boynuna sararak ona baktım.

"Küçük bir misafirimiz var. Az önce kapının önünde buldum. Küçük bir yavru kedi." Hevesle ona baktığımda alnıma bir öpücük kondurmuştu.

"Kıyamam sana nasılda mutlu."

"Çok tatlı karnını doyurdum, temizledim. Şimdi uyuyor."

"Bak sen hiç benimle öyle ilgilenmiyorsun küçük hanım." Alaycı ifadesiyle konuştuğunda beni güldürmüştü.

"Yaa kediyle bir mi tutuyorsun kendini?" Beni kendine çekip sımsıkı sarıldığında kokusunu içime çektim.

"Çok özledim."

"Bende seni çok özledim." Kalbim heyecanla attığında alnımı alnına yaslayarak gözlerine baktım. Onunlayken, diğer tüm şeyleri unutuyordum. Kalbim ağzımda atıyordu sanki. Ve bu his gerçekten anlatılamazdı.

~

Ertesi gün Sena'yla buluşup, kendimizi alışverişe kaptırmıştık. Gün boyu avmde deli gibi dolaşıp neredeyse her gördüğümüz şeyi almıştık. Yorulduğumuzu hissettiğimizde kafelerden birine oturarak sipariş verdik.

Geniş ve yumuşak koltuğa kendimi bıraktığımda ayaklarım yorgunluktan ağrıyordu.

"Ayy neler aldık ya."

"Sorma valla baya terapi gibi geldi." Poşetleri göstererek gülümsedim.

Gözüm yan masada oturan kızlara takıldığında, bizim okuldan olduklarını anlamıştım. Aralarından biriyle göz göze geldiğimde, Emir'in eski sevgilisi olduğunu hatırlamıştım.

KALBİMİN SAHİBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin