Bölüm 42

491 9 1
                                    

Hastaneden geldikten sonra, Uygar'a tek kelime etmeden,  odama kapanmıştım. Kendimi o kadar yorgun hissediyordum ki, hemen yatağıma girdim.

Uygar'a bunu nasıl söyleyeceğim konusunda en ufak bir fikrim yoktu.

Ya ameliyat iyi geçmezse ya bana bir şey olursa diye içim içimi yiyordu.

"Hayatım iyi misin? Sana sandviç yaptım." Yorganı kafama çekerek, ağladığımı belli etmemeye çalıştım.

"Yorgunum uyumak istiyorum."

"Bugün telefonlarımı açmadın. Okuldan da erken çıkmışsın." Yatağa oturarak, yorganı üzerimden çekti.

"Sen nerden biliyorsun?"

"Sana ulaşamayınca Sena'yı aradım." Tahmin etmeliydim.

"Biraz yalnız kalmak istedim sadece." Elini saçlarıma götürerek okşadı.

"Canını sıkan şey ne güzelim? Söyle bana." Dilimin ucuna gelsede, daha kendim kabullenememişken ona nasıl söylerim diye düşündüm.

Sanırım şimdilik söylemeyecektim.

"Bildiğin şeyler işte. Biraz yalnız kalıp kafamı toparlamak istedim."

Eğilip alnıma bir öpücük kondurduğunda gözlerimi kapattım. Ya bir daha bu anı yaşayamazsam?

"Sen uyuyana kadar yanındayım." Diye fısıldadığında gülümsedim.

"Teşekkür ederim." Yanıma uzanarak gözlerimin içine baktı.

"Neyi bekliyoruz hala?" Dediğinde anlamamıştım.

"Neyi?"

"Evlenmek için neyi bekliyoruz ki? Bence hemen gidelim nikâh tarihi alalım." Yüzümdeki gülümseme düştüğünde bir şeyler olduğunu anlamış gibiydi.

"Yoksa sen istemiyor musun?" Yüzümü tutarak ona bakmamı sağladı.

"Hayır her şeyden çok istiyorum. Aslında haklısın hemen gidip tarih alalım." Dedim bir şey belli etmemeye çalışarak.

"Sevgilim, bilmediğim bir şey mi var?"

"Hayır bitanem her şey yolunda. Sadece baban bunu onaylamıyor sende biliyorsun."

"Sen bunu dert etme. Babamda zamanla bunu kabullenecek biliyorum. Çünkü babamı tanıyorum. Her şey çok güzel olacak. Biz çok mutlu olacağız."

Gülümseyerek yanağına uzunca bir öpücük kondurdum. Onun bana böyle güzel bakması, içimi ısıtıyordu.

~

Ertesi gün, ikimizde okula gitmek yerine erkenden kalkıp, nikâh tarihi almaya gitmiştik. Gün boyunca ordan oraya koştururken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştık bile.

"En erken tarih bu cuma, nikâhınız evde olacaktı değil mi?"

"Evet evde olacak."

Resmen bu cuma evleniyorduk. Daha iki gün olmasına rağmen heyecandan bayılmak üzereydim.

"İşlemleriniz bu kadar, ben notumu aldım."

"Teşekkürler."

Nikâh tarihimizi aldıktan sonra arabaya doğru yürümeye başladık.

"Hemen bizimkilere haber verelim." Dediğinde heyecanım daha da artmıştı.

"Çok heyecanlıyım resmen iki gün sonra evleniyoruz."

"Akşama güzel bir kutlama yemeği yapalım ne dersin?"

"Harika olur." Diyerek arabaya bindim. Hemen telefonu açıp bizimkileri aradım. Evleneceğimizi akşam ki yemekte söylemek istiyorduk. Eve giderken yolda durup markete de uğramıştık. Alışverişimizi hızla yaptıktan sonra, eve doğru yola çıktık.

KALBİMİN SAHİBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin