Ellerini Uygar'ın beline sararak merakla bakmaya devam etti.
"B-ben Elif'i bekliyordum." Zorlukla konuşarak Ayliz'in önüne geçtim.
"Gürkan bize evin boş olacağını söylemişti." Sarı saçlarını yana atarak konuşmaya devam etti.
"Ya her neyse kusura bakma biz kaçalım madem."
"Yok siz rahatsız olmayın ben giderim." Aceleyle Ayliz'in oyuncaklarını yerden toplamaya başladım. Lanet olsun bu nasıl bir zamanlamaydı böyle?
"Yok yok dur sen." Uygar'ın sesini duyduğumda elimdeki oyuncakla beraber ona baktım.
Ayliz şaşkın bakışlarıyla bizi izliyordu.
Bakışları yanımdaki koltukta oturan Ayliz'e kaydığında ne yapacağımı bilemedim. Sanki gözümün içinden anlayacaktı kendi kızı olduğunu.
"Senin kızın mı?" Diye sorduğunda olduğum yere çakılmış gibi hissettim. Bir kaç saniye aramızda sessizlik hakim olurken, nişanlısı diye tahmin ettiğim kız Ayliz'e doğru ilerledi.
"Ay ne kadar tatlısın sen?" Tam da ona dokunacağı sırada hızla Ayliz'i kucağıma aldım.
"Biz gidelim." Kapının yanına kadar ilerlemiştim ki dışarıda ki şimşek sesi beni durdurmaya yetmişti. Dışarıda deli gibi yağmur yağıyordu. Ve ben yürüyerek gelmiştim.
"Nehir." Adımı onun ağzından duymamla kalbim hızlanmıştı.
"Çok yağmur yağıyor, çocuğu hasta edersin." Gözlerim dolduğunda ona belli etmemeye çalıştım. Ayliz kollarımda huzursuzlanırken ne yapacağımı bilemedim.
"Bak istersen ben bırakayım seni eve." İçimden kendime deli gibi lanet okuyordum. Ne diye gelmiştim ki buraya zaten.
"Bir dakika Nehir senin eski sevgilin mi?" Adını unuttuğum sarışın kız imalı şekilde konuştuğunda ona sertçe baktım.
"Evet benim, ne olmuş?" Cevap veremeden öylece bize bakmıştı.
"Şuan bunları konuşmanın sırası değil. Nehir lütfen içeri gel en azından yağmurun dinmesini bekle."
Uygar'ın önerisine başımı olumsuz anlamda salladım. Onlarla bu evde bir saniye daha kalamazdım.
"O zaman seni eve bırakayım. Bu havada eve yürüyerek gidemezsin."
Neden arabayla gelmedim ki zaten. Ah Elif ne işler açtın başıma!
Ayliz kucağımda ağlamaya başladığında, onu susturmak için başını okşadım. Şimşek sesinden bir anda korkmuştu.
"Tamam kızım bir şey yok."
Uygar hala benden cevap beklerken daha fazla itiraz edemedim. Bu evde onlarla beraber oturup, yağmurun dinmesini bekleyemezdim heralde.
"Tamam gidelim hadi. Bebek arabasını katlaman lazım."
"Siz arabaya geçin, ben hallederim." Başımla onaylayarak koşarak arabaya bindik. Ayliz kollarımda huzursuzlanmaya devam ediyordu.
"Güzel kızım benim." Alnına bir öpücük bırakarak, kendimi koltuğa yasladım. Şuan da yaşadığım stresten kalbim duracak gibiydi. Bir an olsun kendi çocuğu olduğunu anlayacak diye ödüm kopuyordu.
Kapıyı açıp şoför koltuğuna oturduğunda gülümseyerek Ayliz'e baktı. Burnuma gelen o koku hala aynıydı.
"Senin kızın olduğuna inanamıyorum." Ne söyleyeceğimi bilemeden öylece yüzüne baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMİN SAHİBİ
Chick-Litİçimdeki yanan yangını daha da alevlendirmiş. Kalbimin ritminin artmasına neden olmuştu. Dudaklarıma bıraktığı öpücüklerle midemdeki garip sancı tarif edilemezdi. Dudaklarımın yandığını hissediyordum. Dudaklarımız ayrıldığında gözlerimin içine baka...