Bölüm 12

1.2K 32 2
                                    

Okulun bahçesindeki çardaklara oturmuş elimdeki telefonla Merih'i arıyordum ama açmıyordu. Her seferinde meşgule atmasıyla sonunda pes edip masanın üzerine başımı yasladım. Beni dinlemiyordu.

"Açmıyor mu?" Elif'in sesiyle başımı kaldırıp ona baktım.

"Benimle konuşmak istemiyor." Bütün olanları Elif'e anlatmıştım.

"Ona biraz zaman vermelisin."

"Çok haksızlık ediyorum." deyip mırıldandım.

"Okullar arası futbol maçı var bugün, belki Merih gelir" tamamen aklımdan çıkmıştı. Uygar'da futbol takımındaydı ve mutlaka onun için gelirdi.

"Umarım gelir onunla konuşmalıyım kendimi çok kötü hissediyorum."

"Gelir merak etme üzme kendini." deyip elimi tuttu.

"Umarım"

"Geldi çakma kızıl" kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda kafamı işaret ettiği yere çevirdim. Uygar ve Sude okula el ele girmişlerdi. Gözlerimi devirip önüme baktım.

"Kızım bunlar arkadaş değilmiydi ne ara sevgili oldular?"

"Bizi ilgilendirmez Elif hadi sınıfa geçelim" deyip ayağa kalktım. Şuan isteyeceğim en son şey onlarla karşılaşmaktı.

Sabahtan olan dersler bittikten sonra herkes futbol sahasına doğru ilerliyordu. Öğleden sonraki derslere girmeyecektik. Telefonumu çıkarıp Merih'i tekrar aradım. Her zaman ki gibi meşgule atmıştı. Telefonumu cebime sıkıştırıp Elif'i takip ettim.

Futbol Sahasına geldiğimizde yoğun bir kalabalık vardı. Kendimize oturacak yer bulmak bile çok zordu. Sonunda ön sıradan yer bulduğumuzda oturabilmiştik. Uygar ve Gürkan takımdaydı. Maçın başlamasına 10 dakika vardı. Etrafa bakıp Merih'i arıyordum ama yoktu.

Başka okuldan gelen öğrenciler karşı tribünde yerlerini almışlardı. Büyük bir tezahürat vardı. Gözlerim Uygar'ı bulduğunda , sahanın ortasına doğru yürüdüğünü gördüm.

"Seninkini göremedim" gözlerimi Uygar'dan çekip Elif'e baktım.

"Gelmeyecek galiba"

"Üzme kendini arayacak o seni eminim." başımla onaylayıp sahaya doğru baktım. Oyuncular sahaya çıkmışlardı.

Karşı tribünde açılan pankartta Karasu Koleji yazıyordu. Gözlerim tekrar Merih'i aradığında yine görememiştim. Gelmeyecekti.

Çalan düdük sesiyle maç başlamıştı. Maçın ilk on dakikasında bizim okuldan gol gelmişti. Bizim tribündekiler tezahüratı arttırırken Gözüm Uygar ve karşı takımdaki çocuğa takılmıştı. Birbirlerine doğru sinirli hareketlerle yürürlerken beden hocası ayırmıştı.

Karşı takımdan gelen golle Uygar resmen çıldırmış gibiydi. Ne olduğunu anlayamamıştım bu kadar sinirlenecek ne vardı?

Top bu sefer Uygar'a geçtiğinde tüm hızıyla kaleye gidiyordu. Önündeki her oyuncuyu alt ederek kaleye iyice yaklaşmıştı.

Bütün okul atacağı golü beklerken ,arkasından gelen çocuk Uygar'ın bacağına sert bir tekme indirmişti. Korkuyla bakarken aynı zamanda bütün tribün ayaklanmıştı. Uygar düştüğü yerden kalkıp ona vuran çocuğa doğru koşup yumruğunu indirdi. Çok geçmeden bizim takımdakilerde karşı takımdaki öğrencilere saldırmaya başlamıştı. Tribünlerden atlayıp kavgaya karışan insanlara şok içinde bakarken ayağa kalkmıştım.

"Uygarr!"

Ortalık bir anda kaosa dönerken Elif'in kolumu çekmesiyle ona döndüm.

"Gidelim Nehir çabuk"

KALBİMİN SAHİBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin