Nefes alış verişlerim daha da hızlanmış, yattığım yatakta doğrulmaya çalışıyordum.
"Senin için ne yapmamı istersin?"
Başımı olumsuz anlamda sallayarak önüme gelen saçlarımı düzelttim. Şuan o kadar gergindim ki hiçbir şey istemiyordum. Hastane kokusu beni mahvediyordu.
Kendimi kötü hissettiğim için hastaneye gelmiştik. Kendi doktorum beni muayene ettikten sonra gayet iyi olduğumu ancak yinede bir kan testi yaptırmamı söylemişti.
Koluma batırılan iğneler yüzünden her yerim mosmor kalmıştı. Sızlanarak kolumu açtım.
"Çok acıttı ya." Diyerek kolumu tuttum. Damarım fazla belirgin olmadığı için hemşireler biraz uğraşmıştı.
Emir'in elini kolumda hissettiğimde bakışlarımı ona çevirdim. Benden daha da endişeli görünüyordu.
"Yorulduysan eve gidebiliriz, sonuçları yarın alsakta olur." Diyerek endişesini gidermeye çalıştım. Benim için çok uğraşıyordu.
"Olsun yorgun değilim. Sonuçlar çıksın öyle gideriz, o kadar bekledik." Anlayışla başımı sallayarak arkama yaslandım.
Odada bir sessizlik hakim olduğunda bakışlarımı ondan kaçırdım. Aramızda geçen son konuşmadan sonra ondan biraz çekiniyordum.
Çok geçmeden doktorum içeri girdiğinde oturuşumu düzelttim. Baya ciddi bir hali vardı.
"Sonuçların çıkar çıkmaz hemen geldim." Diyerek elindeki dosyayı gösterdi. Yanıma yaklaşarak yatağa oturduğunda merakla doktoru izledim.
"Nesi varmış?" Emir araya girdiğinde doktor hafifçe başını sallayarak konuşmaya devam etti.
"Mide bulantın ne zamandan beri vardı?" Sorusunu düşünerek hatırlamaya çalıştım.
"Sanırım ameliyattan 3 hafta sonra falan başladı."
"Doktor bey nesi var söyleyecek misiniz?"
Emir'e sakin ol der gibi bir bakış attığımda susmuştu.
"Nehir seni daha fazla endişelendirmek istemiyorum. O yüzden hemen söyleyeceğim." Merakla doktoru dinlerken başımı salladım. Şurada yıkılıp kalacaktım birazdan.
"Kan testi sonucuna göre 8 haftalık hamilesin."
Mideme oluşan o tuhaf sancıyla neye uğradığımı şaşırmıştım. Bu gerçek olamazdı değil mi?
"Daha yeni ameliyat oldun ve şuan ki yaşadığın hamilelikle sağlığını tehlikeye atıyorsun." Doktor konuşmaya devam ederken şaşkınlıkla yüzüne baktım. Ne yapacaktım şimdi?
"B-ben bilmiyordum." Zorlukla konuştuğumda bakışlarım Emir'e kaydı. Tek kelime etmeden öylece duvara bakıyordu.
"Kullandığın ilaçlar bebek için çok tehlikeli ancak ilaçlarını kullanmayı da bırakamazsın."
Elim istemsizce karnıma gittiğinde sanki onu orda hisseder gibi olmuştum. Uygar'ın bebeği karnımdaydı.
"Nehir?" Daldığım düşünceler arasından beni kendime getiren doktora anlamsızca baktım.
"Bu hamileliği sonlandırmak zorundayız." Karnımı sımsıkı sararak başımı olumsuz anlamda salladım. Bunu yapamazdım, buna gücüm yoktu.
"Hayır olmaz hayır." Zorlukla konuşurken çaresizce Emir'e baktım. Endişeli gözleri üzerimdeydi.
"Emir olmaz hayır. Buna izin verme ne olur." Ondan yardım dilenir gibi elimi uzattım. Hemen yanıma gelip elimi tuttuğunda doktora döndü.
"Bize biraz izin verir misiniz?" Doktor itiraz etmeden odadan çıktığında kalbim deli gibi atıyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMİN SAHİBİ
Literatura Femininaİçimdeki yanan yangını daha da alevlendirmiş. Kalbimin ritminin artmasına neden olmuştu. Dudaklarıma bıraktığı öpücüklerle midemdeki garip sancı tarif edilemezdi. Dudaklarımın yandığını hissediyordum. Dudaklarımız ayrıldığında gözlerimin içine baka...