[28] Teklif

6.5K 417 96
                                    

28. Bölüm
"Teklif"

Ben onu çözmeye çalışırken Araf'ın dudakları bir anda dudaklarıma kapanmıştı. Yavaş ve zevkle dudaklarımı öperken ben de karşılık veriyordum. Elimi saçlarına daldırdım. Onunda eli belimi kavrayıp kendisine yapıştırdı. Şu an sanki tek bir beden gibiydik...

Dudaklarımız ayrıldığında ayaklarım yerden kesildi. Ama Araf'ın beni tutmasıyla doğruldum. Yüzümde kocaman bir gülümsemeyle Araf'ı seyretmeye başladım. "Neden öptün beni?" diye sordum.

"Ben galiba seni artık arkadaş olarak görmüyorum."

🌈🌈🌈

Araf'ın kurduğu cümleyle gözlerinin içine bakakaldım. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Neden böyle olmuştum. Zaten yıllardır bu anı beklemiyor muydum? Ama işte hiç beklemiyor muşum gibi bir şok oluşturdu. Belki de imkansız hissettiğim içindir.

Dudaklarımın üzerindeki ıslak dudakları hissettiğimde afalladım. Araf uzun bir öpücük kondurup geri çekildi. "Bu kendine gelmen içindi." dedi gülümseyerek.

Gülümsemesine karşılık verdim. "Ben yanlış anlamadım değil mi?" diye sordum. Gülümsemem silinip yerine ciddi bir yüz ifadem geldi.

"İstersen anlaman için bir kez daha öpebilirim ama öncelikle sana bir şey sormalıyım." diyerek belimdeki elini gevşetti.

"Ne soracaksın?"

"Bana karşı duyguların... Beni hâlâ seviyor musun?" diye sordu. İlk başta başını eğip biraz duraksamıştı. Sonra başını kaldırıp gözlerimin içine bakarak sordu.

Bir süre ciddiliğimi korudum. Araf'ın yüz ifadesi de değişmeye başlamıştı. Sanırım benden olumsuz bir cevap bekliyordu. 'Bilmiyorum' desem birazcık süründürsem nasıl olurdu?

"Seni sevmeyi bir an olsun hiç bırakmadım ki." Tabii ki olmazdı! 4 yıldır bu anı bekliyordum. Fazla uzatmaya gerek yoktu. Hem yarına çıkacağımız ne belliydi.

Araf'ın gözlerinin içi gülerek gevşettiği elini tekrar sıkıca sararak kendine çekti. Çekmesiyle gülümseyerek dudaklarına yapıştım. Havuz suyundan dolayı ikimizin de dudakları ıslaktı. Alt dudağını dudaklarımın arasına alıp emdim. Ayrıldığımızda ikimizde gülümsüyorduk. Araf dudaklarıma peş peşe öpücükler kondurmaya başladı. Her öpücükte benim gülümsemem daha çok büyüyordu.

"Hiçbir zaman bırakma." diyerek burnunu burnuma sürttü. Bünyem bu kadarına alışık değildi. Her an kalpten gidebilirim.

"Araf'a ne yaptın?" diye sordum. Karşımdaki sanki başka birisiydi.

Sesli şekilde kahkaha attığında sesi salonda yankılandı. "Ne yapmışım?" diye o da bana sordu.

"O kadar imkansız geliyordu ki bana, şu an inanamıyorum." dedim gözlerinin içine derince bakarak. Ama bakışım kısa sürmüş, başka tarafa çevirmiştim.

Koltuk altımdan tutarak havuzun kenarına oturttu. Araf'da yanıma oturup konuşmaya başladı. "İnan bana, bana da imkansız geliyordu. Beni sevdiğini duyduğumda yediremedim kendime. Biz seninle çok yakındık. Beraber yer, beraber uyurduk. Ama hiç beni seveceğin aklımın ucundan dahi geçmezdi. Sonra benden koptuğunu hissettiğimde, seni kaybetmekten korktum. Sanırım bu korkumda sana olan duygularımı açığa çıkarttı... Kısacası Demir artık seninle nefes almak istiyorum. "

Çenemden tutup başımı yukarıya kaldırdıp göz göze gelmemizi sağladı. Tam konuşacağı sırada dudaklarını geri kapatıp gülümsedi. Ben ise sadece ne diyeceğini merak ederek baktım. "Gökkuşağının sevgilisi olmak ister misin?" diyerek tatlı gülümsemesine devam etti.

Kalbimin hızlı atışlarıyla başımı sallayıp "Evet. Gökkuşağımın sevgilisi olurum," dedim.

🌈🌈🌈

1 Gün sonra.

Neşeli bir şekilde sınıfa girip "Günaydın," dedim. Sınıfta Cihan ve Kerem dışında kimse yoktu. İlk dersin başlamasına daha yarım saat olduğu için sınıf daha toplanmamıştı.

"Günaydın kardeşim," dedi Cihan. Kerem de sadece gülümsemişti.

Yanlarına geldiğimde "Size bir haberim var." dedim.

"Ağzın kulaklarına vardığına göre söyleyeceğin haber iyi." dediğinde Cihan gülümseyerek başımı salladım.

"Artık bir enişteniz var!" dediğimde cama odaklanmış olan Kerem bir anda sesini yükseltti. "Ne! Nasıl?"

"Ödümü koparttın salak!" diyerek Kerem'in kafasına bir tane vurdu Cihan. Kerem kafasını ovalarken ikisinin de bakışları üzerimdeydi.

"Dün Araf bana çıkma teklifi etti."

"Şaka yapmıyorsun değil mi?" diye sordu Cihan.

"Bunun şakası mı olur? Tabii ki de yapmıyorum."

"Çabuk dün neler yaşandı anlatıyorsun bana." diyerek kolumdan tutup yanına oturttu. Dün yaşanan her şeyi kısaca ikisine de anlatmıştım. İkiside çok şaşırmıştı. "Valla kanka seni cesaretlendirken Araf'ın seni seveceğini düşünmüyordum. Şansımızı deneyelim dedim iyi ki de denemişiz."

"Allah'ım lütfen bana da nasip et!" diyerek yalvardığında Kerem, Cihan anlamamıştı. Ama ben kimin için yalvardığını bildiğim için biraz üzülmüştüm.

Kerem'in henüz kimseye söylemek istemediğini biliyordum. Bu yüzden konuyu değiştirmek istemiştim ama Kerem benden önce davrandı. "Oo eniştemiz de geldi."

Arkamı döndüğümde Araf'ın şaşkın suratıyla karşılaştım. Yanımıza geldiğinde "Siz biliyor muydunuz?" diye sordu.

"Ne sandın Araf bey? Sizi şaka olsun diye mi öpüştürdüm." dediğinde Cihan, sırıttı Araf. Arkamda durduğunda eğilip saçlarımın arasından uzunca öptü.

"Az değilsiniz. Başka bilen var mı?"

"Kuzey dışında herkes biliyor." dedim.

"Ona da söylemeliyiz. Başkasından duyarsa tavır yapar." Haklıydı. Hem onunda kötü karşılamayacağı kesindi.

Sınıfa birkaç kişi girdiğinde konuyu kapatmış, yerlerimize geçmiştik. Ders başladığında kimseye çaktırmadan Araf ile el ele tutuşmuş sohbet ediyorduk.

Dersin ortasındaydık. Sınıfın kapısı çaldığında 1.68 boylarında, kısa saçlı bir kız girmişti. Arka sıralardan ıslık sesleri duyulduğunda hocanın sert bakışları sonucunda hepsi susmuştu. "Hocam dersinizi böldüğüm için kusura bakmayın. Yeni kayıt yaptırdım, sınıfım burasıymış."

🌈🌈🌈

Selamm, bölümü nasıl buldunuz?

Sizce yeni gelen kız bir şeyler çevirir mi?

Oy ve yorum bırakmadan ayrılmayın lütfen 💙

-Birkan

Başıboş Mermiler [BoyxBoy] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin