[24] Ayrılık

7.7K 545 167
                                    


24. Bölüm
"Ayrılık!"

"Aha sıçtık! kitabımı evde unutmuşum," dedi bana dönerek Kerem.

"Benim kitabım ile idare ederiz diyeceğim ama her halükarda hocadan azar yiyeceksin." dedim.

"Kitap getirseydim bu sefer de başka bir şeye kızardı." dedi gözünü devirerek.

"Yapacak bir şey yok. Son sene katlanacağız." dedim. Kitabımın sayfasını açıp ortaya koydum. "En arkandayız ya belki görmez."

"İnşallah kanka," dedi önüne dönerken.

Kerem önüne döndüğünde ben de Araf'ı seyrettim. Tabii tam önümde oturduğu için, sadece ensesini görebiliyordum. Hafif uzayan saçlarına dokunmak istiyordum. Ama bunu yapmama izin vermeyeceğini de biliyordum. Ben de parmaklarımla oynamaya başladım.

Ders bitmişti ve hoca ders anlatmaktan Kerem'in kitabının olmadığını görmemişti. Teneffüs zili çaldığında Araf bizden önce davranıp hızla sınıftan çıkmıştı. Kimin yanına koştuğu belliydi.

Biz de arkasından bahçeye inmiştik. "Kuzey dün neredeydin?" diye sordu Kerem.

"Nerede miydim?"

"Evet."

"Kuzenim ile buluştuk. Neden sordun ki?" diye sorduğunda Kuzey, Kerem içi rahatlamış gibiydi.

"Hiç, story atmışsın da merak ettim." dedi Kerem. Kuzey ve Kerem beraber konuşurken Araf ve Dilan yanımıza geldiler.

Dilan geldiği için bulunduğum ortamdan gitmek istiyordum ama bir yanım kalmak istiyordu. Araf'ın yüzü düşüktü. 50 metre ilerden bile onun moralinin bozuk olduğunu anlayabilirdim. Çünkü onu o kadar çok seyretmiştim ki... Artık neredeyse her mimiğini, hareketini ezbere biliyordum.

Araf'ın bakışları bana döndüğünde kırık bir gülümseme yerleştirdim suratıma. O ise sadece baktı. Neden gözlerime bu kadar yoğun bakıyordu?

Dilan, Araf'a bir şey dediğinde Araf bakışlarını çekti. Her anın içine etmek mi zorundaydı bu kız? Bakışlarımı yere indirdim ben de Dilan'ın hareketlerini görmek istemediğim için.

Cihan yanıma yaklaştığında sessizce "Oyun nasıl gidiyor?" diye fısıldadı. Öncelikle Araf'a baktım. Bankta Kuzey'lerle bir şey konuştuğu için duymadığına emin oldum.

Aynı ses tonuyla "Bilmiyorum ama Araf da bir gariplik var bugün." dedim.

"Ne gibi?"

"Ondan hoşlandığımı öğrendiğinden beridir benimle ne aynı masaya oturdu, ne de konuşmuştu. Ama bu sabah kendi elleriyle bize kahvaltı hazırlamıştı."

"Bu iyi bir şey. Aranız yavaş yavaş düzeliyor demek ki." Aramızın düzelme umudu bile benim içimi rahatlatıyordu. Ama bu oyunun sonunda bu kez onun arkadaşlığını değil, sevgisini istiyordum.

Derin bir nefes alarak "Sanırım iyi bir şey." dedim.

🌈🌈🌈

Okul çıkışı olmuştu. Son derse girerken Samet'e mesaj atıp beni okuldan almasını istemiştim. Bizimkiler ile sınıftan çıkarken, içimden "inşallah Araf da bizimle beraber çıkar" demeden edemiyordum.

Dilan bahçe kapısında Araf'ı bekliyordu. Yanına ulaştığımızda Araf'a sarıldı. Bakmamaya çalışıp okulun dışında gözlerimi gezdirip Samet'i aramaya başladım.

Birkaç adım attıktan sonra arkamdan belime dolanan eller ile ufak bi çığlık attım. Belime dolanan eller dudaklarımı kapatırken bunu yapan kişinin Samet olduğunu gördüm. Beni serbest bıraktığında omzuna yumruk attım hafiften. Bu beni korkuttuğu içindi.

Başıboş Mermiler [BoyxBoy] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin