[3] Koala

10.7K 770 180
                                    

3. Bölüm
"Koala"

Dudaklarımın üzerindeki dudaklar hareket etmiyordu ama etkisi büyüktü. Dudaklarım alev alırken onun geri çekilmesini bekledim ama çekilmedi.

Neden çekilmemişti gerçekten?

Hoşlanmışmıdır bu durumdan diye düşündüm ama iki saniyecik. Çünkü o heteroydu, bir diğer deyim ile düzdü.

Dudaklarım istemsizce aralanırken aralanan yeri üst dudağı kapattı. Ve Araf'ın sertçe çekilmesiyle birbirimizden ayrıldık. "Yeter bu kadar bu saçmalık ben oynamıyorum," diyerek yerden kalkarak koltuğa oturdu Dilan.

Araf hiç bir şey demiyordu. Çocuğa kal gelmiş gibi sadece duruyordu.

Yerimden hızla kalkıp odama koştum. Bir şey demesini istemiyordum. Diyeceği şey onun için önemsiz olabilirdi ama benim  kalbimi kırma olasılığı vardı.

Kapıyı kilitleyip kapının önüne oturdum. Ve göz yaşlarımın akmasına izin verdim. Bu olanlara inanamıyorum. Tam 4 yıl ya, 4 yıl boyunca ben bu günün hayalini kurdum.

Cihan'a bir yandan kızarken diğer yandan ona teşekkür borçluydum sanırım. Bana kalsa bi' 4 yıl daha öpemezdim. Ama sadece öpmek değildi ki bu, ben onun kalbini istiyordum. Sadece benim için atmasını istiyordum. Zordu istediğim şey biliyorum ama masum bir isteyişti bu biraz da bencilce.

Elimi kalbimin üzerine götürünce derin bir nefes aldım. Kalbim hâlâ çok hızlı atıyordu. İlkti bu. İlk defa bu kadar hızlı atıyordu. Kapıyı birinin tıklamasıyla göz yaşlarımı sildim. "Kim o?" diye seslendim oturduğum yerden.

"Benim," dedi Cihan. Açmakla açmamak arasında gidip gelirken ayağa kalktım kapının önünden. Birine ihtiyacım olduğunu biliyordum o yüzden kapıyı açtım. Cihanın yüzünde gülümseme varken gülümsemesi bir anda soldu. "Sen ağladın mı?"

Geçmesi için yer açtım. İçeri geçtiğindeyse kapıyı tekrar kilitleyip yatağa oturdum. "Neden bunu yaptın Cihan?" diye sordum kısık ses ile.

Cihan yanıma otururken bir ayağını kalçasının altına alarak bana dönük bir şekilde oturdu. "Hoşuna gider diye düşünmüştüm."

"Hoşuma gitti," dedim yeri izlemeye devam ederken.

Parmaklarını alnıma düşen saçları düzeltirken "O zaman neden ağlıyorsun?" diye sordu.

"Korkuyorum Cihan. Ya benden uzaklaşırsa?"

"Anlaşıldı yine salaklığın tutmuş senin. Neden uzaklaşsın senden Demir? Bana bir açıklasana şunu." Açıklamak mı? Az önce olanların farkında değil sanırım diyeceğim ama bunu yaptıran da o. Nasıl farkında olmasın.

"Onu öptüm Cihan."

"O seni öptü." Tek kaşımı kaldırıp ciddi misin sen bakışı attım. "Yani ilk sen öpmüş sayılmazsın."

"Peki şöyle söyleyeyim, biz az önce öpüştük ya hani Araf ile, kardeşi gibi gördüğü kişiyi öptü." dedim.

"Peki ben de şöyle söyleyeyim, bunu size yaptıran benim. Ve bu bir oyun o yüzden senden uzaklaşmak gibi bir şey düşüneceğini zannetmiyorum ben. Hem rahatsız olsaydı eğer senden direkt ayrılırdı amına koyayım en az beş dakika boyunca öpüştünüz."

Olmuş muydu o kadar ya? Bana o an otuz saniye falan sürdü gibi gelmişti. Çünkü o kadar hızlı gerçekleşmişti ki her şey Araf'ın bir anda dudaklarıma kapanması sonra Araf'ın çekilmesini sağlanması falan bir anda olmuş gibiydi. Ama ben yine de o an üç saniye sürer ya da sürmez gibi düşünüyordum. Dudaklarımız birbirine değdiği gibi birbirinden elektrik almışcasına anında geri çekilmesi gibi.

Başıboş Mermiler [BoyxBoy] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin