[31] Yolculuk

5.1K 338 49
                                    

31. Bölüm.
"Yolculuk"

Sırt çantamı  gelişi güzel bir şekilde odanın içene fırlatıp mutfağa su içneye gittim. "Beden dersinden nefret ediyorum!" diye söylendim kendime su doldururken.

Araf da arkamdan gelip tezgaha oturdu. "Beden dersinden nefret eden tek öğrenci sen olabilirsin," dedi gülerek.

Suyumu içtikten sonra "Belki de ama spor yaptırmasa sevebilirdim," dedim. Spor bana göre bir şey değildi. Hem de hiç değildi. "Bacaklarım çok ağrıyor," dedim dudaklarımı büzerek.

Oturduğu yerden kalkıp önümde durarak "Uyumadan önce bacaklarına bir masaj yaparım hiçbir şeyin kalmaz." dedi. Dudaklarıma kapanıp dudaklarını bir süre hareket ettirmeden öylece kaldı.

Dudaklarını harekete geçirdiğinde bende karşılık verdim. Öpücüğümüz şiddetlenmeye başlamıştı. Dilini dilimle buluşturduğunda kalçamı tutup sıktı. Sıkmasıyla ağzımdan bir inleme döküldü. Ellerimi Araf'ın yanaklarına koyup alt dudağını emmeye başladım. Bedenlerimiz birbirine çarparken Araf kalçamdan destek alarak kendisine bastırdı. Ve o sırada çalan zil sesiyle dudaklarımız ayrıldı. "Sikeyim ya! Bu kim şimdi?" diye sordu.

"Bilmem ki"

"Bence açmayalım. Çalar çalar gider." dediğinde sırıtarak dudağıma yapıştı. Dudaklarına bir öpücük kondurup geri çekildim.

"Olmaz öyle şey ayıp," diyerek kapıyı açmaya gittim. Arkamdan Araf da geldi. Kapıyı açtığımda karşımda kollarını göğsünde birleştirmiş Kerem ve Kuzey duruyordu.

"Neden uzun sürdü kapıyı açmanız? Yoksaaa sevişiyor muydunuz?" diyerek Kerem sırıtarak içeriye girdi.

Bakışlarım öncelikle Kuzey'i buldu. Çünkü ilişkimizi hâlâ bilmiyordu. Söylemeyi düşünüyorduk ama henüz o an gelmemişti. Kuzey şaka olduğunu anlayıp sırıtmaya başladı.

"Aynen kardeşim zamanlamanız harika, en güzel yerinde geldiniz." dedi Araf suratını asmış sinirli bir şekilde Kerem ve Kuzey'e bakıyordu.

"Bize aldırmayın devam edin bro,"  dedi Kuzey.

Kuzey ve Kerem'i içeriye aldıp kapıyı kapattım. "Neyse babandan arabayı aldın mı?" diye sordu Araf, Kuzey'e.

"Aldım kanka."

"Bana söylediğin sürpriz uzak bir yerde mi?" diye sordum.

"Evet aşkım," dediğinde gözlerim bir anda sonuna kadar açılıp Araf'a baktım.

"Aşkım mı?" diyen Kuzey'e bakamadım. Olayı kıvırsam mı yoksa anlatsam mı tereddütte kalmıştım. Ama sevgilim yine benden önce davranıp olaya el attı.

"Artık seninde öğrenme zamanın geldi kanka."

"Nasıl yani siz... Neyi öğrenmem gerekiyor?" duraksasada ciddiyetini koruyarak sordu  Kuzey.

"Demir ve ben çıkıyoruz." dedi hiç tereddüt etmeden Araf. Bu benden beklenirken Araf tereddüt etmemişti. Çabuk alışıyor, bu çocuk beni şaşırtmaya devam ediyordu.

Aha çocuk kafayı yedi! Kuzey hem gülümsüyor hem ciddileşiyordu. Kaşlarımı çatıp Kuzey'in değişen ifadelerini seyrediyordum. Ciddi ifadesinde kaldığında dudaklarından çıkacak sözleri bekledim.

"Zaten şüphelenmiştim. Ama en son ben mi öğreniyorum?" diye sorduğunda rahat bir nefes aldım.

"Evet ama zaten yeni sevgili olduk." dedim.

"Şu an hepinize çok kırıldım. Ben homofobik miyim de en son bana söylüyorsunuz?" dedi Kuzey. Ardından eliyle Kerem'i işaret ederek "Öyle olsam bu puşt ile yakınlaşıp durmam." dedi ve Kerem'e öpücük attı. Kerem'in şu an eriyip gittiğine yemin edebilirim.

"Homofobik olduğunu düşünmedik. Sadece ne tepki verirsin bilemediğimiz için zamanını bekledik," dedim.

"En fazla ikinizi de döverdim. Neyse kaçta çıkacağız?" diye sordu Kuzey.

"Bence erken çıkalım, daha çabuk varırız." dedi Kerem.

"Nereye gittiğimizi biri bana söyleyebilir mi artık çok merak ediyorum."

"Ben söylerdim kanka da enişte beni tehdit etti."

Araf'a baktığımda sırıtıp ellerini yukarıya kaldırdı. "Gidene kadar merak et." dediğinde dudaklarımı büzdüm.

🌈🌈🌈

Başımı sertçe bir şeye çarptığımda gözlerimi araladım. Başımı sıvazlayarak etrafa bakınmaya başladım. Camdan baktığımda gördüğüm tek şey karanlıktı. "Gelmedik mi hâlâ?" diye sordum arabayı kullanan sevgilime.

"Gelmek üzereyiz çok az kaldı."

"Neredeyiz diye sormayacağım çünkü söylemeyeceğini çok iyi biliyorum." dedim gözlerimi devirerek.

"Aynen öyle." dedi gülerek.

"Az önce ne oldu? Başımı çok kötü vurdum cama acıyor."   diyerek tekrar başımı tuttum.

"Tümsek varmış görmedim, bir anda geçerken oldu." Başımı sallayarak anladım işareti yaptım.

Arka koltuğa dönüp baktım.  Cihan cama yaslanmış uyuyordu. Diğer tarafada Kerem başını koymuş, Kuzey ise Kerem'e sarılarak başını omzuna yaslamıştı. O kadar tatlı görünüyorlardı ki bunu ölümsüzleştirmeden edemezdim. Cebimden telefonu çıkartmaya yeltendiğimde orada olmadığını anlayınca arabanın içinde telefonumu aramaya başladım. En son yere baktığımda orada olduğunu görüp aldım. "Umarım uyurken üzerine basmamışım- basmışım." Telefonumun ekranında botlarımın izi vardı. Şükür ki çatlaklık falan yoktu. Pantolonuma silip arabanın ışığını açtım. İkisinin fotoğrafını çektikten sonra gülümseyerek arkamı yaslandım.

"Bakayım nasıl çıkmış," dediğinde Araf telefonun ekranını ona çevirip gösterdim. "Bizim kadar tatlı olmasalarda idare ederler," diyerek göz kırptığında dudaklarımı kımıldatarak 'e yani' dedim.

"Gençler hadi kalkın geldik." diyerek arkaya seslendiğinde kimseden çıt çıkmadı. Etrafa bakındığımda hâlâ bir şey görünmüyordu ağaçlar dışında. Ben etrafı incelerken arabanın içinde yüksek sesle şarkı çaldığında sıçrayıp Araf'a döndüm.

"Ebeni sikeyim Araf!" küfür eden Cihan'dı.

Kuzey ve Kerem de korkudan kafalarını birbirine çarpmıştı. Araf şarkıyı kapattığında "Günaydın uyuyan güzeller," diyerek dalga geçti.

Onlar Araf'a sövmeye devam ederken Araf arabayı park etti. Karşımda gördüğüm manzarayla kendimi tutamadım. "Ohaaa!"

🌈🌈🌈

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi okumayı isterim :)

Oy ve yorum yapmayı unutmayın seviliyorsunuz

❤️🧡💛💚💙💜

-Birkan

Başıboş Mermiler [BoyxBoy] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin