29. bölüm

360 30 41
                                    

Önceki bölümden...

Bu yaptığı ile Jareth gülümseyerek," Gidelim." dediğinde odadan el ele çıktılar ve koridorda ilerlemeye başladılar. Yüzlerindeki mutluluk sanki hastaneden değilde tatil yaptıkları yerin hotelinden çıkıyor gibi olduğu için yanlarından geçtikleri insanlar kendilerine garip garip bakıyordu fakat ikiside bu durumdan rahatsızlık duymuyordu.
Hem birlikte olduktan sonra, mutlu olduktan sonra o iki yer arasında ne fark vardı?
İlla konforlu bir yatak ve müthiş dizayn edilmiş bir oda mı o mutluluğu verebilirdi.
Yoksa insan, sevdiği ile her şartta mutlu olmayı mı seçerdi.
Kendisi ikinci seçenekteki gibiydi.

Hastaneden çıkarak Jareth' ın arabasına kadar geldiklerinde sürücü koltuğunun yanına geçerek oturdu. Bu sırada Jareth' ta elindeki valizi bagaja bırakmıştı.

Jareth daha sonra arabaya binerek sürücü koltuğundaki yerini aldığında kendisine doğru döndü ve gülümseyerek, " Artık evimize gidebiliriz." dedi.
' Evimize' diyerek ikisinin yuvası olarak gördüğünü dile getirdiğinde kendiside gülümsedi fakat aklına gelenle, " Önce başka bir yere gitmeliyiz." dedi.

******************

Diana artık doğup büyüdüğü,ailesiyle yirmi bir yılını geçirdiği evlerine gitmek istiyordu.
O gecenin sabahı evine dönmek için gittiğinde, evlerinden kar maskeli adamlar çıkmasının üzerinden neredeyse iki ay kadar geçmişti ve o olaydan sonra birdaha evine gidememişti. Başka olaylar baş göstermiş ve ardı arkası kesilmemişti.

Jareth, " Nereye gitmeliyiz?" diye sorduğunda yüzünden silinmeyen gülümsemesiyle, " Evime." dedi fakat sesi titremişti.
Gülümsemesini ele geçiren hüzün rüzgarlarını hissetmişti. O yüzden başını eğdi ve içinden, ' Sakın ağlama Diana.' dedi. Sevdiği adamın karşısında bu kadar sulu gözlü olmamalıydı. Zaten ağladığında babasının bir zamanlar dediği gibi çok çirkin oluyordu. Bunu ağlamaması için dediğini bilse de bahane olarak görmek istiyordu.

Buğulanan bakışlarını yok etmek istiyor, gözlerini ard arda açıp kapıyordu. Bu yaptığı kirpiklerinin ıslanmasına yol açıyor, içinde dahada ağlama isteği uyandırıyordu.

Jareth' ın, " Gözyaşlarını benden saklama Diana." diyerek eli ile çenesini kavradıktan sonra başını kaldırmasıyla daha fazla dayanamadı ve ağlamaya başladı. Gözyaşları kapana kısıldığı yerden kurtulmuşçasına hızlı hızlı akıyordu.

" Hem sen demedin mi içine akarsa yara, dışına akarsa zararsız olur diye. O yüzden ne diye dediğinin tersini yapıp içine akıtıyorsun." diyerek tatlı tatlı kendisini azarladığında gülümsemeden edemedi ve ağlamaktan akan burnunu çekerken bakışlarını Jareth' a doğru çevirdi. Kaşları çatılmış, dudakları ise öpülesi bir hâl almıştı. Konuşmasının bitiminde dili ile dudaklarını ıslattığını nemli oluşundan anlamıştı.

" Bunu yapmaya bir son vermelisin." diye fısıldadı fakat fısıldayışı Jareth' a kadar ulaşmamış, " Duyamadım. Ne dedin?" demesini sağlamıştı.

" Hiçç. Sadece sana sarılmak istediğimi kendi kendime mırıldanıyordum." diyerek az önce söylediğini değiştirerek Jareth' a söyledi. Aslında pekte yalan söylemiş sayılmazdı. Şuan içi, öpme isteğinden çok sarılma isteği ile doluydu.
İhtiyacı olanda gözyaşlarını dindirecek olanda oydu.

Bu isteği saniyeler sonrası gerçekleşmişti. Jareth kendisini kolları arasına hapsederken, " Bir dahakine kendi kendine mırıldanacağına bana söyle. Söyle ki seni daha fazla bekletmeden kollarım arasına alabileyim." demişti.
Bu adamı seviyordu.
Duyarlı halleri kendisini büyülüyor, yüreği daha bir sevgisini hissediyordu.
Yaptıkları ve söyledikleri birbiri ile öyle uyum içindeydi ki daha ne kadar bu adama doğru çekilebilirdi, bilemiyordu.
Fakat sevgisinin zaman geçtikçe dahada artacağını ve bu artışın hiç durmayacağını biliyordu.

Felekten Bir Gece ( TAMAMLANDI.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin