----------------------------Gözlerim, dışardan gelen seslerle aralanınca etrafa bakmaya başaldım. Burası neresi anlamaya çalışırken en son Barlas'ın kucağında uyuya kaldığımı hatırlayınca kafamı birden yukarı çevirdim. Hala Barlas'ın kucağındaydım.
"Hele şükür be. Açım açım dedin yolda uyuya kalmışsın." Ben daha nerde olduğumu anlamaya çalışırken onlara boş boş bakıyodum. Gözlerim en sonunda Yosuna dönünce anlamıştım. Hamburgercinin önündeydik.
"Tamam be uyandım işte kesin sesinizi başım çatlıyo zaten. Sende indir Barlas artık beni." Ege ve Yosun gülerek bakarken ayaklarımın yere değmesiyle daha da uykum açılmıştı.
"İyi misin hap falan alalım mı?" Barlasın endişeli sesini duyunca kafamı ona çevirdim.
"Gerek yok. Hadi içeri girelim."
"Aç kız aç. Yemek yiyince ağrı falan kalmaz onda."
"Sus be sen." Egeyi azarlayarak içeri ilk ben girdim. En köşedeki masya oturudum. Onlardan arkamdan gelip oturuken. Yosun benim yanıma Ege ve Barlas ise karşımızda oturuyodu. Hala uykum olduğu için o kadar halsizdim ki kollarımı masanın üstünde birleştirip kafamı da üstüne koydum.
"Kalk kız çabuk. Yine seni uyandırmakla uğraşamayız. Yemek yiyip gidelimde sonra ne kadar uyursan uyu." Egeyi umursamayıp haraket etmeden öylece duruyodum.
"Afra istersen gel bi elini yüzünü yıkayalım kendine gel. İlaçların yanında mı senin?" Yosunun sesiyle kafamı ona çevirdim.
"Sırt çantamda." Diyip ayağa kalktım o da benimle kalktı. Barlas ve Ege lavaboya gidiceğimzi anlarken hiç konuşucak halim bile yoktu. Yosunla birlikte lavaboya girince yüzümü soğuk bi su ile yıkayayıp peçeteyle kurutucakken aniden sarsılmamla Yosunun bağırarak arkadan glip beni tutması bir olmuştu.
"Afraaa! İyi misin noldu?"
"Yosun gel biz kaçalımda uyuyalım ya yemin ediyorum gözümden uyku akıyo." Yarı endişeli yarı gülen bi şekilde bana bakan Yosun yüzümü peçeteyle kurutup kapıya doğru yönlendirdi beni.
"Yemek yiyelim sonra zaten gider uyursun Afra hadi."
Oflaya poflaya masaya oturuken Barlas elindki şişeyi bana uzatınca bu ne dercesine ona bakıyodum.
"Al şunu ilacını iç." Suyu elinden alıp sırt çantamdaki ilacımı çıkartıp ağzıma attım. Suyuda içip geriye yaslanırken kendimi daha iyi hissediyodum.
Garaon gelip siparişleri alıp giderken herkes telefonuna gömülmüştü. Ege ve Barlas beraber oyun oynuyo. Yosun ve bende okulun magazin sayfasındaki olayları eleştiriyoduk.
"Oha bu kızla sevgili olmuş Kerim." Şaşkınlıkla Yosuna döndüm. Sevgili olduğu çocuk daha geçen hafta kızı sınıfın ortasında rezil etmişti.
"Yok artık kızda da gurur denen bi şey yok herhalde o kadar şeyden sonra gidip bi de sevgili olmuş." Biz kendi halimizde okulu eleştirirken Ege'nin birden "ÖLDÜMMM!" Diye bağırmasıyla yerimizden sıçramıştık.
"Noluyo be!"
"Öldüm kızım ya daha ne olucak." Ege utanmasa oturup öldüm diye ağlıycakken üçümüzde acırcasına Egeye bakıyoduk.
"Bazen diyorum ki ne günah işledim. Ne kadar büyük bi günah işledim de senin gibi biri ile uğraşıyorum." diyerek Barlas telefonu masaya bırakıp geri yaslandı.
"Oğlum bir kişi kalmıştı tam kazanıcakken öldüm diyorum."
"Ege abartma istersen oyunda öldün, sanki gerçek hayatta ölmüşsün gibi davrandığının farkında mısın?" Yosun Egeyi azarlarken Ege beni anlamıyosun diyerek bakıyodu resmen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakamoz
Teen Fiction1999 depreminde başlayan intikam. Kaza görünümlü cinayetler. Hayatın acımasız yüzüyle tek başına kalmış iki genç. Hayatta ki tek amacı ailesinin ölüm sebebini bulmak olan Afra ve Barla'sın hayatına hoş geldiniz. Zaman zaman beraber üzülecek za...