----------------------Belki hayatın acımasızlığı, belki de insanların acımasızlığı. Bilmiyorum ama tek bildiğim nolursa olsun biz annemizi kaybedicek kadar acımasızlığı hak etmedik. Ben annemi öldü sanıyodum meğerse yaşıyomuş aynı şekilde Barlas ve Ege de benim gibi öldüğünü sanarken annelerinin yaşadığını öğrendi ama bu neye yaradı ki, öğrendikleri gibi geri öldürüldüğüne şahid oldular. Hadi diyelim tamam biz bir kere bile olsa onların ölümüne alıştık biz bu acıyı zaten yıllar öncede yaşadık. Ama aramızda bu acıya yabancı olan biri var, Yosun.
Yosun hayatı boyunca babasından kaçmış annesine gizlenmiş bir çocuktu. Her ne kadar annesi babasını durdurmaya cesaret edemeyip Yosun'u koruyamasa da bilirdim Yosun'u ne kadar çok sevdiğini yediği her tokatta annesinin nasıl içinin acıdığını. Yosun'un bu yaşına kadar korktuğu tek bi şey vardı. Babasıyla yalnız kalmak. Babası hep sinirlenip eve gelirken tüm sinirini Yosundan çıkarırdı döverdi en çokta yalnız olduğu zamanlarda. Yalnız olduğu zamanlarda Yosun'u öyle bir döverdi ki sanki ölmesini istiyomuş gibi. Her ne kadar Yosun'un yaşadıklarını durdurmak istesemde hep bana engel olmuş bana karışamam için yeminler ettirmişti. Şuan ise Hayrullah abiyi bekliyor yapıcağı hamleyle Yosun'u kurtarmayı planlıyoruz, tabii eğer işe yararsa.
Yosun her ne kadar üzüntüsünü içinde yaşıyan acılarını içine atan bi kız olsada. Onu çok iyi tanıdığım için attığı her adımı, çektiği her acıyı iliklerime kadar hissederim her zaman. Yosun bu gün her zaman kinin aksine öyle bir acı çekti ki ben bile bunu ikinciye dayanamazken onun nasıl bizim kadar sakin olduğunu düşünmeden edemiyorum. Farkında değildi belki ama aşağıda salonda başı omzumdayken resmen titriyodu. İçinde ki acıları içine atmaya çalışırken o kadar zorlanıyodu ki bünyesi artık kaldıramayıp titriyodu.
Gözlerim aralanırken hafif loş odaya baktım ilk nerde olduğumu anlamaya çalıştım, sonra Barlas'ın beni getirdiği odamı hatırlayınca kendime gelip doğruldum. Her yer karanlıktı odayı sadece dışardan gelen ışık aydınlatırken yorganı üzerimden çekip yataktan çıktım. Ayakkabımı giymeden kapıya doğru ilerlerken gözlerim camın kenarında ki iki kişilik koltukta uyuya kalan Barlas'a kaydı. Şaşkınlıkla ona doğru ilerlerken neden burda uyuduğunu düşünmeden edemedim.
Yavaça elimi omzuna uzattım. "Barlas," derken hafifçe omzunu sarstım. Burda uyumayıp yatağa geçmesini söyliycektim fakat bunun için bile onu uyandırmaya kıyamıyorum. Çok naif bi insan aslında Barlas. Onunla kaldığım süre içersinde öğrendiğim tek bi şey daha varsa yanında ki herkese adeta abisiymiş gibi şefkat gösterip koruyup kollardı, ne pahasına olursa olsun. Barlas çok iyi bi inasan, geçmişinde ki çocuk gibi naif.
"Barlas..." sesimi biraz daha yükseltirken omzunu daha hızlı sarstım. Uyku sersemi gözleri aralnırken gözünü bile açmadan doğrulmaya çalışıyodu. Elimi omzuna koyup hasasça okşayıp "Burda uyuya kalmışsın yatağa geç belin tutulucak." deyip geri çekildim Barlas ayağa kalkarken.
"Sen neden uyanıksın. Yine kabus mu gördün?" diye sordu meraklı sesiyle. Başımı iki yana sallayıp "Hayır, artık o kabusumdan korkmuyorum." dedim kendimden emin çıkan sesimle. Bana bakmaya devam ederken kapıya doğru ilerledim.
"Neden uyanıksın o zaman? Hem nereye gidiyosun? Ayakkabını giy üşütüceksin." dedi uykulu sesiyle. "Yosun, o çok üzüldü bu gün, kaldıramıyacağı şeyler yaşadı ona bakmam lazım." bakışları tekrardan derinleşirken onunda benim gibi yine o dakikalara gitiğini gözlerinin doluşundan anlayabiliyodum. Hiç birimiz daha atlatamamıştık. Gözünden düşen bir damla yaşı görmemle uzanıp silmek istesemde o düştüğü gibi yok etmişti göz yaşını yüzünden zaten.
"Haklısın onun için çok zordu tüm bu olanlar. " derin bi nefes alıp bakışlarını tavana dikti. "Bizim içinde..." deyip kapıya doğru ilerledi. "Ayakkabını giyip öyle git üşütme, hepimiz çok ıslandık bu gün hasta olursun." dedi nerdeyse babamın bana çocukken çok gösteremediği şefkat dolu sesiyle. Başımı "tamam" dercesine sallayıp yatağın yanında ki ayakkabımı ilerledim. Aykkabımı ayağıma geçirip hızlıca giyerken o da kpaının başında beni izliyodu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakamoz
Teen Fiction1999 depreminde başlayan intikam. Kaza görünümlü cinayetler. Hayatın acımasız yüzüyle tek başına kalmış iki genç. Hayatta ki tek amacı ailesinin ölüm sebebini bulmak olan Afra ve Barla'sın hayatına hoş geldiniz. Zaman zaman beraber üzülecek za...