27.Bölüm: Lara

73 31 0
                                    


➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖
Gece'nin anlatımıyla:
1 Yıl Önce;

Hayatımın en iğrenç diyebileceğim dönemlerini bana yaşatan Melih Koçhisar şuan da tam karşımda durmuş bana itaatlar veriyodu. Herkesin bir bam teli diyebileceği hasas noktası vardır. Benimki de canımdan çok sevdiğim Laramdı. Hayatımı etkileyen iki kişi var benim hayatımda birisi hayatımın içine adeta sıçan Melih Koçhisar bir diğeri ise gecemi gündüze çeviren, kışımı bahar yapan Lara Yıldız yani benim canımdan çok sevdiğim Laram. Yaşadığım bu boktan hayattanda bıktım, dakikada bir Laram'ın güzel adını ağzına alan bu aşağılık adamdan da bıktım. Karşımda bana itaatlar versin, bana görev versin tiksine tiksine yapayım gıkım çıkmaz. Ben alıştım artık zaten ama karşıma geçip Laram'a hakaret ederse beni karşısına en güzel şekilde alır ki bunu kendisi de en az benim kadar biliyor. Sesimin çıktığına nefret ettim ben bugün. Ben bugün hayatımda, ailemden, insanlardan, havadan, sudan, kardan, bahardan nefret ettim. Ben bugün kendimden nefret ettim. Karşımda can veren Laramla öldüm ben bugün. Beni bugün can çekişe çekişe öldürdüler ama benim intikam almam gereken yerde, bu adamın itahatlarına daha çok uymam gerekmesi canımı yakıyodu. Ne demiş gripin,

"Böyle kahpedir dünya, son bulur kollarında..."

Bu sabah yine Laramı görmek için kalktım. Güzel yüzünü, bahar kokusunu içime kazımak için kalktım. Bugün Laramla her zaman ki yerimizde, yurdun yanında ki parkta, buluşacaktık. Gözlerimi yüzümde ki gülümsemeyle açarken kollarımı iki yana açarak esnedim. Elimi yanımda ki komidinin üstünde olan telefonuma uzatıp şifreyi parmağımla açtım. Lara'mın mesaj sayfasına girdim.

Gece: Günaydın Lara'm.

Sohbet sayfasından çıkıp yataktan çıktım. Bu koca evde kendimle tek yalnız kalabildiğim bu odadan bile nefret ediyodum. Burda ki eşyalar bile bana geçmişimi hatırlatıyodu hiç alakası olmamasına rağmen. Dolabın kapağını açıp ne giyeceğime karar vermeye çalıştım. Siyah mı giyinsem... yok yok içimde ki karanlık Lara'nın yanında olmasın. Renkli kıyafetimde çok yoktu aslında ama Larayla buluştuğumda giyebilmek için aldığım bir kaç renkli sweatten beyaz düz sweati aldım. Altınada siyah dar paça, dizi yırtmaçlı pantolonumu ve üstüme giyebilmek için siyah deri ceketimi aldım. Odamda ki banyoya ilerlerken aşağıdan bağırş sesleri geldi. Zaten sürekli gelen bu sesleri asla takmayıp banyoya girdim ve elimdekileri hızlıca üzerime geçirdim. Yüzümü yıkama, dişimi fırçalama işleminide bitirdikten sonra artık hazırdım. Banyodan çıkıp yatağın üstüne bıraktığım deri ceketimi de üstüme geçirip siyah botlarımı ayağama geçirdim. Komidinin üstünden araba anahtarımı ve cüzdanımı arka cebime koyup telefonumu da alıp çıktım odadan.

Siyah merdivnlerden aşağıya inerken ikinci katta Melih Koçhisarın sesi duyuldu. "Gece odama gel!" Sinirle elimde ki telefonu sıkarak koridorun sonunda ki çalışma odasına gittim. Kapının şifresini hızlıca girerken kapı açıldı ve odaya girdim. "Geç otur." dedi eliyle koltuğu göstererek. Masasının karşısına geçip ayakta durdum.

"Böyle iyi." dedim. Melih Koçhisarda yerinden kalkıp karşıma geçti. "Acil çıkmam gerek önemli değilse..."

"Önemli!" diyerek sözümü kesti. Sinirli gözlerimi ona çevirirken sırıtmıştım. Benle önemli bir şey konuşucak. Yani demek istiyo ki yine hoşuna gitmeyen şeyler yapmışım. Ne yaptıysam iyi de yapmışımdır zaten.

"Konuya girecek misin yoksa ben gidiyorum. Zaman kıymetli Melih bey." dedim imalı bir tavırla. Yurtdan beni ilk alıp bu eve getirdiğinde daha eve gelir gelmez bana silah dersleri vereceğini söylemişti. Yanında ki arkadaşı ise bunun daha erken olduğunu söylese de Melih Koçhisar zaman önemli diyerek daha o küçük yaşımda elime silah tutuşturmuştu. Ağzımı bile açamamıştım.

YakamozHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin