----------------------Bazen kendimizi korumak yada sevdiğimizi korumak için yanlış yollarda bulabiliriz kendimizi. Peki bu ne kadar doğru. Hayatımızda gelişen olayları çözerken yolumuzun yanlış olması bizim hayatımızı nasıl değiştirir. Karşımızda ki kişinin düşüncesini nasıl değiştirir. Ben söyleyim çok değiştirir. Karşındaki insana dünyanın en büyük iyiliğini de yapsan senin tek bi hatanda karşına gelip "sen kötü biriymişsin benimle görüşme" der. Bu tabirim tabii ki de bazıları için değişir her sıkıştığında kendini yanlış yolda bulan biri her ne kadar kendi için doğru olanı yapıyo olsada geleceği için yapabileceği en büyük yanlışı yapıyodur ve en acısı o kişi bunun farkında olmaz.
Bizde şuan Yosunla tam o durumdaydık. Evet Yosun ve ben küçüklüğümüzden beri silahların içinde büyümüş insanlar olabiliriz ama bu demek değil ki biz bunu yadırgamıyoruz. Biz en çok alışılmışlığımızı yadırgıyoruz. Biz hayatımıza artık eskiden yaşadıklarımızı yaşatıcak insanlar alamayız. Biz zaten eskiden ve hatta şuanda böyle insanlarla bir arada olmaktan rahatsız olan insalarız.
Şuan karşımızda ki Barlas ve Egeye bakarken yutkunamadık bile. Sesizce oturmuş karşımızda yaklaşık 10 dakikadır şiddetli bi şekilde konuşan Barlas ve Egeye bakıyoduk. Uzun sürenin ardından sonunda ikiside anlaşmış olucak ki ikiside arabaya doğru yüürmeye başladı. Barlas arabanın kapısını açarken bi yandan da elini telefonuna atıp bi kaç numarayı tuşladı. Ardından Hayrullah abinin olduğu tarafta haraketlilik olunca gözlerimiz o tarafa döndü. Yok artık. Doğru mu görüyorum bilmiyorum ama şokta olduğuma kanat getirebilirim. Evin önünde yaklaşık 15-20 koruma Hayrullah abinin karşısında emir bekler bi vaziyette bekliyolardı.
"Ohaaaa!" Yosun'un kendi saklamayarak şaşırmasıyla bende kocaman olmuş gözlerimle ona döndüm.
"Bu ne kızım nerden geldi bu kadar koruma size." Tekrardan kafamı ekrana çevirdim. Sonra geri Yosun'a.
"Bu kadar kolay olamaz." Şaşkın ve korku dolu sesimle kendimi yere bıraktım.
"Ne bu kadar kolay olamaz."
"Görmüyo musun kendilerini hazırlamışlar. Bizi bulmuş olduklarını düşünüyolar. Buraya gelmek için hazırlanıyolar." Yosun sevinçle bana döndü. Ah saf Yosunum.
"Gerçekten buldular mı bizi yani."
"Saf olma Yosun. Sence bizi bulmuş olsalar biz hala burda olur muyduk bizi çoktan burdan çıkarmış olurlardı." daha yeni farkına vararak korkunun perdelemiş olduğu gözleriyle bana bakıyodu. "Oyuna getiriyolar onları. Bi şey yapmamız lazım." fısıldaşarak konuşmaya özen göstererek Yosuna döndüm.
"Yosun her zaman yanında taşıdığın yedek telefonun. Hatırlıyo musun?" Kafasını evet anlamında sallayıp yere yanıma oturdu. "Babamın kendimi korumam için bana vermiş olduğu sinyal kumandası da var. Telefonu kullanamayız kamera var yukarda." Şaşkınca gözlerim açıldı. "Sinyal kumandası mı?"
"Evet,dur çok tepki verme dikkat çekmesin." Haklıydı hemen kendimi toparlayıp kollarımı Yosun'a sardım sanki onu tesseli ediyomuş gibi duruyodum tam şuan. Yosunda anlamış olucak ki tepki vermeden hemen sarılıp kulağıma doğru konuşmaya başladı.
"Sinyal düğmesine bastığım an anlık olduğum yer hem babamın hem evimizdeki bütün korumların telefonuna mesaj olarak gidiyo." Daha fazla dikkat çekmeyerek ayrıldım. "Tamam. Şimdi nerde?" dik oturur poziyona geçip endişeyle fısıldadı. "Ayakkabımın altındaki cepte?" Ayakabısının altına cep mi var? Yok artık dercesine bakarken açıklama hissiyatinde bulundu.
"Babam bütün ayakkabılarımı kendi yaptırır. Aynı şekilde anneminde evimizin önündeki bütün korumalarında ayakkabılarının altında bu sinyal kumadaları var yere sertçe üç kez basınca hemen devreye giriyo. Fakat şuan bunu yapmam imkansız anlarlar." Hala şokta olsamda şuan bunun hiç sırası değil. Hemen kendmi ona çevirip tekradan sarıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakamoz
Teen Fiction1999 depreminde başlayan intikam. Kaza görünümlü cinayetler. Hayatın acımasız yüzüyle tek başına kalmış iki genç. Hayatta ki tek amacı ailesinin ölüm sebebini bulmak olan Afra ve Barla'sın hayatına hoş geldiniz. Zaman zaman beraber üzülecek za...