____________________________**"O zaman istikamet yalnızlık."**
Dün gitarımı çalarken kapalı telefonumun rahatlığı, geçmişimin stresiyle biraz daha sakinleşsem de beni sakinleştericek tek şeyin uyku olduğunun bilincinde olarak yatağa girip kendimi derin bi uykunun kollarına bırakmıştım. Şimdi ise saat 06.00 da uyanıp, duş alıp, üstümü değiştirip, saçımı da düzleştirdikten sonra 07.00 da evden Yiğitle çıkıp geldiğim Yakamoz kafedeyim. Evden çıkarken dershane 13.30 da olduğu için yapmam gereken işleri biraz daha erkene çekmem lazımdı, ne yapıyım yani bende bu saatte uyanıcak kadar uyku düşmanı değilim sonuçta.
Ailemin gerçek yüzünü bi yabancıdan öğrenmek, üstüne üstlük sorularımın cevaplarını alamadan ölen annem içimde ki boşluğu büyütürken bi yandan da asla ve asla onların başına ne geldiğini, neden evlenip, neden birbirlerine soğuk davrandıklarını öğrenmek dahi istemiyorum. Hatta mümkünse adlarını bile duymak istemiyorum. Bu hikaye de 4 gençten, ikisinin masum ikisinin masum olmamasıyla birlikte bu dört gencin iki çocuğunun hayatı da mahvolmuş bi vaziyette hatta belki de bizim ailelerimiz yüzünden Ege'nin de ailesi artık yoktur. Bi yandan da zaten Ege ve Yosun'un anneleri bizim aile geçmişimiz yüzünden öldü.
Elimdeki kahveyi yudumlarken kafenin kapısı açıldı. Gri-siyah kareli gömlek, içine giydiği tişörtle Barlas masama doğru ilerleyip net bi ifadeyle sandalyeyi çekti ve oturdu karşıma. Elimde ki kahveyi masanın üzerine bırakırken o da garsona kahve söyleyip sandalyede geri yaslandı. Araba anahtarı ve cep telefonunu masanın üzerine bırakıp en sonunda gözleri gözlerime çevrildi. Benim gözlerim ise zaten ondaydı. Anlatmam gereken, öğrendiğim ne varsa anlatıp ardından Ege ve Yosun'u da alıp Gece'nin yanına geçmeyi düşünüyorum.
Barlas'ın kahvesi gelene kadar sessizce oturmuş tek kelime dahi etmemiştik. Kahvsini garsondan alıp sandalyesinde iyice dikleşti. Telefonunu eline alıp bi şeyler yaptı ve ekranı bana çevirdi. Ekranda dün attığım fotoğraf vardı. Bakışlarımı ekrandan çekip ona çevirirken telefonu kapatıp geri bıraktı. Tek gözünü kırparak "Ne iş?" dedi. Kahvemden bi yudum alıp, derinde bi nefes aldım.
"Ben dolandırmadan sadade geliyim en iyisi." dedim. Başını aynen der gibi salladı, başladım anlatmaya. "Beraber kahvaltı yaparken Gece buluşmamı bilmemesi gerektiğini söyledi. Aksi takdirde yapıcakları, yaptıklarından beter olucakmış. Korktum tabii ilk söyleyemedim. Hem zaten sende öyle bağırıp sormaya başlayınca daha çok korkmaya başladım. Ha bi de şu hainlik damgası var." Alayla güldüm. "Neyse, Sizden çıktıktan sonra Yosunla sahile geçtik. Sahilde uzun bi süre kaldıktan sonra Yiğit'i çağırdım gelip bizi aldı ve dershanelerimize götürdü." Bakışları kafenin girişinde arabada bekleyen Yiğit'e çevrildi. "Dershanede ilk ders başlamadan önce kahve almak istedim ve kantine çıktım. O sırada Yiğit'in mesaj attığını gördüm. Gece ile buluşmamam gerektiğini bunun bi tuzak olduğunu söyledi. Ona sonra konuşuruz deyip kestirp attım ama akabinde Hayrullah abi ve Ergün abiye mesaj atıp hem Yiğit'i konuşturmak adına hem de tuzağa karşılık tuzak hazırlamak adına konuşmak için bizim mekanımıza çağırdım." Gözleri kısıldı. Dirseklerini masaya yaslayarak öne doğru eğildi.
"Bizim mekanımıza?" dedi sorarcasına. Başımı evet anlamında sallarken devam et der gibi elini havada sallandırdı. "İşte dershane çıkışı bizim mekanımıza Yiğit'i de alıp gittim. Yiğit'in içerde adamı varmış. Bize Gece ile ilgili bilgiler veren. Biz bunu ilk defa duyduğumuz için baya şaşırdık zaten Hayrullah abi çok sinirlendi. İçerdeki adamı bize kendini deşifre etmiyecek şekilde bilgiler veriyomuş sadece fakat tuzağa görünce Yiğit'e söylemiş. Beni yanına çaığırıp Yosun'u kaçırmayı planlıyomuş beyfendi." dedim sinirle gülerken. O da tek kaşını kaldırarak ve başını iki yana sallayarak "Yok daha neler." dedi gülerken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakamoz
Ficção Adolescente1999 depreminde başlayan intikam. Kaza görünümlü cinayetler. Hayatın acımasız yüzüyle tek başına kalmış iki genç. Hayatta ki tek amacı ailesinin ölüm sebebini bulmak olan Afra ve Barla'sın hayatına hoş geldiniz. Zaman zaman beraber üzülecek za...