---------------------
Hayatım boyunca insanlara hem çok güvenen, hemde bi o kadar güvnmeyen biriydim ben. Bazen güvenmek ister güvnirdim, bazense güvenmemem gerektiğini anlar ve uzaklaşırdım. İnsanlar bilinmezlik içindeyken ben nasıl kesin bi karar verebilirim ki zaten. Güvendiğim kim varsa zamanla değişip uzaklaştı benden, zamanla yavaş yavaş tükettiler beni. Ben artık tükendim, bittim. Ya diyorum bu gerçekten iyi güvenmem lazım, o benim güvenimi boşa çıkarmaz diyorum ama arkamı dönmemle sırtımda ki bıçak izini aynadan görmem bir oluyor. Sıkıldım artık insanları ikilemlerinden karar verememezliklerinden. Bel ki de yoruldum, bilemiyorum...Geceye mesaj atmamın ardınan 20 dakikaya yakın bi zaman geçti. Şimdi ise korumalardan biri kapımı açarken ben taksici abiye parayı uzatıp arabadan indim. Evin kapısının önünde her zamanki gibi ne az nede çok koruma vardı, olması gerektiği kadar. Sonuç olarak tek başıma yapabileciğim hiç bi şey olmadığını düşünmesi oldukça olağan. Ben olsam bende öyle düşünürüm tabi.
Kapıya doğru ilerlediğim süre zarfında kapının önündeki 10 korumanında gözü bendeydi. Bu çok yanlış çünkü bana baktıkları bu süre zarfında etrafa yerleşen bizim adamlarımızı fark etmemişlerdi bile. Ben fark etmiştim. Kapı açıldığında özgüvenimin vermiş olduğu dik duruşumla salona doğru ilerledim. Ordaydı, uzun koltuğun yanında ki tekli koktukta oturuyodu elinde ki sigarasıyla. Derin bi nefes alıp koltuğa doğru ilerledim. Geceye uzak olucak ama o kadarda uzak olmayacak şekilde koltuğa otururken gözleri benim üzerimdeydi. Üzerinde ki siyah gömlek, siyah dar paça pantolunuyla karşımda otururken en ciddi haline bürünmüştü. Simsiyah.
"Evet seni dinliyorum." dedim en sonunda sesizliği bölerek bakışları gözlerime kaydığında yanında ki sehpanın üzerinde duran küllükte söndürdü sigarasını, bi bacağını diğer bacağının üzerine atarak geriye yaslandı. Sanki hiç bi şey yapmamış gibi bi de utanmadan gülerken sırıttım, hali bizim halimizden bile beterdi.
"Hani hatırlıyo musun sana bi fotoğraf göndermiştim..." evet der gibi başımı salladım Yakamoz kafede 8. masada otururken garsonun elinde kutuyla getirdiği fotoğraf, babamın ve ilk aşkının içinde olduğu fotoğraf. "O fotoğrafta ki kadın B-" sözünü keserek "Barlas'ın annesi." dedim. Zaten bildiğimi bildiği gülüşünden belliydi. Karşısında daha rahat bi tavır alarak koltukta geriye yaslanıp aynı onun gibi baca bacak üzerine attım bu yaptığım haraketle karnımda ki aletlerden rahatsız olsamda duruşumdan ödün vermedim.
"Aynen öyle Barlas'ın annesi Açelya Koçhisar." dedi yükselen sesiyle. " Cafer Saraçlıya aşık olan ama Behçet Koçhisarla evlenen, arkadaşının ihanetine uğrayan, Ahsen Saraçlı yüzünden Behçetle evlenen, salak Açelya Koçhisar!" dilim lal oldu. Ne dediğini anlamak ister gibi gözlerimi kıstım. Bir bacağımı diğer bacağımın üstünden çekip dirseklerimi dizlerime yaslayarak öne doğru eğildim. Gözlerimi Geceye diktiğimde sinirli olduğu herhalinden belli olsada gülüyodu. Gerçekten, sinirle mi gülüyodu anlamadım ama gülüyodu. Tek kaşım havaya kalkarken gülmesinin bitmesini bekledim.
Kısacık bi sürede birden ciddileşti ve benim gibi koltukta öne eğildi. "Senin annen var ya o annen..." gözlerim giderek kısılırken sinirlendiğimi fark etsemde kabul etmemeye çalıştım."...Senin o annen hepimizin hayatının amına koydu Afra Saraçlı!" sinirle ayağa kalkarken ben hâlâ yerimde oturuyodum. Geldiğimden beri sadece 15 dakika geçti bu süre asla yetmezdi Hayrullah abilere en az bi saat oyalamam lazımdı. Bende ayağa kalktım.
"Bana bak! Düzgün konuş annem hakkında!" Sinirle gözlerimi Gece'nin gözlerine sabitledim. "Senin kim oluyosun da benim annem hakkında abuk subuk konuşup bana kötülemeye çalışıyousn ha Gece! Sen kimsin lan! Sen daha dün hayatımıza katılmış hayatımızı mahvetmeye kendini adamış bi ruh hastasından başka kimsin sen de gelmiş bana annemi kötülüyosun!" Cama doğru ilerledi uzaklaştırmam gerekiyodu. "Bana bak bana!" Bana döndü. "Kimsin sen de gelmiş bana ailemin hayatını anlatıyosun!" sadece gözlerimin içine bakarken gözlerimi gözlerinden çekip salonun çıkışına doğru ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakamoz
Teen Fiction1999 depreminde başlayan intikam. Kaza görünümlü cinayetler. Hayatın acımasız yüzüyle tek başına kalmış iki genç. Hayatta ki tek amacı ailesinin ölüm sebebini bulmak olan Afra ve Barla'sın hayatına hoş geldiniz. Zaman zaman beraber üzülecek za...