Bazı zamanlar canımın ne kadar yandığını, ne kadar benliğimi etkilediğini anlamakta güçlük çekiyorum. Barlas'ın bugün dedikleri, ardından Geceyi kaçırmam hem de Hayrullah abilerden. Ya ben bugün Gece ve kendimi öldürücektim ya, gerçekten eğer Gece konuşmasaydı, geçmişiyle ilgili şeyler söylemesydi ben bugün ikimizi de öldürecektim. Canım çok yandı biliyorum ama ben belki de ilk defa canımın bu denli yanmasını iliklerime kadar hissettim. Değer verdiğim gerçekten çok değer verdiğim biri bugün bana keşke o gün siktirip gitseydin hayatımızdan dedi. Hayatım boyunca duyduğum en ağır sözlerden biri olabilir bu. Ben bu lafı annem yüzünden ailem yüzünden duydum şimdi gidip ona hesap sormam gerekirken Gece yüzünden gidemiyorum bile çünkü şuan gerçekten öldü. Bunun sinirini de Barlas'ın sinirini de ikimizden çıkartarak öldürmek istedim ikimizi de. Fakat biliyo musunuz, artık annemin ölmesine de babamın ölmesine de o kadar üzülmüyorum, onlar ölmeyi hak etmiş aciz insanlar çünkü.Yola çıktığımızdan beri iki buçuk saat geçmesine rağmen Gece'nin arabayı yavaş yavaş kulllanmasından dolayı daha yeni dağ evimin olduğu ormana gelebilmiştik. Yol boyunca Geceye söylene söylene zaman geçirirken bilmediğim onun hakkında çok şey olduğunu fark ettim. Gece aslında durduğu gibi sert biri değil de daha eğlenceli bir insanmış mesela. Gece gerçekten özünde iyi bir insan. O da bu mevkiye gelmeyi istememiş ki zaten lanet olası Melih Koçhisar sayesinde bu durumda şuan. Gece aslında hayatı yaşamayı, insanlarla ilişkilerini hep en samimi tutmayı seven bir insan. Bunlarıda arabada onunla atışırken anlamıştım.
"Ya hızlı sür şu arabayı artık! Şimdi çıkıp yürüsem ormanda, senden daha hızlı varıcam eve ya. Hatta durdur ineyim ben!" dedim artık sinirden bağırarak. Kaplumbağa hızında sürüyo arabayı ya.
"Tamam be! Geldik işte biraz sonra evde oluruz bak ilerde gözükmeye başladı bile. Hem senin bugün ki hızından sonra bu hız bile fazla bize." dedi sitemle. Sinirle haraket halindeyken arbanın kapısını birden açınca Gece şaşkınlıkla bir bana bir yola bakıyodu.
"Ya şu arabayı hızlı sür ya da iner yürüyerek giderim Gece!" Gece etrafa baktı hızlıca. Her yer zifiri karanlık olduğu için bunun ne kadar tehlikeli olduğunu düşündüğünü farz ediyorum.
"Tamam, tamam kapat şu kapıyı düşüceksin şimdi!" dedi ve arabayı hızlandırıdı, bende kapıyı kapattım. Saatler sonra araba da hızlı gitmenin rahatlığını yaşayarak geriye yaslandım. Geceye kalsa kalan beş dakikalık yolu yirmi dakika da gidicektik.
Arada zaten çok mesafe olmadığı için geçen beş dakikanın ardından dağ evinin önünde arabayı durduk fakat ne ben arabadan iniyodum ne Gece. Ne ben konuşuyodum, ne de Gece. İkimizde sadece arabnın içinde durmuş karşımızdaki büyük dağ evine bakıyoduk. Dedemin anneme bıraktığı en güzel miras galiba bu dağ evi. Dedemin ölümünden sonra mirasta anneme bırakılan bu dağ evi annem ve benim her zaman aramızda tutuğumuz sırlardan biriydi.
Daha çok küçükken ben yaklaşık 6 yaşındayken yine babam ve annem atışmaya başlamışlardı. Annem hayır öyle bi şey olamaz derken babam da benim işim bu diye bağırmaya başlamıştı. Tabii ben o zaman ne annemi tanıyodum ne de babamı. Annem babamın uzun itirazlarından sonra "Madem senin işin bu o zaman ben Afrayı da alıp bi haftalığına gidiyorum sen de düşün o sırada ailen mi önemli işin mi diye!" diye bağırırken çok korkmuştum. Annem beni alıp nereye gidecekti ki en fazla anneannemlere giderdi diye düşünmüştüm. Babam anneme şaşkınca bakarken bende mutfak kapısından onları izliyodum. "Ahsen saçmalama!" diye bağırmıştı babam ama annem babamı dinlemeyerk hızla yukarı çıkmış 20 dakika sonra geri aşağıya inmiş, elinde ki kendi ve benim sırt çantamla salonda dururken "Afraa!" diye bağırarak beni çığırınca birden çıkan yüksek sesten dolayı irkilmiştim. Babamda hızla oturduğu koltuktan kalkarken "Tamam Ahsen gidin ama yanınıza bari koruma gönderiyim?" Diyerek itiraz etmeye çalışınca annem de "Annemlere gidicem zaten orda da yeteri kadar koruma var sen bizim güvenliğimizden hiç şüphe etme Cafer!" dedi sitem dolu sesiyle. Fakat o gün beni anneannemlere götürmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakamoz
Teen Fiction1999 depreminde başlayan intikam. Kaza görünümlü cinayetler. Hayatın acımasız yüzüyle tek başına kalmış iki genç. Hayatta ki tek amacı ailesinin ölüm sebebini bulmak olan Afra ve Barla'sın hayatına hoş geldiniz. Zaman zaman beraber üzülecek za...