______________________________
***Herkes bilirdi aslında görmediklerimizin, gördüklerimizden daha gerçek olduğunu.
Gün gelir acınla, gün gelir sevmediklerinle bazende kırılmış paramparça kalbinle yapayanlız kalırsın. O an biliyorum çok zor gelir bunalırsın artık. Acın birden izinsiz çıkıp gelir kalbini tekrar paramparça yapar. O an tek yapabildiğin ağlamaktır ya, işte ben fırtınada mahsur kaldım. Ağlıyorum, tek ağlıyorum en önemlisi de ailem yok belki acımı analtırım da kızmaz dediğim bi annem yok. Zor geliyor artık yaşamak o kadar zor ki herkese bakarken onları suçlu görüyorum onlar yapmış gibi onlarla samimi olursam aileme ihanet ederim gibi geliyor her ne kadar öyle olmasa da.
Eğer bir gün bir banyo da tek ağlıyorsan anla ki kırılmış bir adet kalp, bir adet acıyla tek başınasındır. Kimsenin görmemesi için gitmişsindir oraya tek olmak için ,kimsen olmadığını bildiğin için. Kızmak istiyorum ama kızamamıyorum tek yaptığım ağlamak şuan yaptığım gibi. Anneannemin omzunda ağlıyorum. Biliyor musun burda olmak bile bana kötü geliyor. Anne sen annenin omzunda ağlarken ben niye kendi annemin omzunda ağlıyamıyorum.
Evet ağlıyorum ne için mi ağlıyorum bilmiyorum anneannem başımda neden ağladığımı sorarken ben ağlıyorum. En kötüsü de neye ağladığını bile bilmemek olmalı.
Dün gece ağlıyarak uyanmış sonra anneannemin omzunda tekrar uykuya dalmıştım. Rüyamda yine annemle babamın trfik kazası yaptığı anı görünce tekrar ağlıyarak uyandım ve hala ağlıyorum."Biliyor musun kızım, sen annenin karnına daha yeni geldiğinde annen benim omzumda aynı şuan senin yaptığın gibi ağlamaya başladığında şok olmuştum. Hayır yani düşünüyorum benim kızım anne olucak artık onunda güzel bi sorumluluğu olucak mutlu olması gerekirken neden ağlar ki. Peki neden ağlıyormuş biliyo musun?" Pür dikkat anneannemi dinlerken ağlamadığımı o an fark ettim gözlerimden geriye kalan acı ve özlemle anneanneme döndüm.
"Bilmiyorsun tabi bende o zaman bu kadar merak etmiştim ama o sadece ağlıyordu şaşırmıştım, bir andan da korkmuştum. Ağlamayı bıraktığında dediği tek cümleyle beni yıkmıştı o an. "Ya bende babam gibi kendi çocuğumdan önce uçar gidersem bu hayattan, o zaman benim çocuğuma nolucak o bu kötü , berbat hayatla nası baş edicek" dedi. Ben tabi buna hiç olağan vermemiştim ama gel gör ki gitti benim canımın parçası gitti, gitti ama bana da geride güzel melek gibi bir kız bıraktı sana her baktığımda anneni görüyorum biliyor musun ona o kadar çok benziyorsun ki saçın kaşın gözün her şeyinle onun aynısı gibisin. Hayat işte herkesin hayatıda dört dörtlük değil sen bu zamana kadar annesizliği de babasızlığıda acıya acıya da olsa tattın ama unutma onlar yukarda her zaman seni izliyorlar onların gözü önünde yenilmek mi istiyorsun. Kalk topla kendini en azından onlara vermiş olduğun söz için. Şurada ki kalbin var ya hep onun için çabala çünkü bu hayatta senin iyiliğin için atan tek yer, kalbin. Hayat ise kötüler için atıyo, hayat hep kötüleri okuyor bak yukarı işte orda bizim göremediğimiz var ya işte o bizim iyiliğimizi görür, hep bizim yanımızda. Kimsem yok dediğin an elini aç yukarı bak, dua et. Şimdi de kalk üstünü giy hazırlan. Bu arada hayata kötü bakma, he ben bakarım dersen de yaşa yaşayabiliyorsan. Yani şuan sana diyeceğim tek şey ne yaşanmışlıklar için insanlara, ne de insanlar için hayata küs. Küsme ki yaşayabil küsme ki sözünü tututabil."
Anneannem o kadar güzel konuşmuştu ki o an ne diyiceğimi ne yapıcağımı bilemedim haraket bile edemedim ama tek bildiğim anneanneminde annemi çok özlediği o da benim gibi özlesede bunu dile getirmiyor çünkü o da biliyor düşünmek hele ki bitmiş bir şeyi düşünmek sadece seni yıpratır. Ben o gün bunu anneannemden öğrenmiştim.
Anneannem duş alıp kendime gelmem için beni odada bırakıp çıktığı ilk an kendimi biraz daha güçlü hissettim anneannem çok karmaşık konuşmuş olsada o kadar güzel konuşmuştu ki etkisisnden çıkmak için 10 dk boş boş tavana baktıktan sonra ılık biri duş alıp dolabımın önüne geçtim. Bugün hafta sonuydu ve tüm gün dershanede olucaktım. Dolabı açtığım gibi gözüme ilk çarpan annemin lila rengi kısa kollu tişörtünü yavaş yavaş elime alırken gözlerim dolsa da ağlamıycaktım dayanıcaktım çünkü benim bi sözüm var yapmam gerken,bulmam gereken bi sözüm var. Tişörtü üzerime geçirip altına da siyah kot şortumu geçirdim. Saçımı yine yandan örgü yaptım. Yüzümede hafif ruj, rimel sürdüm, beyaz ayakkabımı da giyip son kez ayna karşısına geçtim derin bi nefes alıp beyaz çantımıda alınca artık ,aşağıya Gamze ablanın yanına inmeye hazırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakamoz
Novela Juvenil1999 depreminde başlayan intikam. Kaza görünümlü cinayetler. Hayatın acımasız yüzüyle tek başına kalmış iki genç. Hayatta ki tek amacı ailesinin ölüm sebebini bulmak olan Afra ve Barla'sın hayatına hoş geldiniz. Zaman zaman beraber üzülecek za...