13.Bölüm

2.7K 292 20
                                    

Merhabalar. İlk defa Mardin' e yönelik hikaye yazdım hatalarım çok olabilir, mazur görün.

*****

Salonda çalan telefonuna yaklaştı yaşlı kadın ve telefonu kaldırıp kulağına koydu.

"Alo." Dedi biraz boğuk ve meraklı sesiyle.

'Alo, nasılsan abla, eyisin inşallah?'

Yaşlı kadın gözleri iyice açılıp konuştu, "Gardaşım, sensin?"

'Evet abla, aramazsak hatırımızı soracağımız yoktur. Ne sen ne de Haşmet.'

Yaşlı kadın elini boğazına yasladı ve yüzünü acıyla buruşturup yutkundu. Kardeşinin ve mardindeki yakınların daha haberi yoktu onun oğlunun öldüğünden. Yaşlı kadın bunu onlara söyleme gücünü toplayamamıştı o zamanlar o durumda. Oğlunun mezarına sadece istanbuldan uzaktan tanıdıkları, tanımadıkları gelmişti bu yüzden. Şimdi de kardeşine ne diyeceğini bilmiyorken, soluğu yavaşladı.

"Haşmet," Konuşamadı. Sustu.

'Ne oldu Haşmet' e abla? Neden sesin böyle gelir?' Sesi telaşlandı telefonda.

Yaşlı kadın konuşamıyordu, gözlerini acıyla sımsıkı yumdu.

'De hele abla, neler olur orda?' Duraksadı, 'Bu ne sessizliktir? Yoksa Haşmet' e birşey mi olmuştur?' Sesine ağır kızgınlık ve merak eklendi adamın.

"Yok, o iyidir-" Dedi boğuk sesle.

Adamın sesindeki telaş arttı, 'Abla!' Dedi gür sesle. 'Senin sesin niye böyle gelir o vakit?'

Yaşlı kadın sessiz hıçkırıklarından konuşamadı yine, dişlerini bastırdı acıyla.

'İstanbula geliyorum ben abla, gelip ne oluyor öğreneceğim.' Dedi sert ve tedirgin sesle hemen adam.

"Hayır gardaşım, gelmeyesin." Dedi yaşlı kadın acısıyla elini duvara yaslayıp, hızlı hızlı soluk alıp verip.

Aliberk nenesini görünce hemen ona doğru gelmeye başladı odadan, "Nene!"

Ona yaklaşınca onu kendine döndürdü, "Neyin var nene?"

Telefondan ses geldi, 'Ali,'

Yaşlı kadın ağlarken telefonu ona uzattı. "Al, konuş torunum. Amcan arar."

Aliberk şaşırıp, yutkundu telefona yüzünü eğip bakarken.

Ne diyecekti şimdi amcasına?

Nasıl anlatacaktı babasının öldüğünü, kendilerinin kaldıramadığı acıyı amcası kaldırabilir miydi, bu olanları duyarsa bilirse deli gibi kızıp öfkelenmez miydi? Kızacaklarını bildikleri için onlara söylememişlerdi, peki şimdi ne diyecekti?

Tek kelime bile edemez halde hissediyordu kendini Aliberk. İçi titrek bir acıyla kapılanmaya başlıyordu yine. Tüm iliklerine kadar hissettiği bu hem soğuk hem sıcak acı onun yüzüne de eklendi, aralanmış dudakları acısına titredi, kalbi bu acıyla şimdi yine savaşamıyordu.

Ama konuşmalıydı, telefonu zorlukla alıp, titrek eliyle kulağına koydu, "Amca." Yutkundu ademelması hareket edip.

******

Odamda oturuyordum. Aniden sert şekilde kapı açıldı.

Odaya girip kapıyı sertçe kapattı arkasından, irkildim bu durum yüzünden ve yavaşça ayaklandım. Gözlerim iri iri açılırken, bedenim titrekleşti bu şaşkınlık ve meraktan.

Bana hızla yaklaşıp önümde durdu sert görünüşüyle. Ona hala sinirliydim Ozan' a attığı yumruk dolayı ve onlarla tartışıp, benim ağlayışıma aldırmadan onları evden kovması dolayı ama benim o kızgınlıkla odama hızla gelmeme rağmen, şimdi de odayı basar gibi hadsizce içeri girip beni korkutmuştu ve şimdi bana dik dik bakıyordu karşımda. Ozan yaşadıklarımı polise bildireceğini söylemişti kızgınlıkla, lakin ben ağlarken ısrarla hayır demiştim ve sonunda sessizce, öfkesiyle dönüp gitmişti hızla, benim için üzülen arkadaşım Pelin'le. Şimdi karşımda dururken bu adam, ona nefret kusup hiddetle baktım tüm bunlardan dolayı. Ama bir yandan da onun yüzüne bakmaya tahammülüm zerre kalmadığı için yüzümü döndüm.

BENİMSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin