Hayatım boyunca birçok kez şaşkınlık yaşamıştım. En büyük şaşkınlığım o, gittiğinde olmuştu, yani dadım... Şuan arkamdaki kişinin babam olmasından çok korkuyordum ve yine çok şaşırmıştım az önce, şimdi ise telaşlıydım. Babam ise, babam burda olduğumu nasıl öğrenmişti?
Yüzümü kaldırdım.
Pelin' in artık şaşkın olmayan yüz ifadesini farkettim bu defa ama şimdi de yüzünde sanki bir kızgınlık olmuştu. Hala şaşkın olmasını beklemiştim aslında ama o artık öfke saçan gözleriyle bana bakıyordu.
Anlam veremedim buna ve hala arkamdaki kişiyi merak ederken, yavaş ve sakince omzuma doğru baktım. Ve sonunda arkamı döndüm.
"O- Ozan. Sen?" Şaşırmıştım.
"Siz?" O da şaşırdı tek kaşı havalanırken. "Yine mi geldiniz?" Ozan da aynı bizim gibi şaşkınlık içerisindeydi.
Konuşamadım.
Pelin ona bakıp sonunda konuştu, "Ben şey... Cüzdanımı burda düşürmüşüm. Ondan geldik." Duraksadı. "İçinde kimliğim ve bir miktar param vardı. Sen cüzdanımı gördünmü acaba?" Diye sordu öfkesi dinip, gergince.
Ozan, "Ben de yine gelirsiniz diye sizi bekliyordum zaten." İkimize de baktı, şaşkınlığını biraz iteleyip ve konuşmasına devam etti. "Cüzdanın şimdilik güvende, yani bende." Dedi Pelin' e tekrar bakıp.
"Sağolun. Ama bizim geç kalmamamız lazım, yoksa babam bize çok kızacak ve Pelin' in ailesi de aynı şekilde." Dedim hemen konuşup gergince.
"Ama cüzdan şu anda yanımda değil." Dedi biraz dönüp. "Ben hemen gidip getiririm zaten evim buraya çok yakın, siz burada bekleyin hemen ayakla gider alırım." Dedi eli sakince hareket edip.
"Olur," Dedi Pelin. "Zahmet olacak ama." Dedi gergince kaşlarını kaldırıp ve elindeki okul çantasını sıkıca tutup.
"Olur mu, ne zahmeti, hemen evden alırım cüzdanı." Dedi sakince Ozan.
Duraksadı, "Burda mı olursunuz," İkimize baktı merak edip, "Cüzdanı buraya mı getireyim?"
"Kapıda bekleriz." Dedim hızla, utanırken sesim hızla çıkmıştı. "Hemen gitmemiz lazım da." Dedim, sesimin az önce yüksek olmuş olmasından da şimdi biraz utanırken ve yüzümü eğdim.
"Tamam o halde, görüşürüz az sonra." Dedi dimdik durup.
"Görüşürüz." Dedi Pelin istemsizce söyler gibi, ona sonunda biraz tavır yapar gibi.
Ben ise hafif gülümsedim ona bakarken.
Dönüp gitti Ozan.
O an istemeyerekte olsa Ozan 'a güvenmemiştim, sonuçta hiç tanımadığımız birisiydi o. Tabii bir yandanda haklıydım kim hiç tanımadığı birine güvenirdi ki.
Ama biraz önyargılı davransam da iyi bir insan olduğunu da hissetmiştim bir yandan.
Pelin, "Of ya! Cüzdana ne gerek vardı şimdi." Diye sitem etti aniden ve, "Salak kafam niye o cüzdan konusunu açtım ki!" Dedi başına hafif vurup.
"Pelin?" dediğimde ona dönüp çok şaşırmıştım ve sonunda anladığım gerçeklerle ilgili konuştum. "Ne yani bütün yaptıkların bu yüzden miydi?" Duraksadım, gözlerim biraz daha açılırken konuşmama devam ettim, "Hani ben senin en iyi arkadaşındım, bu muydu yani?" Dedim, elim kızgınlıkla ve şaşkınlıkla havada kaldı.
Pelin yüzüme bakarken utanıp sustu.
Öfkemi arttırdım kaşlarımı çatıp dudaklarımı biraz büküp, "Yazıklar olsun sana! Benden birşey saklamayacaktın hani." Diye sertçe konuşup öfkelendim ellerimi serpip, Pelin yine beni çok kızdırmıştı, çoğu zaman yaptığı şeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİMSİN
Teen FictionAliberk Mardin' li bir gençtir ve bir intikâmla başlayan bir hayatın içinde kendini bulurken, o büyük intikâmı için evlendiği İstanbul' lu ve zengin kızı olan karısına, zamanla deliler gibi aşık olur... ***** "Sen benim gülümsün, benimsin..."