35.Bölüm

775 143 3
                                    

Merhabalar, bence gece yolcuları ile "Olmuyor," bölüme yine daha çok romantiklik kattı. (Bu grubun yeri ayrı her zaman. 'Benimsin' hikâyesinin grubu oldular gözümde. :) )

Neyse,

İyi okumalar.

*

Duyduklarım karşısında ne düşüneceğimi ve ne diyeceğimi hiç bilemiyordum.

Ama beni düşünüyordu ve bu hoşuma gidiyordu istemim dışında, bunu biliyordum. Bu durumda ne yapacaktım. Babamın bana neden kızdığını tam anlayamamıştım, beni Aliberk' le gördüğü için mi ya da dışarı çıkmamdan dolayı başka bir şeyden şüphelendiği için miydi ama sebebi karşımdaki bu adamdı, babamı sinirlendirdiğim için içim çok acıyordu, lâkin istesem de şimdi karşımda duran adama çok kızamıyordum.

Ve onunla bir yandan da, hiçbir şeyi takmadan gitmek istiyordum.

Ancak o an aklıma başka gerçekler de gelirken, şaşkınlığımı ve donukluğumu bırakıp tekrar tavırlandım ve konuştum.

"Sen ne diyorsun ya, ailen burdayken, o konağa nasıl geleyim ben?" Dedim ailesinin burda kalıp kalmadığına tam emin olamasam da, bu tahmini yürütüp ve dişlerimi bastırarak devam ettim.

"O kız da orda kalıyor hem, değil mi?" Diye ekledim, o sırada bu da aklıma gelmişti.

"Konağa gitmeyeceğiz. Arada, kira olarak tuttuğum apartmanda yaşıyorum, oraya gideceğiz." Dedi sakin sesle ve kaşlarını kaldırırken devam etti. "Diğer konuya da değinmek gerekirse, sence de o kıza çok takmadın mı?"

Sustum ve somurttum sadece. Belki takmıştım ama o kız da sürekli onun yanında olmak istiyor gibi davranıp göze çarpılıyordu işte!

Onun yüzünde müzip bir ifade oluştu ve derinden gülümsedi. "Beni bu kadar kıskanman hoşuma gidiyor tabii, o ayrı tabii." Dedi ve bu ukala sözler, ifadesinin hâlâ biraz sert duran benim yüzümü utançtan kızartırken, bana daha çok yaklaşıp içtenliğe bulaşmış sesiyle devam etti.

"Ama şüphelenmeni değil, bana güvenmeni istiyorum."

Konuşamadım bana dalgınca bakan ona bakarken, dudaklarım aralık olsa da utancımdan ve sinirimden tek bir laf diyemedim.

Ona güveniyordum ama o kız ona yaklaşma çabasına girerken, kendisinin çekinmeden onu uyarmasını istiyordum, bunu ona diyebilmeyi çok istedim ama maalesef şu an diyemezdim.

"Her neyse gidelim." Dedi ve elimi tutup beni kendine çekti.

Onunla gitmeyi o kadar çok istiyordum ki, biraz da tavırlı yüzümdeki acımın aksine içim sonunda mutluluk doldu onun bu teklifiyle ve heyecanla kalbim atarken, artık gözlerine bakamaz oldum.

O, dönünce, birşey demeden, gururumu hiç takamadan onunla gittim ve bana arabasının kapısını açarken, kısa sürede bindim. O da diğer tarafa geçip oturdu sürücü koltuğuna ve ifadesi biraz yumuşamış bana, heyecanlı gibi kısa bir an bakıp önüne dönerek arabayı sürdü.

Arabada yol boyunca iki çift laf bile etmemişken, sonunda önüne geldiğimiz apartmana bakan o, çekingen duran bana dönüp iç çekerek konuştu.

"Geldik sonunda."

Onun mutlu gözüken yüzüne öylece bakarken, dönüp indi arabadan kısa sürede ve gelip kapıyı açarken, ben de indim.

Arabasını kısa zamanda kilitledikten sonra, yine yürüdük ve dışardaki merdivenleri tırmanıp, ardından en alt katta olan asansöre bindik.

Onunla asansörde yalnız olmak bile heyecanladırıyorken, evde nasıl kalırdım, ne kadar süre kalırdım bilmiyordum ama hâlâ ona, karşı çıkmak istemiyordum. Hem gidecek yerim yoktu, eve gidemezdim bir süre hem de onu çok özlemiştim, onunla aynı yerde bulunup onu, hasretimi gidermek için izlemek bile beni inanılmaz mutlu ederdi.

BENİMSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin