SEZON FİNALİ
Aliberk' le yürürken ve eliyle sıkıca tuttuğu elimi bırakmayı düşünmediğini gösterirken o, konağın demir kapısından, o önden, ben biraz arkadan içeri girdik.O sırada ayakta duran ve gergin ortamlarını hissettiren kişileri gördük ve olduğumuz yerde durduk.
Birbirimize, neler oluyor burada dercesine dönüp bu durumu çok garip görür gibi baktık.
Bizim tutuşan ellerimiz, birbirinden ayrılırken, Aliberk yutkundu ve benden dönüp önümden yürüdü.
Kısa sürede amca dediği adamın yanına gitti ve gerginliği, şaşkınlığı buradan bile belirgindi.
"Amca?" Dedi ona telaşla ve ona baktı.
Amcası ona kendisini döndürünce ve konuşmaları duraksayınca hepsinin, devam etti, onun ve diğerleri üzerinde bakışlarını gezdiren Aliberk. "Neler oluyor amca, nedir bu telaşınız? Sesiniz, konağın dışına, sokaklara kadar geliyordu."
"Ali," Dedi Nevzat Bey, telaşı yüzünün yanı tarafında ve bulunduğum buradan bile fazlasıyla görünürken ve onun kollarının o an takati olmamış gibi elleriyle tuttu.
"Gülistan..."
Gözlerim kirpik uçlarına kadar hareketsizleştiler ve şaşkınlık beni en derinden bulurken, onlara yönelmişti dikkâtim tümüyle.
Neler oluyordu? Gülistan' a, arkadaşıma ne olmuştu?
"Ne oldu Gülistan' a, amca?" Diye sordu geriliyorken sesi, yüzünün bir kısmını gördüğüm Aliberk ve o da benim gibi merakından dolayı kıpırdamadan duruyordu.
"Kaçmış o herifle Ali abi! Hepimizi kandırdı sadece! Konaktaki herkesi oyuna getirdi!"
Avluda kadın, erkek, kısaca hepimizin şaşkın gözleri Aram' a dönmüşken o an, şaşkınlığım, bu defa gözlerimi iyice açtı.
Olamazdı!
Neler duyuyordum?
Gülistan, mutlu olduğunu söylemişti bize. Bu söz olayını kabul ettiğini söylemişti.
Yalan mıydı hepsi?
Sevdiğinden vazgeçmeyip, kaçmışlar mıydı şimdi de?
"Ama hiç öyle kolay kurtulmayacaklar elimizden. Ve onları bulunca, bu defa ikisini de gerçekten gebertmek şart oldu bize!" Aram, elini öfkesinden yan taraflarına doğru oynatmaya devam ederken, sözlerine de devam etti.
"Ailemizi, aşiretimizi, en önemlisi töremizi böyle basite almak neymiş, görecekler bu sayede!"
Diğerlerine, ailesindeki adamlara, üzerinde kaşlarının çatık olduğu sert gözleriyle baktı, "Siz hiçbir şey yapamazsanız, bizzat ben sıkarım kafalarına kurşunu, kızın şerefli ağabeyi olarak!" Dedi, kendini gururlu bir birey olarak görüyor gibi, ğöğsüne bastırdığı eliyle kendini gösterip ve yanlışını doğru sayıyor gibiydi.
Şaşkınlığıma endişem de ortak oldu.
Neler diyordu böyle?!
Yine mi zarar verecekti ona?!
Bunların en büyük sorumlusu kendisiyken hem de!
Buna izin veremezdim yine!
"Hayır, hiçbir şey yapamazsın onlara!" Dedim, diğer ayaküstü durmuş herkesin yanında durmuş ona yaklaşıp.
Onun gibi böyle düşünen varsa, yanlışını hissetsinler diye hepsine baktım ve siyah kaşlarımı daha çok çatarken, dişlerimi birbirleriyle sıkmayı da unutmadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİMSİN
Подростковая литератураAliberk Mardin' li bir gençtir ve bir intikâmla başlayan bir hayatın içinde kendini bulurken, o büyük intikâmı için evlendiği İstanbul' lu ve zengin kızı olan karısına, zamanla deliler gibi aşık olur... ***** "Sen benim gülümsün, benimsin..."