38.Bölüm

641 113 4
                                    

Merhabalar;

Oy ve yorum atın lütfen.

*

Hayaller kurmak, elbette çok güzeldi... Ama bir de kurulan hayallerin, akıp geçen zaman içinde veya kısa bir an içinde yıkılması vardı... Bunlar en zor şeylerdendi elbette ve hayal kırıklıkları, elbet hislerimize dokunup, hislerimizle bizi en derinden acıtarak, bizleri yıpratabiliyordu.

Ama aslında en önemli olan şey, her hayal kırıklığından sonra, azimli olduğunu gösterip, güçlü durabilmek ve umudunu ise asla tam yitirmemekti.

Ben de umudumu asla tamamıyla yitirmemek istiyordum ve mutlaka bir çare vardı diye düşünüyordum artık. Benim için önemli olan, şimdilik güçlü durmamdı.

Odamdan dışarı çıktım ve kapıyı kapatıp merdivenlere doğru yürüdüm. Kendime birkaç gündür hiç bakamıyordum ve saçlarıma, yüzüme bakım hiç yapamamışken, özensizce giymiş olduğum kahverengi kıyafetimle de beraber iyice bakımsız olmuştum.

Ama bu zor ve acı günlerin bıraktığı etkiden kurtulmak, elimden geldiğince artık güçlü görünmek istiyordum...

Ben, üstelik güçlü görünürsem, babama da moral verir ve bu moral vermem sayesinde, onun bu yıkkın halini atlatmasına, belki biraz olsun yardımcı olurdum.

Kısa sürede merdivenleri inip, salonda donuk oturan babamın yanına gidip, yavaşça yanına oturdum.

"Babacığım, daha iyi misin?" Diye sordum ona dönüp, üzgün sesimle, artık bu soğuk tavırları yerine, normal tepkiler vermesini ve kendini toparlamasını diliyordum.

Babam yüzüme bakmadı beni duymamış gibi davranırken, bu durum beni daha fena üzdü. Babamın bu mimiksiz ve yıkıntılı hali beni kahredip duruyordu.

"Ben senin üzülmene hiç katlanamıyorum babacığım, ne olur üzülme artık." Dedim kaşlarımı üzüntümle kaldırıp ve boğazımda bir yumru hissederken yutkunamadım.

Babam yüzünü hafif bana doğru döndürdü ve konuştu, "Ben bilemedim kızım. O gün iyi okumadan imzaladığım o evrakın, işi bu noktaya getireceğini bilemedim... Ortaklığına güvenmeye başladığım ve o günlerde şirketlerinde işlerinin yoğun olduğu Kudrettin Bey' in de, damadımın da haberinin olduğunu söyleyen Şirvan ile şirketimde yıllardır sırtımı verdiğim çalışanımın sözlerine inandım, sadece... Onlara güvenmekle büyük bir hata yapacağımı ve onların şirketimizin itibarını tamamen zedeleyeceklerini, ardından elimizde olan her şeyimizi kaybettireceklerini düşünemedim." Dedi üzgün, güçsüz sesiyle ve ellerini çaresiz gibi dizlerine koyarken, önüne dönüp devam etti.

"Şirketimizin, ileride sermayesinin artarak daha çok gelişmesi için, o yanlış şekilde anlattıkları ama iyi bir fırsat sandığım ihaleyi alma fikrini doğru buldum ve Şirvan' ın yakından tanıdığını söylediği o adamla, sırf şirketimizin geleceği için, görüşmek istedim."

Bana baktı babam tekrar ve yüzünde tüm kederi toplanırken acı sesiyle konuştu, "Ama sonucun böyle olabileceğini, hiç tahmin edemedim."

Benim içim bu sözlerden sonra acıya karışmış hislerle dolsa da, hayatta zor durumlar ortasında asla pes etmemek isteyen yanımı, bu defa vazgeçmek nedir hiç bilmeden dinlemek istiyordum... Çünkü hemen vazgeçmek yerine hayata tutunmak, senin asıl gücünü gösteriyordu... Kaybetmekten korkup ve kaybettiğini sanıp bunu kabullenmek kolaydı, mühim olan, en çetin zorluklara dayanmak, dimdik durmak ve sadece doğrulara tutunmaktı... Ben şimdi bunları başarmak istiyordum.

"Babacığım, sen bana hep güçlü ol bu hayatta kızım derdin, hatırlıyor musun?" Diye sorup söze başladım ve yılmadan konuşmaya devam ettim. "Hayat, güçsüzleri hiç sevmez, en zor, en kötü zamanlarında bile olumlu ve iyi düşün, gücünü asla bırakma derdin."

BENİMSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin