Bölüm 16/ Güvenlik Kayıdı

301 27 16
                                    

#16

"Hey, Günaydın Jackson." başımı eğip güvenlik kulübesinin penceresinden ellerini çayın ısısı ile ısıtan Jackson'a baktım, dalgın bakışları sesim ile sona erip yeşillerimle buluştu ve gülümsedi. "Lexa.. Günaydın."

Başını önüne doğru eğdi ve dışarıda ki havaya baktı, "Yağmur yağıyor, ıslanıyorsun." omuz silktim. "Aslında senden bir şey rica edecektim.." başını dinliyorum dercesine salladı. "Dün geceye ait güvenlik kayıtlarına bakmak istiyorum." kaşlarını çattı, "Pekala, neden ?"  "Şahsi.." dedim biraz tebessüm ederek.

"Bana açık olmalısın, eğer mühim bir mesele ise tabii yardımcı olabilirim." gözlerimi devirme isteğimi bastırıp boğazımı temizledim, "Mühim bir mesele olmasa gelmezdim." başını belli belirsiz salladı, "Söylemeyeceksin değil mi?" başımı olumsuzca salladım.

Oturduğu koltuktan ayağa kalktı, "Sadece beş dakika..." zafer edasıyla gülümsedim, kulübenin kapısını açıp dışarı çıktı. "Hem sen de biraz hava alırsın, fena mı?"  "Bu havada mı?" gözlerimi devirdim, "Siz insanlar neden güzel havaları sadece güneşli olarak algılarsınız ki?" diye mırıldanıp içeriye girdim ve kapıyı kapattım.

Vakit kaybetmeden koltuğa geçip parmaklarımı klavyenin üzerinde gezdirdim, dün geceye ait kayıtlara ulaşıp hızlandırdım ve izlemeye başladım. Anneannemin gelişi, gidişimiz, benim tekrar gelişim... Hepsi vardı fakat bir türlü o gizemli kişi radarda gözükmüyordu. "Hadi.." diye mırıldandım alt dudağımı kemirirken.

Kapı tıklandı, "Lexa, son bir dakikan.." Lexa bir gün sikecek belanızı. Sanki devlet sırrı saklıyor bilgisiyarın içinde, bu ne telaş bu ne acele? Gerçekten anlamıyordum.

Bahçe girişi, apartman girişi, ve apartmanın içinde olan kameraların görüntüleri.. Hepsine bakıyordum fakat bir sonuç yoktu, kapının açılmasıyla beraber görüntülerden çıktım, "Yemedik aman al!" koltuktan kalktım ve kapıya doğru yürüdüm. "En azından izin verdim değil mi?" Bir boka yaramamıştı zaten.

"Aradığın o 'mühim' şeyi bulabildin mi bari?" omuz silkip sırıttım, "Kim bilir, belki bulmuşumdur belki de bulamamışımdır." Jackson başını belli belirsiz salladı, "Üç dakika için sağol, oysaki daha iki dakikam vardı." arkamı dönüp gittiğimde konuştu, "Rica ederim(!)"

Kamera kayıtlarında atlanma var mı dikkat bile edememiştim, belki de bu işin içinde Jackson'da vardı. Sonuçta bu devirde ailemize bile güvenmeyecektik değil mi?

Bu gizemliliğe karşın gittikçe geriliyordum, aklıma birkaç bir şey geliyordu fakat onların olmamasını ümit ediyordum. Telefonumun çalmasıyla düşüncelerimden sıyrılıp arka cebimden çıkardım, Clarke arıyordu. Aramayı yanıtlayıp kulağıma götürdüm, "N'aptın bulabildin mi bir şeyler?" bir nefes al amk.

"Senin derste olman gerekmiyor mu?" diye sordum kolumda ki saate bakarken, "Seni aramak için hocadan izin alıp tuvalete geldim. Evet, şimdi benim sorumun cevabını alayım.." güldüm. Bu kız tam bir aptaldı.. "Tabii ki hayır, bir şey bulamadım. Zaten bunu beklemiyor muyduk?"  "Bilmem."

İç çektim, "Gizemli kişimizin binaya girebileceği ve kameraların görmediği bir yer daha var."  "Yangın merdiveni." demesiyle başımla onayladım, fakat onun bunu göremeyeceğini ve aptalca bir hareket olduğunu düşünüp 'evet' diye mırıldandım. "Bu bilgi bizim ne işimize yaracak, kameralar görmüyorsa?"

"Çaprazda ki binanın kamerası görüyor çünkü." dedim çaprazımızda ki binaya bakarken, "Ne kadar görebilir ki?" omız silktim. "Bilmiyorum Clarke, gelince konuşuruz."  "Ben biliyorum, sadece oyalanıyoruz Lexa. Ebemizi siktikleri zaman sonra mı polise gideceğiz ha?!" gözlerimi devirdim.

"Siktir git o zaman polise, ne diyeceksin? Elinde ne kanıt var söyler misin? Boş boş konuşup durmaktan başka bir bok yapmadığın gibi bir de işime karışma!" "Senin yaptığın işi de görüyoruz, gerizekalı!" sinirle alt dudağımı dişledim, "Belanı sikmeden kapat şu telefonu Clarke." ve kapatır.
Bu kız ciddi anlamda beni kanser edecekti.

Seslice nefes verdim ve başımı gökyüzüne kaldırıp yağmur damlalarının yüzüme çarpmasına izin verdim, ne kadar temiz olduğu belli olmayan havayı içime çekip gözlerimi açtım. "Bir günüm normal geçsin, zil takıp oynayacağım."

Okula bir hayli geç kalmıştım, arabaya doğru yürürken çantamın küçük gözünden anahtarı çıkardım ve kilidi açtım. Sürücü koltuğunun kapısına gelip tam açacakken ayağıma takılan bir şey çarpma sonucu öte yana fırlatı, bakışlarım fırlayan şeye giderken bunun bir kağıt olduğunu gördüm. Dün gece Clarke'ın evinde bulduğum gibi bir kağıttı, top şeklinde buruşturulmuş..

Kağıda doğru birkaç adım atıp etrafa baktım ve eğilip yerdeki ıslanmış kağıdı aldım ve yavaşça açtım. Yazılanları okumak için kaşlarımı çatıp biraz kağıda doğru yaklaştım, 'Yaptıklarınızdan sonra rahat yaşayacağınızı mı sanıyordunuz? Gülünç..'

Gökyüzümde Ki Sen |GxG|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin