Bölüm 9/ Onunla Kavga Etmeyi Seviyorum

360 35 17
                                    

#9

Bonfileyi fırından çıkarıp tezgahın üzerine koydum, fırın eldivenini elimden çıkarırken tepsinin üzerine doğru eğilip kokladım. Her şey çok lezziz görünüyordu.
Çünkü ben yaptım yani..
Ben.
Tabii ki mükemmel olacak.

Zilin çalmasıyla gözlerim salonda ki duvar saatine ilişti, saat tam dokuz idi. Ne bir dakika geç ne bir dakika fazla, yarım ağız sırıtıp kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı açtığım da çatık kaşlarıyla karşımda duran anneanneme gülümsedim, "Yine dakikliğiniz üzeriniz de Rose Hanım."  "Öyle.."

Başını kaldırıp içeriye doğru girdiğinde kapıyı kapattım, paltosunu ve çantasını alıp portmantoya astıktan sonra tekrar ona döndüm. Daha geçen hafta görmeme rağmen onu çok özlemiştim, "Sarılmayacak mıyız Pamuk?" dedim kollarımı açarak.

Şerefsiz oğlu şerefsiz, adi it müdürümüz bire bin katarak anneanneme Clarke'la olan tartışmamızdan bahsetmiş, bunun üzerine okul çıkışı anneannem telefonda çok kısa ağzıma sıçmış "akşam eve geldiğim de detaylıca konuşacağız" diyip yüzüme kapatmıştı.

Şu an bana kızgın olsa da sarılmak istediğini biliyordum, "Sarılmak mı istiyorsun?" diye sordu tek kaşını kaldırırken. Arsızca başımı salladığımda çatık kaşları gevşedi ve güldü, o gülerken ben onu kendime çekip içime sokarcasına sarıldım.
O benim tek ailemdi, her şeyimdi.

"Eşek sıpası.. Seni bu kaçıncı uyarışım acaba?" gözlerini devirdim, "Benim suçum değildi.." anneannem geri çekilip yüzüme baktı, "Tamam belki biraz.." bu sefer kaşlarını kaldırdı. "Ama o da çocuk gibi anahtarı saklamasaydı !"  "Lise son sınıfınız eşek kadar oldunuz, hala utanmıyor musunuz çocuk gibi kavga etmekten?" omuz silktim. "Onunla kavga etmeyi seviyorum galiba."  "Farkettim."

Tam salona doğru yürüyecekken kolumu tutup durdurdu ve elini kaşımda ki yaraya götürdü, "Kim bilir Clarke'ım ne halde.." gözlerimi kocaman açıp şaşkınca anneanneme baktım. "Hey.. Torunun benim Bayan Rose!"  "Yalan mı? Sen bir koydun mu adamı öldürüyorsun."

"Clarke'ın da benden kalır bir yanı yok, ona bir aralar kick boks dersi veriyordum." anneannem güldüğünde sorgularcasına baktım, "Sonra noldu ?" gözlerimi devirip güldüm. "Yanlış bir harket yapıp kolumu çatlattı." anneannemin gülüşü kahkahasına dönüştü.

Salona doğru yürüdük, "Kolumun çatlaması çok mu hoşuna gitti?"  "Yok canım, ayıp ediyorsun." başımı belli belirsiz salladım. O koltuğa kendini atarken ben de mutfağa doğru gittim, amerikan mutfak olduğu için rahatça konuşabiliyorduk. "Mükemmel yemekler hazırladım, masayı kurayayım da girişelim hemen."

Raftan mat siyah servis tabaklarından çıkardım, bu takımıma aşıktım. "Şimdi koyma misafirimiz var." demesiyle elimde tabaklarla öylece ona bakakaldım. Gözlerini bana doğru çevirip yarım ağız sırıttı,
"Hayır.. Bana bunu yapmış olma."

"Yaptım bile." demesiyle kapı çaldı, "Sadece meraktan soruyorum.. Neden?" boş boş bakmasıyla homurdanıp tabakları masaya koydum ve içimden anavrad küfür sayıp dökerken bir yandan da kapıya doğru yürüdüm.

Çatık kaşlarımla kapıyı açtım, "Lanet olasıca köpek, senden kurtulmanın bir yolu yok mu?!" diye söylendiğimde gözlerini devirip elinde ki borcamı karnıma geçirircesine bana verdi. Karnımdaki sızıyla yüzümü buruşturduğumda bana doğru eğilip fısıldadı, "Evet var. En kısa sürede seni öldüreceğim, sen de kırtulacaksın ben de."

İçeriye geçip salona doğru gidecekken kolundan tuttup kendime çektim, bedeni bedenime çarptığında bir iki adım geriledi ve mavilerini yeşillerime çıkardı. "Söz veriyorum, seni de yanımda götüreceğim." diye fısıldadım, alayla gülüp kolunu çekti ve salona doğru yürüdü. "Ah ne demek, tabii ki geçebilirsin!" diye bağırdım arkasından, bana doğru dönüp orta parmağını kaldırdı.

Bir gün o parmağı sana sokacağım, bekle sen.

Gökyüzümde Ki Sen |GxG|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin