Çeşit çeşit çiçeklerin olduğu taştan bahçe yolunda atı Armand ile yürüyüşe çıkmıştı. Hemen hemen bir haftadır burada kalıyor ve istediği gibi rahatına bakıyordu. Daha önce yiyemediği yiyeceklerden tadıyor, en pahalı kumaşlardan dikilmiş kıyafetler giyiyor, bir anda üzerine takamayacağı kadar mücevherlerle, bitirmesi mümkün olmayacak kadar paraya sahip oluyordu. Birşeyi düşünmemesi ya da sorgulamaması gerekiyordu. Ama aklına takılan çok fazla soru vardı.Bu adam kimdi? Soylular arasında nasıl bir yere sahipti? Herşeylerini hazırlayan hizmetçileri neden hiç görmüyordu? Aklını kurcalayan bir yığın dolusu soru zihninde dolanıp duruyordu. Cevaplar Thor'daydı ama sormaya korkuyordu.
"Loki... Aklını kurcalayan birşeyler mi var?"
Bu sesle Armand huysuzlanıp yerinde hareketlendi.
Loki arkasını dönünce Thor'u her zamanki ihtişamıyla karşısında buldu. Güneş ışıklarının altında saçlarının sarısı altın rengine dönüşüyor, teni ise bronz heykelleri andırıyordu. Böyle göründüğü zamanlarda içinde yanan ateş büyüyor ve bacaklarının arasına kadar iniyordu. Bu adam her kimse tek kelimeyle mükemmeldi.
"Hizmetçiler... Neden onlardan birini bile hiç görmedim?"
Thor'un dudağının bir kenarı yukarıya doğru kıvrıldı. "Etrafta dolaşmalarını pek sevmem. İşlerini benim olmadığım zamanlarda hallediyorlar ve kendi köşelerine çekiliyorlar."
"Bu sence de biraz fazla değil mi? Yani insan onlar."
Onun son cümlesiyle Thor güldü. "Loki... Bunları fazla sorun etme lütfen. Hizmetkârlarım hâllerinden memnun. Sen bu hayatının keyfini çıkar. Emin ol sana herşeyi vereceğim."
Herşeyi demek. Pekâlâ. Bu tuhaflığı kaldırabilir o zaman.
Gülümsedi ve Armand'ı bırakıp ona yaklaşarak ellerini onun göğsünün üzerine yerleştirdi. "Peki sevgilim. Dediğin gibi olsun."
Thor kollarını onun beline doğru sardı. "İşte böyle. Sadece keyif al ve yaşa. Gerisini dert etme."
Loki kollarını onun boynuna dolayıp dudaklarını dudaklarına kapadı. Güçlü kollarını ve bedenini hissetmek her zaman iyi hissetmesini sağlamıştı.
Ama bir at arabasının yaklaşma sesiyle dudakları birbirinden ayrıldı. Thor bir elini onun belinden çekmeden yüzünde ciddi bir ifadeyle baktı.
Bu Loki'nin gözünden kaçmamıştı. Faytonda kimin olduğunu merak etti. Gerçi az sonra bunu öğrenecekti.
Arazinin taş yolunda ilerleyen dört beyaz at faytonu malikanenin avlusundaki çeşmenin hemen önünde durdurdu.
(Aşağıda çeşmenin örnek bir görüntüsü var.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANCE WİTH THE DRAGON - (THORKİ)
Fanfictionİnsanları kandırmayı ne kadar sevse de onların davranışlarından sıkılan Loki kaldığı kasabayı terk eder. Sadece sahip olduğu, asla vazgeçemediği atı ile yola çıkan Loki hava karardığında ve sağanak bir yağmura yakalandığında ilerlemekte olduğu orman...