Siyah bir faytondan inen Stephen Strange'i burada görmeyi kesinlikle beklememişti. Çok uzun yıllardır onunla konuşmamıştı. Bir ejderhaya göre oldukça soğuk birisiydi. Sıcak davrandığı sadece iki kişi vardı. Biri kardeşi Tony, diğeri de eşi Wanda'ydı. Onlar dışında diğer tüm kadim ejderhalara karşı mesafeliydi."Dr Strange... Açıkçası İngiltere kraliçesinin özel doktorunu burada görmeyi beklemiyordum."
Yaptığı imâyı hemen fark eden Strange kaşlarını çattı. "Kim ya da ne olduğumu öyle güzel gizliyorum ki İngiltere de ki insanların arasında saygı gördüğüm bir mevkiye geldim. Ama konumuz bu değil. Tony-"
"Hayır! Konuşacak birşey yok. Eğer geldiğiniz konu onunla ilgiliyse kesinlikle dinlemek istemiyorum."
"Dinleyeceksin! Annenin ölümüne isteyerek sebep olmadı. Avcılar ve ejderhalar arasındaki bu savaşı da başlatmak istemedi. Sadece-"
"Sadece sezgilerini dinlemedi. Biraz olsun onlara kulak verseydi Virginia Potts'un beklediği eşi olmadığını öğrenebilirdi. Ama hayır! Bunu görmek yerine aldığı o tuhaf enerjiyi farklı yorumlamayı tercih edip tüm ejderhaların başına büyük bir bela açmayı tercih etti."
Strange derin bir nefes alıp verdi. Daha çok içinden sabır diliyor gibiydi. "Thor... Tony'nin tek yakın dostusun. Ve sen onu affetmediğin sürece mutlu olamayacak. Ben işim gereği her zaman onun yanında olamıyorum. Ama sen olabilirsin. Lütfen yıllar önce yaşanmış bu hatanın öfkesini bir kenara bırak."
Thor yumruklarını sıktı. Öfkelenmeye başlıyordu.
"Thor..."
Sevdiğinin sesini duyunca yumrukları gevşeyerek açıldı. Mavi gözleri hemen ona döndü. Gülümseyerek yanına doğru gelen hayatının aşkı tüm öfkesinin uçup gitmesinde yardımcı olmuştu.
Loki evden çıkarken onların tartışma seslerini duyup acele etmişti. Aslında onları salonda bulmayı umut etmişti ama hiç de öyle olmamıştı. Faytonun önünde birbirlerine saldıracaklarmış gibi bağrışıyorlardı.
Yanına gelip onun koluna dokundu. "Lütfen izin ver konuğumuz konuşsun."
"O Tony'nin kardeşi Strange. Konuşacağı birşey yok."
Loki "Olsun."dedi.
Thor bir iç çekti ve izin verdi. Strange gözlerini kısarak Loki'ye kısa bir süre baktıktan sonra konuştu. Ama beklenen konudan devam etmedi. "Sen ona koruduğun kutsal taşı mı verdin?"
Loki konunun gittiği noktayı beğenmedi. Thor'a bakış attığında onun yüzündeki ciddi ifadeyi gördü.
"Avcılar yüzünden eşimi kaybedecektim Strange. Onu kaybetmektense herşeyimden vazgeçerim. Eşini bulmuş bir ejderha olarak bunu en iyi sen anlarsın. Sen olsan şu anda kolyenin içinde taşıdığın taştan vazgeçmez miydin?"
Strange'in bakışları yumuşadı. "Haklısın. Tepkim için özür dilerim."
Thor başını sallayarak özrünü kabul ettiğini belirtti. "Tony'e gidip artık eskisi kadar kızgın olmadığımı söyle. O gün aşırı tepki göstermiş olabilirim ama onun dostluğunu bende özledim. Sonraki gelişinde herşey daha iyi olacak."
Strange bunu duyunca rahatladı. Hafifçe gülümseyerek "Tony bunu duyar duymaz kısa süre sonra gelecektir haberin olsun."dedi.
Thor güldü. "Ve onu tanıyorsam uzun bir süre burada kalıp başımın belası olacak."
Strange başını sallayarak onayladı. "Kesinlikle katılıyorum. Bu yüzden sana sabır diliyorum Thor ve... Teşekkür ederim."
"Bana değil kadere teşekkür et. Eşimi bulmuş olmasaydım öfkem hâlâ dinmemiş, ilk günkü gibi taze olacaktı."
"Anlıyorum. Tebrik ederim Thor. Umarım kardeşim de eşini bulur." Bunu der demez faytona geri bindi. Faytonu kullanan adam atları hareket ettirerek oradan uzaklaştı.
Loki Thor'un koluna asılıp "Londra'ya gidelim lütfen."dedi.
"Tony'nin geleceğini öğrenince bu fikir birden çok parlak geldi gözüme biliyor musun?"
"Ben onun hemen vazgeçen bir yapısı olduğunu sanmıyorum. Peşimizden Londra'ya kadar gelecektir."
Thor güldü. Loki güzel tahminlerde bulunuyordu. "Oraya gittiğimizde ne olursa olsun yanımdan ayrılma."
"Ben artık özel güçlere sahip biriyim. Kendimi korurum Thor."
"Onların nasıl saldırılarda bulunacağını bilmiyorsun. Seni şaşırtıp hazırlıksız yakalayabilirler. Neden eşlerimizi hedef alıyorlar biliyor musun? Biz kadim ejderhaları avlamak zordur. Kolay yolu eşlerimizi öldürerek hem ürememizi engellemek, hem de bizim bu acıya dayanamayıp kendi isteğimiz ile ölümü kabullenmemizi sağlamaktır."
Loki onu anlamıştı. Kendisine bu kadar bağlanması da hoşuna gitmişti. Bu şekilde değer görene kadar kaç defa aşağılanmıştı. Yalnızken hayat çok zor oluyordu.
Thor'un bakışlarını yakalayınca yine zihnindeki düşüncelerin görüldüğünü fark etti. "Özelime bu kadar girmesen ne hoş olur."
"Üzgünüm küçüğüm. Alışkanlık."
Loki onun elini tutup götürürken "İstikamet Londra."dedi.
***
Birkaç saat sonra Londra'nın merkezinde...
Thor, Loki tarafından dükkandan dükkana sürüklenirken hiç bir şekilde şikayet etmiyordu. Onun heyecanlı ve mutlu yüz ifadesini izlemek kendisinin de neşelenmesini sağlıyordu.
Evine ilk geldiği gün onun zihnindeki tüm anılara baktığında gördüğü şeyler hem öfkelenmesine hem de üzülmesine neden olmuştu. 1000 yıldır beklediği biricik eşine karşı insanların davranışları öyle kötü ve çirkince olmuştu ki hepsini ateşiyle yakmayı gönülden arzu etmişti. Ama sonra eşinin de insan olduğunu hatırlayıp sakinleşmişti. O gün kendi kendine bir söz verdi. Eşi herşeyin en layığına sahip olacaktı ve kimse ona el süremeyecekti.
***
Helal lan sana.
🔥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANCE WİTH THE DRAGON - (THORKİ)
Fanfictionİnsanları kandırmayı ne kadar sevse de onların davranışlarından sıkılan Loki kaldığı kasabayı terk eder. Sadece sahip olduğu, asla vazgeçemediği atı ile yola çıkan Loki hava karardığında ve sağanak bir yağmura yakalandığında ilerlemekte olduğu orman...